194 entry daha
  • mutluluktur.

    2010 yada 2011 senesiydi, tam olarak hatırlamıyorum.
    pasaportumun süresi dolmuş, yenisini çıkarmam gerekiyordu.

    randevu alırken boş olacağını bildiğim için büyükada’yı tercih ettim. o gün öğlene kadar da izin almıştım şirketten, sabah bostancı’dan atladım vapura. sakat bir çocuk vardı içerde, garip, yüksek sesler çıkarıyordu sürekli. yanındaki babası da kasıyor kendini etraftakilere rahatsızlık veriyor çocuk diye. gidene kadar adamı izleyip üzüldüm.

    mevsim yaz sonu. hava serin, güzel. tam teoman kafası. indim adaya baktım karşımda mado. daldım içeri, kaşarlı tost + limonata için hatırlamıyorum ama çok ciddi bir para ödedim.
    tostu allı pullu bir tabağın içine, yine allı pullu bir peçetenin üzerine koy, iki adet dik üçgen elde edeceğin şekilde çapraz olarak kes, yanına bir iki salatalık, domates parçası bırak, çak gitsin. yeriz biz, sıkıntı yok.

    neyse karnım tok, üzerine çay – sigara da yapmışım. sallana sallana çıktım karakolun oraya.
    girmemle çıkmam bir oldu nerdeyse. 10-15 dk içinde hallettim.

    indim yine sahile. sabah çok erken, yarım gün izin de almış bulundum zaten, afedersiniz sikseler dönmem şirkete.
    sahilde bir banka oturdum. bir sigara daha yaktım. sonra bir tane daha. 2 – 3 saat kadar takıldım orada.

    karşımda istanbul. çok fazla kuş vardı bide adada, onu çok iyi hatırlıyorum.
    öğlene kadar oturdum. bir ara arkadaki çay bahçelerine gidip çay içtim, sonra yine banka döndüm oturdum manyak gibi.

    o birkaç saat hiçbirşey yapmamak vücuda nasıl etki etti bilmiyorum ama şundan eminim dönüşte belki de hayatımda nerdeyse hiç olmadığı kadar mutlu hissettim kendimi.
    adadan vapurla işe dönerken oldu bu.

    hayatımda ilk kez vapura binmiyor, adadan dönmüyordum. ilk kez pasaport randevusuna gitmiyor, ilk kez bankta oturmuyor, ilk kez yarım gün izin almıyordum.
    kuşlardan mı diye düşündüm ama o da olamaz, sanmıyorum.

    hiçlikten olabilir ama.
    2-3 saat boyunca tek derdimin gazı bitmeye başlayan çakmağım olmasından mesela.

    5-6 sene geçmiş üzerinden. hala vapurdaki o çoçuğun suratı, karakolda can sıkıntısından çenesi düşmüş orta yaşlı polis memuru, mado’daki suratsız garson, hepsi çok net hafızamda.
452 entry daha
hesabın var mı? giriş yap