25 entry daha
  • gnostisizme göre, ki aşağıdaki anlatım birkaç gnostik metne dayanır ve bunlardan bir tanesi de "yuhanna'nın apokrifi" (veya "gizli kitabı") denilen bir gnostik kitaptır, başlangıçta pleroma adı verilen ilksel tanrısal bütünlük vardı, var olan düşünülebilen ya da düşünülemeyen her şey pleroma, "baba tanrı" olarak da nitelenen bu ilksel bütünlüktü, gnostisizm'de "yaratılış" ifadesiyle kastedilen şey, islami anlamda "yoktan var olma" değil emanasyondur.("emanation", sudur, yayılma, bilincin genişleyerek farklılaşması... bu nedenle panenteistik yapıda olduğu söylenebilir) var olan her şey bu ana ışıktan yayılmıştır, bu aşamada "demiurge", "tanrı" ve madde ikiliği diye bilinen düalizm bulunmaz, işte bu nedenle düalistik olarak bilinen gnostisizm, bu aşamada monisttir. 2 ana gnostik ekolünden valentin ekolü daha monistik bir yapıdadır, setyan (sethian) ekolü ise ortaya çıktığında daha düalistik iken sonra zostrianos gibi setyancı gnostik metinlerde monizme dönmüştür. her iki gnostik ekole göre de, zerdüştiliğin aksine, emanasyon/yaratılış/yayılma aşamasından önce düalizmden çok monizm hakimdi denilebilir.

    aşağıdakiler, gnostisizmin bakış açısına / felsefesine ait fikirlerdir:

    başlangıçtaki her şeyi kapsayan (pleroma), her şeyin üzerindeki ışık ve her şey olan mutlak potansiyel tanrı bilinci kendisini bilmeyi ister, doğası içinde kendi yansımasına bakma arzusu/itkisi ve böylece kendisi hakkında ilk düşüncesi olan ennoia var olur. bu ilk düşünceye "barbelo" da denir ve mitolojide üstün tanrıça olarak resmedilir. işte mutlak potansiyel ya da "baba", içinde değişik bilinç merkezleri olarak tezahür ettikçe önce ilk düşünce barbelo, ondan sonra da aşamalı olarak tanrıça sophia ortaya çıkar. pleroma'nın tanrı bütünlüğünün cinsiyeti yoktur ancak tanrılığın içindeki sonsuz bilinç okyanusundaki çift kutuplu ilkeleri daha rahat anlatabilmek için "tanrıça" "tanrı" gibi ifadeler kullandılar ilk gnostik hristiyanlar. yani "tanrıça" da tanrı da birer sembol anlatılmayanı anlatabilmek için.

    sophia'dan sonra tanrıça'nın kendisine yabancılaşması, pleroma'dan farklılaşması dolayısıyla kendisinin içinden kusurlu bir bilinç tezahürü olarak fırlayan yaltabod (demiurge) isminde düşük tanrı dünyayı yarattı, (yaratma filli yine islami anlamda değil, emanasyon "yayılma" anlamındadır) ademi ve havva'yı da yaratan bu düşük tanrı'ydı, gerçek tanrı değil. bu "düşük" tanrı, "ben kıskanç bir tanrı'yım benden başka tanrı yok" diyordu. adem'i havva'yı yarattı çünkü maddenin efendisiydi, ama onlara bir türlü can veremeyince sophia'dan çaldığı güçle onlara yaşam üfledi, bu yaşam ilahiydi ama düşük tanrı yaltabod, insanların bunu bilmesini istemiyordu, daha sonra bu "benden başka tanrı yok" diyen kıskanç tanrı, adem ve havvayı en düşük yerlere yerleştirdi adem ve havva'nın, içlerindeki tanrısallığı yani gerçek tanrı ile olan bağlantılarını görmelerini istemiyordu demiurge. ancak pleroma'dan, gerçek tanrı'dan çıkan ışık adem ve havva'nın bulunduğu eden bahçesine düştü ve metafor olarak "hayat ağacı" "bilgi ağacı" olarak tasvir edildi.

    gnostik varoluş mitolojisi
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap