• druidler doğaya ait imgelere yani doğanın farklı görünümlerine kutsallık atfetmekteydiler. bu imgelerin en bilinenleri korular, meşe ağacı ve ökse otu’dur. kimi uzmanlar buradan yola çıkarak druid inancını animizmle özdeşleştirmişlerdir.

    druidler, plinius ve lucan’dan öğrendiğimize göre toplantılarını taştan tapınaklar ya da farklı yapılarda değil kutsal kabul ettikleri korularda yaparlardı. kelt çok tanrıcılığına göre “nemeton” da denilen “kutsal korular” druidler tarafından korunurlardı. insan ve hayvan kurban törenleri burada gerçekleştirilirdi. kelt dilinde kutsal mekan anlamına gelen nemeton’lar bir kelt kavmi olan nemetesler’in tanrıçası nemetona’dan isimlerini almaktaydı. bu korulara almanya, macaristan, isviçre gibi orta avrupa ülkelerinden başka fransız galyası’ndan türkiye’ye kuzey irlanda’dan finlandiya’ya kadar pek çok yerde rastlanmıştır. nemetonlar genellikle hendek ve siper kazıkları ile çevrelenmiş dörtgen biçimli korulardır. ülkemizde galatya bölgesinde bulunan nemeton’a strabo’ya göre “drunemeton” adı verilmekteydi.lucan pharsalia adlı eserinde böyle bir koruyu biraz abartarak tasvir eder: “nemeton’da hiçbir kuş yuva yapmaz ya da hayvanlar dolaşmaz. ağaçların yaprakları hiç esinti olmamasına rağmen sürekli hışırdayıp durur. korunun tam ortasında bir sunak vardır ve hemen yanında tanrılarının tasviri yer alır. her bir ağaç bu sunakta kurban edilmiş kişilerin kanlarıyla lekelenmiştir. toprak sürekli derinden gelen bir kükremeyle sarsılır. yıkılmış ağaçların çevresi alevlerle çevrilidir. devasa yılanlar meşe ağaçlarının etrafını sarmıştır. insanlar koruya yaklaşmaktan korkarlar hatta rahipler bile gün ortası ya da gece yarısında korunun ilahi koruyucusu ile karşılaşmamak için oraya gitmezler.”plinius’a göre: “druid adını verdikleri büyücüleri için en kutsal şey ökseotu ve bu otun üzerinde yetiştiği meşe ağacı idi. ökseotu son derece az bulunan bir ottu ve rast gelindiğinde özel bir tören eşliğinde ayın altıncı gününde kesilirdi. her şeyin şifacısı olarak görünen ay kutsandıktan sonra ağacın hemen altında bir ziyafet sofrası kurulur ve kurban töreni için hazırlık yapılırdı. bu törende beyaz bir kıyafet giymiş druid ağaca çıkar ve altın bir orakla ökseotunu kesip yine beyaz bir pelerinin içine koyardı. hemen sonra iki boğa kurban edilir ve verdiği nimet için tanrılara dua edilirdi. druidlere göre ökseotu katılmış içkilerin içirildiği hayvanlarda doğurganlık artar ve bu içki her türlü zehre karşı bir panzehir haline gelirdi.”roma’nın ilk coğrafyacısı kabul edilen pomponius mella, ms. 43’de yazdığı “de situ orbis” adlı eserinin ııı. bölümünde druid ayinlerinin gizli olduğunu ve koruluklar dışında mağaralarda da yapıldığını ilk defa olarak söyleyen yazardır.kadın druidler ise “dryades” adı altında 3-4. yüzyıllara tarihlenen imparatorluk biyografileri “historia augusta”da karşımıza çıkar. her ne kadar dryades’lerin gerçek anlamda druid olup olmadıkları tartışmalıysa da yine de roma’da 3-4. yüzyıllarda halk arasında druid inancının ve uygulamalarının bir şekilde devam ettiğini göstermesi bakımından bu kayıt önemlidir. kıta avrupası’ndaki druidler galya’nın romalılaştırılma politikası sebebiyle yok edildiler. zaman zaman romanın güçsüzleştiği dönemlerde ortaya çıkmaya çalışmışlarsa da druidler ms. ı. yüzyılda büyük ölçüde avrupa’dan silinmişlerdi. varlıkları büyük oranda britanya adasında sürmeye devam etti. galya ve bretagne’de ciddi kovuşturmaya uğrayan druid inancı ilmi ve kozmogonik yanlarından arındırılmış bir biçimde ağırlıklı olarak irlanda’da devam etmiştir. britanya adası’nda hıristiyanlığın yayılmasına karşı önemli bir engel teşkil etmiş bulunan druidler ve druid inancı ancak vı. yy. sonlarında tamamen ortadan kaldırılabilmiştir. ancak izleri ve etkileri bütün ortaçağ boyunca devam edip xıı. yy’a kadar sürmüştür.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap