1404 entry daha
  • krizler sadece kamu maliyesi cikisli cikmazlar. turkiye'nin gecmiste alistigi krizler genelde kamu dengelerinin bozulmasi ve dis acik dolayisiyla hali hazirda capa uygulanan kurda devaluasyon yapilmasi ikilisinin basbasa gittigi krizler seklindedir. kamu maliyesindeki sikintilar hazine borclanma ihalelerinde gerceklestiginden ve bu ihaleler carsamba oldugundan krizler genelde kara carsamba olurdu.

    2001 sonrasinda dervis programiyla baslayip akp doneminde devam eden yaklasim kamu dengesini odagina aldi buna karsilik likidite bollugunun da etkisiyle ozel sektor buyuk bir tuketim ve borclanma sarmalina girdi. gecmistekinden cok daha feci bicimde ulkedeki binlerce firma bilancosunda varlik/yukumluluk dengesinde kurdan kaynaklanan riskler olaganustu boyutlara ulasti.

    galatasaray veya fenerbahce'yi ele alin mesela. havuz anlasmasi geregi sabitlenmis bir kurdan gelen yayin gelirleri, yine tl uzerinden stadyum ve store/fenerium gelirleri var bu kuluplerin. oyunculariyla anlasmalari ise genelde euro uzerinden. dolayisiyla bankalardan da genelde euro olarak borc aliyorlar. doviz kurundaki artislar bu sirketlerin bilancolarina kur farki maliyeti olarak feci bicimde yansiyor. daha da fenasi yakin vadede ne kadar degisim olacaginin kestirilemedigi, volatilitenin cok arttigi ve belirsizligin cok yukseldigi ortamlarda bu sirketler icin risk olaganustu boyutlara ulasiyor. hadi bunlar futbolcu, bir sekilde yollarini bulurlar, buna benzer durumda binlerce "gercek" sirket var.

    diger yandan turkiye dusuk teknolojili uretip yakin ulkelere satabilen bir ulke. mobilyayi norvece satamazsin. abd'ye gidecek gemiye koymaya degecek kadar nitelikli mal uretmiyorsun. irak'a suriye'ye misir'a yunanistan'a en en uzagi almanya'ya satabilmen lazim. satabilecegin ulkelerin yarisinda bombalar patliyor kalan yarisiyla kavga ediyorsun. zaten avrupa pazarinda genel bir talep daralmasi yasanirken, sen bir de buralarla iliskilerini daha da zorlastiriyorsun. suriyede iraktaki duruma girmiyorum bile.

    turkiye'deki mevcut dalgali kur rejimi kurda anlik ziplama sansini azaltiyor. zaten zamana yayilmis buyuk deger degisimleri yasandi, yavas yavas yasandigi icin etkisi daha hafif hissediliyor. dalgali kur burada lubrikasyon islevi goruyor sagolsun.

    rakamlar ortada, turkiye son birkac ceyrektir kamu harcamalariyla ayakta kaliyor. sermaye olusumu sifir/negatif seviyesinde gidiyor. yatirim yok, ozel tuketim yok, varsa yoksa kamu. ulkede olan yatirim da uretken sermaye degil daha ikincil bicimde uretkenlige fayda saglayabilecek altyapi (kamu) yatirimlarinin otesine gitmiyor. ama bu da ne yazik ki keynesyen bir multiplikasyon cabasinin degil de kamu-ozel isbirligine yeni bir yorumla kamuya daha fazla maliyet ozele garanti kar modeliyle yandaslara kaynak aktarimi cabasinin sonucu.

    bu sartlar altinda ben anlik bir cokusten daha fenasini bekliyorum. turkiye hic kurtulamayacagi bir durgunluk sarmalinin icine girecek. bu sarmaldan cikmanin yolu en nihayetinde akla dayali isler yapabilmekten geciyor. 26-45 dogu 36-42 kuzeyde yasayan insanlar kolektif akli yitireli cok oldu, kafasi kesilmis tavuk gibi debeleniyor. debelendikce iyi kotu yuvarlanip gidiyor ama boyle bundan sonra. %15 civari bir yerde dengeye gelecek issizlik, %2-3te dengeye gelecek buyumeyle turkiye mevcut fakirligin surdurulebilirligini yakalayacak. ister bilmemne tuzagi diyin ister steady state, bizim memlekette yasayan insanlarin yapabildigi bu kadar.

    daha fazlasi cikar miydi, belki. niye cikamadi, sanssizlik biraz, ama temelde sansa o kadar da fazla yer yoktur. turkiye niteliksiz insanlardan olusan bir ulke oldugu icin bu niteliksizlik sarmalini kirabilecek hareketi gelistiremiyor, bu niteliksizlik icinde tikali kaliyor ve o da bizi mevcut surekli durgun ekonomiye surukluyor. buradan sonra ruzgarla savrulan yaprak gibi dis gelisimlere bagli olarak bazen iyi gider, bazen kotu. zaten 2000lerin basindaki o tatli hava da esasinda asiri likidite dalgasi uzerinde bir sorftu. dalga cekildi, yuzme bilmesek bogulurduk tek seferde olur biterdi, su soguk olsa donardik tek seferde bitiverirdi. biz cirpinabiliyoruz, su yuzunde kalabiliyoruz, su soguk da degil, ama iste kara cok cok cok uzak. bir mucize olmazsa gunes altinda yavas yavas susuzluktan acliktan yorgunluktan surune surune olecegiz.
1938 entry daha
hesabın var mı? giriş yap