half-life 3

• bu oyunun hiç bir zaman çıkmayacağından daha korkunç bir şey varsa, o da belki de çoktan çıkmış olduğu ama bizim bilmediğimizdir...
  
  geçenlerde kadıköy'deydim. rıhtım'daki otobüs durağına doğru yürüyordum. yazıcıoğlu'nun oraya geldiğimde "cd lazım mı abi?" diyen bir genç takıldı peşime. bilirsiniz, sizin de başınıza gelmiştir.
  
  "ne istersen var abi. 2 dakikaya getiririm. film var, dizi var, oyun var, miki var".
  
  baktım gideceği yok. "ben bilirim sana yapacağımı," dedim içimden.
  
  olduğum yerde durdum. döndüm çocuğa. göz gözeydik. tüm kadıköy durmuş, bize bakıyor gibiydi. kovboy filmlerinde esen rüzgarla sürüklenen çalılar geldi gözümün önüne.
  
  "half-life 3 var mı?" diye sordum.
  
  gözleri bana kenetlenmiş yılışık yılışık sırıtan çocuğun surat değişmeye başladı. dudakları büzüldü, gözleri ıslandı.
  
  "aq gaben'i çıkarmadı abi. valla billa çıkarmadı. ocaklarına ateşler düşesice çıkarmadı," diyerek bir ağlamaya başladı, bir ağlamaya başladı anlatamam. sakarya nehri çocuğun gözlerinden büyük bir kuvvetle akıyor sanmıştım.
  
  ardından ani bir hareketle yerden kalktı ve yakama yapıştı. " 2018 yılının 3. ayının 16. günü onu bilgisayarına tak," diye kulağıma fısıldadı ve koşarak uzaklaştı.
  
  peşinden hareketlenmeme dahi izin vermeden kalabalığın içinde gözden kayboldu.
  
  çocuğun arkasından anlamsızca bakakaldığım o an cebimde daha önce hissetmediğim bir ağırlık hissettim. elimi cebime attım. bu bir cd'ydi. çocuk kaçmadan önce koymuş olmalıydı. cd'yi elime aldım. dandik bir kopya cd'ydi. üzerinde kötü bir el yazısı ile şu yazılıydı:
  
  hl3
  
  cd'yi hala açmadım. 16 mart 2018'i beklemeli miyim yoksa cd'yi açmalıyım bugün dahi bilemiyorum. ben bir balkona çıkıp temiz hava alayım en iyisi...