22 entry daha
  • sene 2011, ısparta dağ komando okulu gibi yerde askerlik yapıyorum. beni hayatın içinde tutan, bulunduğum yerden çıkarıp başka diyarlara götüren, huzur veren tek şey de her haftasonu çarşıda alıp bütün hafta bulduğum her fırsatta kendimi gömdüğüm kitaplar.
    acemilikte badim olmuş bir arkadaşım var, tam bir kitap kurdu. kültür paçalarından akmıyor görünüşte ama çok seri bir okuyucu gerçekten. benim 3 günde bitirdiğim kitabı bitirmesi yarım gününü almıyor herifin. neyse usta birliğinde de çok uzak düşmedik birbirimizden, yakın yerlerdeyiz. yine elimdeki kitapları silip süpürdüğüm bir hafta buna denk geldim, dedim bana bir kitap tavsiye et, çarşıya çıkınca alayım, listemdekileri bitirdim. "okuduğum en iyi roman; gülün adı, bir çırpıda bitirdim" dedi pezevenk.
    ben de kitapların kalınlığına göre o haftaki alışverişimi yapıyorum, yetmez gibi görünürse boşta kalmayım diye bazen 2-3 kitap aldığım oluyor. bu gülün adı'nı görünce içim rahatladı tabi. oh dedim, hem çok iyi romanmış, hem uzun uzun keyifle okurum böyle. başka kitap almadım, döndüm akşam birliğe. ertesi gün oldu, başladım okumaya. ulan okuyorum okuyorum, hikaye bir türlü akmıyor. dedim herhalde ilerde açılacak, heyecanlı olacak, keyif verecek. oku babam oku, 100-150-200 sayfa oldu, ben hala askerlik yapıyorum. ne aldı başka yere götürdü, ne huzur verdi... orta çağın hıristiyan mezhepleriyle ilgili abuk sabuk detaylar okumaktan kör olacam amk. ama başka çare de yok... kitap yok başka. bu gülün adı'yla 1 hafta askerde rehin kaldım resmen. ders olsa, hoca ödev diye verse okumazdım öyle düşünün ama küfür ede ede sonraki çarşıya kadar hiçbir zevk almadan kitabı bitirdim mecburen. belki bu mecburiyet olmasa, başka kitapların arasına sıkıştırsam, daha güzel gelebilirdi ama, benim için bir "bir daha asla" kitabı oldu.

    bunu tavsiye eden arkadaşımla da denk geldik daha sonra yine. sordu kitabı nasıl bulduğumu... "valla biraz ağırdı ama bitirdim" dedim, "ha biraz zor akar evet ya" dedi bana amına koyduğum. tabi o zaman ağzımı açıp da bir şey demedim "bütün haftamı siktin, burada bu okunur mu, insan bir düşünür öyle tavsiye verir" diye, güldüm geçtim. ama madem en sevdiğin roman bu güzel kardeşim, belki gün gelir ekşideki başlığına da bakarsın. bu entry'i okuyunca kim olduğumu anlarsan, senin amına koyayım... ama sevgiyle. özledik be tertip.*
117 entry daha
hesabın var mı? giriş yap