117 entry daha
  • tour de france. fransa turu. her sene temmuz ayında dönülüyor. bu dönme tabiri bisikletçilere ait bir tabir. "rouler" fiilinden geliyor. anlamı döndürmek. "rouleur" döndüren demek, pedal çeviren. bildiğin bisikletçi. kumar masası olarak bildiğimiz "roulette" kelimesi de aynı kökten gelir. şans eseri oluşan bu benzerlik bir yana her rouleur yaptığı sporun biraz kumar olduğunu bilir. her yarışın başında zarlar atılır. bütün bisikletçiler bilir ki en iyi olmak, en güçlü olmak, en akıllı olmak yetmez. bisiklet yarışı fırtınalardan, yoldaki kazalara, seyircilerden yol kenarında otlayan koyunlara kadar her türlü değişkeni ve riski içeren bir parkurda yapılır. tur bir kumardır. rouleur son anına bu kumarın içerisinde kadar yarışa tutunur ve herşeyini tura verir. tur bütün bu olayların birlikteliğidir. zarlar ne gelirse gelsin sonucun ne olacağı belliyse bu artık tur değildir. istisnalar bu turun ve bisikletin ta kendisidir.

    bunları neden yazıyorum. bisikleti steril bir parkurda yapılan niceliksel değerlerin ölçüldüğü bir spor olarak görseydik belki sporseverlerin yorumları doğru olabilirdi. ama bisiklet özelinde bu yorumlar gerçekçi olmuyor. bisiklet büyük kartellerin ellinde çok can kaybetti. çok büyük bisikletçiler kartellerin, doping organizasyonlarının ellinde harcandı. bir kez daha böyle bir durumla karşıkarşıyayız. açıklanmayan sonuçlar, 2015 yılında kaçırılan doping kontrolleri, gizli ve belirsiz bir hastalık nedeniyle yapılan açıklanamayan tedavi hikayeleri, net olarak belirlenmeyen antrenman verileri, ölçülen ve servis edilen veriler arasında inanılmaz farklar, insanüstü performanslar, tour de france komitesi üzerinde uygulanan sürekli baskı. 2011 'in geç dönemine kadar peleton'daki standart bir bisikletçi ayarındaki bir adamın kısa sürede, tam bir sene içerisinde tüm zamanların en büyük tırmanışçı ve zamana karşıcısına dönüşmesi. vuelta'da 35. sıradan bir anda sky takımına geçmesiyle tour de france ta 2. sıraya yükselmesi. aslında 1. sıraya yükselecekken radyo emriyle frenlenmesi. 1 senede uzun süredir bu tura hazırlanan oldukça yüksek base kan değerlerine sahip wiggins'i tepelerde ekarte edebilecek bir hale gelmesi. 2. sene sonunda tekniği yeterli olmamasına... bir çok zamana karşıcının deyimiyle bisikletin üzerindeki yeterli olmayan duruşuna rağmen wiggins gibi bir zamana karşı dünya şampiyonunu kolayca ekarte etmesi. o güne kadar en iyi ve tek derecesi vuelta da 35.cilik olan bir adam. bu bir rastlantı olamaz. raslantı olamayacak kadar açık ve net. tam kabus bitti derken bir yenisi başladı. tam karteller dönemi sona erdi derken bir yenisinin ortaya çıkması çok üzücü.

    dün televizyonu açıp bisiklet sporuyla tanışanlarla dolu bir ülke olmamız güzel. bu aralar çok popüler bir spor bisiklet. bisiklet kelimesi iki tekerden geliyor. çift teker bu sporun olmazsa olmazı. dün televizyonu açanlar bisikletsiz koşan bir froome görünce şaşırdılar. oysa eski şampiyonların bu çıkışın bazı bölümlerini koşarak geçtiklerini bilseler o kadar şaşırmazlardı. hele etabın bir bölümünü yürüyerek geçip bir çocuktan küçük boy bisikletini ödünç alarak 15km katedip bitiren doğu almanya doğumlu jens voight'u görseler herhalde şaşkınlıktan küçük dillerini yutarlardı. voight bisiklet tarihinin açıkara en sevilen bisikletçisi. hiçbir büyük turu kazanmadı. büyük turlarda kazandığı bir kaç etap ve bir veya iki kez sırtına geçirdiği sarı mayo dışında bir başarısı yok. bugün aklınıza gelebilecek bütün büyük şampiyonlardan daha çok seviliyor. bunun temelinde turu oluşturan bütün değerleri taşıyor olması yatıyor. bisikletin kaderinin kartellerin elinde, masa başında kararlarla, özel kliniklerde belirlendiği yirmi sene boyunca bisikletinin üstüne çıkıp hiç durmadan dönmüş bir adam voight. inatçı, güleç ve insancıl.

    başka bir sporda steril salonlarda, büyük şampiyonların ardarda aldıkları kupaları seyretmek, alkışlamak güzel olabilir. tour böyle bir organizasyon değil, en azından düne kadar değildi. doping ile anılan dönemde bile bu kadar açık ve net bir tavır sergilenmemişti. o dönemde 3 maymun oynanıyordu. kör, sağır ve dilsiz. ama açık ve net bir şekilde prudhomme'un belirttiği gibi böyle bir "istisna" hiçkimseye şu ana dek yapılmadı.

    bugün bu büyük kartelin önünde hiçbir engel kalmadı. klinikler, açıklanamayan testler, bugün eğer geçmişteki örneklerden faydalanırsak tur zarları tekrar ele almadığı sürece paris yolu pırıl pırıl açık ve güneşli... ve bir o kadar da hüzünlü.
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap