7 entry daha
  • umke gibi işini ciddiye alan bir oluşum var artık.
    afad da iyi çalışıyor.
    yerel arama kurtarma ekipleri de arttı.

    akut gibi kaymak yeme odaklı bir kurumun balonu sönmüş.
    çok şeyetmeyelim yani.

    edit: kaymak yemek nedir, niye öyle düşünüyorsun, akut öyledir, böyledir şeklinde mesajlar aldım. hiç buraya uzun uzun yazacak enerjim yok aslında, mesajda arkadaşlara düşüncelerimi belirttim, ortak noktalarda buluştuk. buraya da kısaca yazayım. sonra enerjimi toplarsam ayrıntılı da yazabilirim.

    bunu yazdığım için aktroll olduğumu, bundan nemalandığımı söyleyen arkadaşlar olmuş aşağıdaki entrylerde.
    evet itiraf ediyorum, almanya'dan gelecek olan oğul benim. akut'u çıkartıp beni yerleştirecekler binaya.
    eleştirmek, farkı görüşe sahip insanlara hakaret etmek sizin kanınıza işlemiş. artık iflah olmazsınız. size diyecek sözüm yok.
    ayrıca ben hayatımda akpartiye oy vermiş insan değilim. ve yine ayrıca bunu neden yazmak zorunda kalıyorum.
    yani baktığında ironik değil mi,
    türkiye'de düşünce özgürlüğü olması gerektiğini savunuyorsunuz, nasuh mahruki düşüncelerini söylediği için ayağını kaydırmaya çalıştıklarını vurguluyorsunuz, ben düşüncelerimi yazdığımda linç ediliyorum.
    bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demezler mi adama.
    sizin düşünce özgürlüğünüz sadece sizinle aynı görüşü paylaşanlar için geçerli değil mi?
    başımızdaki insanlardan ne farkınız var o halde?

    bir diğer kişi de umke'yi, piknik yaparken umke'nin alet edevatını kullandığı için eleştirmiş. kötülemek için sunabildiğiniz arguman bu mu sadece?
    akut'un teknik malzemelerini şahsi işi için kullanan insan yok mu sanıyorsunuz?

    kaymak yeme kısmına gelince;
    kaymak= para değildir. para olarak da yazmamışım farkındaysanız.
    akut'un disiplin kurallarında bir madde var. açın okuyun. madde özetle der ki, akut'u şahsi menfaatlerin için kullanmayacaksın.
    yaptığı işle hava atan, ego tatmin eden iki meslek grubu ön planda. biri polisler, biri akutçular.

    çok insani bir amaçla, iyi niyetle kurulan yararlı bir stk olduğu konusunda hemfikiriz.
    ama sonraki yaklaşık 20 yıllık süreci daha iyi yönetebilmek gerekirdi.

    nasuh mahruki'nin bana göre yanlış yaptığı konu şu idi:
    bir insan elbette fikirlerini söyleyebilir, siyasete girebilir. devletin bu konuda uyguladığı şeyi zorbalık olarak ben de görüyorum, kesinlikle tasvip etmiyorum. hele ki kişiye karşı beslenen nefretin faturasının kuruma kesilmesi gerçekten üzücü bir durum.

    nasuh mahruki kendini akut ile bu kadar özdeşleştirerek, ismini marka haline getirerek bunu göze aldı bence. bir kurumla kendini bu kadar özdeşleştirirsen o kurumun malı olursun artık. dolayısıyla bireysellikten söz edebilmek daha zor hale gelir. ağzından çıkan her söz kurumu da bağlar konuma gelir.
    neden hiçbir stk'nın kurucusunun adını bilmiyoruz da nasuh adını biliyoruz. neden nasuh deyince akut, akut deyince nasuh geliyor akıllara. 20 yıldır neden başkan koltuğundan feragat etmiyor.
    yeri gelince şahsına yapılan eleştirilere akut'u öne sürerek cevap verip, yeri gelince ben bireyim, şahsi fikirlerim olamaz mı diye cevap veriyor.
    gerçi devlet bu kadar akutla içli dışlı olmasa da faturayı akut'a keserdi, orası ayrı konu.
    ama o bu şekilde yaparak destekçilerinin azalmasına neden oldu.

    öyle mi, böyle mi. bir karar verip. o yolda devam etmek gerekir. gerçi şu saatten sonra tren kaçtı. yaptığın her şey akut'a mâl edilecek.

    ayrıca bu siyasete bulaşma işinden sadece ben, o... yani 3-5 kişi rahatsızlık duyuyor değil. yılmaz sevgül'ün röportajını okudum. 100'e yakın kişi istifa etmiş nasuh'un bu tavırlarından dolayı.

    durumu yönetmede de başarısız buldum. o tahliye dilekçesine baktım. 2012'de bir dilekçe gönderilmiş, 49 yıllık istihkak hakkı için tamamlaması gereken evraklar olduğuna dair... falan filan.

    açık açık, biz evrakların hepsini tamamladık da diyemiyor.
    geri davanı açarsın, ondan sonra kamu oyuna şu şekilde duyurunu yaparsın. böyle böyle bir durum vardı. biz bütün evraklarımızı tamamladık, buna rağmen tahliye emri geldi. davamızı açtık. kamu oyuna duyurulur dersin.
    ama daha dava açmadan, annesine şikayet eder gibi, halkın arkasında olduğunu bilmenin rahatlığıyla yapılan heyecanlı açıklamalarda, amatörce bir yaklaşım gördüm.
    yine tekrarlıyorum. burada karşı tarafın komplosu olduğu konusunda hemfikiriz.
123 entry daha
hesabın var mı? giriş yap