• salıncağa binerek de oynanabilecek oyun.

    bazı marjinin marjini türk çocukları için (kimbilir şimdi nerede ne yapıyorlar, kesin bir yerlerde çıkıntı olmuşlardır) güzel ama tuhaf birer çocukluk anısı olan salıncağa binerek uzaya gitmek, aslında maliyeti sıfır olan, anne-babalara ayrıca bir alışveriş yükü getirmeyen, çünkü herhangi bir silah, kostüm gerektirmeyen (isteyen evden getirdiği yeleklerini, kemerlerini, saç bantlarını kullanabilir), sadece kamu malı olan ve parklarda bol miktarda bulunan kişibaşı bir adet salıncak isteyen bir oyundur...ve bir de bol bol hayalgücü. ama zaten çocuk dediğinde başka bişi bulunmaz. herkes atomize uzay gemisi, salıncağı ile uzayın derinliklerine doğru ayrı ayrı yayılırken hayali göktaşları (yapraklar dökülmektedir), karadelik rüzgarları (o sırada yağmur bulutları toplanmakta, rüzgar çıkmaktadır), uzaydaki tozlar (yağmur taneleri yüzümüze çarpmaktadır) ve diğer uzaylı cisimler (kuşlar, böcekler, kelebekler...) ile savaşmaktadır. salıncak yavaşlatılarak kolayca dünyaya geri dönülebilir, akşam yemeğine geç kalınmamış olur.

    şu ana kadar topladığım verilere göre bu tür acayip oyunları iki tür insan evladı oynamış olabilir:
    1. annesinin elinden tutmadan karşıdan karşıya geçmesine dahi izin verilmeyen minik zeka ve cansıkıntısı topları.
    2. büyüyünce havalandırma borusuyla matrix pelerinini dalgalandırmaya çalıştığı bir film yapacak olan çocuklar. (emin değilim tabi, şüphelerim var ama yine de (bkz: gora) )
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap