2 entry daha
  • bir vegan belgeseli olduğu kolayca anlaşılan iç karartıcı belgesel.

    bir buçuk saat boyunca, yok et şöyle rezildir, tavuk şöyle beterdir, balık desen zaten pisliktir, süt desen kemik falan güçlendirmez yalandır, yumurta yiyeceğine kendini otobüsün altına at, peynir desen iğrençtir vb. söylemlerle ne kadar hayvansal gıda varsa "sakın ha yemeyin, ölürsünüz" diye bas bas bağıran belgesel.

    kendiniz vegan olduğunuz için değil, veganlığı yaymak için de değil, adaletli bir yaklaşımla yapsaydınız keşke şu belgeseli. deseydiniz ki bakın şu şu ürünler kötüdür, işlenmiş etler kötüdür, abur cuburlar kötüdür, ama bunlar sağlıklıysa yenebilir vs. bunların hiçbiri yok, baştan sona hayvansal gıda yemeyin ölürsünüz mesajı.

    fil otla besleniyormuş o yüzden çok güçlüymüş. argümana bak! yani vegan olup sebze yerseniz öyle güçsüz kalmazsınız mesajı verilmeye çalışılmış. beş bin tane de etçil hayvan var, daha güçlüler, oldu mu?

    arkadaş, şunu söylese alkışlayacağım: "arkadaşlar günümüzde hayvansal gıdalar çok fabrikasyon, bunlardan uzak durun, sağlıklı olanını bulmaya çalışın, onlardan yemeye çalışın, meyve sebzeyi de ihmal etmeyin vs..." ama yok, hayvansal ne varsa kaka. bak food inc.'de ne güzel anlatmışlar, sağlıklı hayvancılık yapan adamla röportaj yapmışlar, şahane. çünkü adamların niyeti insanlara gerçekleri göstermek ve onları sağlıklı beslenmeye teşvik etmek, kendi ideolojilerine değil (bir benzeri de where to invade next belgeselinde var, güzel ve kötü yiyecekler kıyaslanıyor, tavsiyedir).

    bu belgeseli izleyince, "ulan senin inadına hoşaf içiçem, hoşaf içicem, hoşaf içicem, pis çekirgeeeeee" diye bağırıp hemen akşam yemeğinde şöyle güzel bir tavuk söyleyesi geliyor insanın.
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap