2 entry daha
  • ışığı ile yüzyıllar ötesinden gönüllerimizi aydınlatan bir gönüller sultanı. ayrıca pek mahirmiş tımar işinde.

    efendim madem her şey rivayetlerle gidiyor, hazret hakkındaki bir rivayeti de biz aktaralım. ama tarihsel bir gerçeklikmiş, net bir vakadan bahsediyormuş gibi değil. sadece rivayet işte. söylence.

    "udeba, gureba ve ehli muhabbet* bildirmişlerdir ki horosan ellerinde büyük bir eren olan hoca ahmet yesevi hazretleri'nin hem seyisliğini hem de yardımcılığını yapan bir kişi imiş başlarda sarı saltuk. hoca ahmet yesevi hızır gibi boz atına atlar horosan ellerini oba oba, şehir şehir dolaşır gönüller aydınlatır darda düşenlere yardım eder kerametler gösterirmiş. işte sarı saltuk da sanço panza misali karakaçanı ile takip edermiş pirini.

    bir gün, hoca ahmet yesevi'ye yeni bir at bakmak gerekmiş. sarı saltuk bir türkmen obasına gitmiş ve pirine uygun bir at bakmış. sonra bir atı seçmiş ve götürmüş pirine. siyah bir kısrakmış bu. o güne değin pirliğinin alameti olarak boz ata binegelmiş olan hoca ahmet yesevi çömezini simsiyah bir kısrakla görünce kızmış. "gel benle" demiş ve tekrar obaya gitmişler. "iyi bir pir ne tür bir ata bineceğimi bilmeli" diye sitem etmiş. bunun üzerine yaptığı hatayı anlayan sarı saltuk gidip en güzel boz atı seçmiş. buna çok sevinen hoca ahmet yesevi "aferin" demiş "sen oldun". ve sarı saltuk'un kaşağısını`(#6711273) alıp anadolu'ya doğru fırlatmış. "oğul" demiş, "seni urumeli'ni fethe memur ettik. git orada gönüller aydınlat. gerektiçe de hımar tımar edersin kaşağınla. var git kaşağının düştüğü yere kur zaviyeni" demiş ve sırtını sıvazlayıp göndermiş.

    işte efendim pirinin buyruğu ile ahlat üzerinden anadolu'ya giren sarı saltuk gide gide kaşağısını babaeski civarında bir düzlükte bulmuş ve tekkesini kurup oradan başlamış insanları irşada. genelde yunus gibi "dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim" diyerek büyük hizmetler görmüş, bunlara ek olarak sureten insan gibi görünen hımarları da pirinin fırlattığı kaşağısı ile tımar etmiş. tımarlanan bazı hımarlar ise tımarlandıkları gerçeğini inkar ederek iyice kafayı sıyırıp "aslında sarı saltuk diye biri de yok. ne tımarı? hayali bir evliya o" demişler ama ahaliyi kandıramamışlar. zaten tımar ihtiyacı olan hımar da gidip bu yüce insanın tekkesinin kapısına sürtünürmüş şartlanmış bir pavlov köpeği gibi. bu rivayet de çağlar boyunca anlatılır olmuş. ve yine hımarların hoşlarına gitmeyen şeylerin yokluğunu iddia etmeleri gerçeği de değişmemiş hiç."

    evet söylencemizi anlattık. bir de günümüze gelelim. malum psikolojik vakaları müteaddit defalar teşhir etmiş idik. en büyük özelliklerinden biri kafalarındaki vehimleri defalarca tekrarlayınca başkalarının da o saçmalıklarına inanacağını sanmalarıydı ve bu özelliklerinin güdülemesi ile temelden çürük söylemler salarlardı ortalığa. yine aynı düzeysiz ad hominem manifestoları aynı yansıtmalar. e tabi kendileri hakkında yaptığımız teşhisleri aradan bir yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra efendisinin ilaçlarını çalıp içen uşak* sendromu ile ve tabi kapasitesinin elverdiği ölçüde daha avamca ortaya saldıklarını görmek de buruk bir tebessüme neden olmuştur. buyrun karşılaştırın:
    "yine psikolojiden biraz anlayanlar bilir ki bazı zayıf karakterli kişiler de yansıtma yaparlar. kendilerindeki kötü birşeyi (hal, davranış, anı vs) diğer insanlara yakıştırarak kendilerini tatmin etmeye çalışırlar. sevilmeyen bir insanın müteaddit defalar boynuzlu bir hayvan olan geyik olarak lanse edilmeye çalışılması da bir yansıtma olabilir ama malum olduğu üzere sadece yorum yaptığımız için kesin birşey diyemeyiz." (bkz: #3460148)
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap