38 entry daha
  • tam da jules verne'le dünya seyahatleri yaptığım,
    balonla afrikayı bir uçtan bir uca katedip, kongo nehrine düştüğüm sıralardaydı.
    nil'in kaynağını bulurken roman kahramanlarından daha çok heyecanlanıyordum.
    gecelerim pasifik okyanusunda insan eli değmemiş atolleri aramakla geçiyordu.

    belki daha öncelerden beri, henüz karşılaşılmamış bir sevgili gibi,
    veya gül teyze tembel oğlunun bir kenara attığı ciltli büyük atlası
    bana hediye ettiği günden bu yana, ben haritalara aşığım.

    10 yaşımdaydım. atlasımın tüm dünyayı gözlerimin önüne seren
    renkli sayfaları arasında her gün yeniden kayboluyor,
    kendimi yeni öğrenilen bir başkentte, bir dağ sırasında
    veya iki ülke sınırını belirleyen bir nehirde buluyordum.
    nehirle beraber atlas okyanusuna dökülüyor,
    güneye dümen kırıp ümit burnundan doğuya döner dönmez
    pasifik okyanusunun sakin sularına ulaşıyordum.
    şimdi düşünüyorum da bu saplantılı durum iyi ki bir takım arızalar bırakmamış bende.
    ya da bıraktı da farkında değilim. neyse.

    fakat şundan eminim, eğer dünyayı google earth'le fethetmek,
    ben 10 yaşımdayken mümkün olsaydı,
    istediğim yeri zoomlayarak metre metre görüp ölçebilseydim,
    ihtimal ki, küçük bünyem bu imkanı kaldıramaz,
    kelimenin dosdoğru anlamıyla çıldırırdım. (bkz: #57547600)

    edit : imla
24 entry daha
hesabın var mı? giriş yap