42 entry daha
  • film, ailenin en küçük bireyi olan eve'nin kamerasıyla çektiği sekans ile başlayıp gene kamerasından çektiği bir sekansla bitiyor.

    evet filmin ana konusu dünyadaki mülteci sorunu değil gibi görünebilir. arka planda da kalmış denilebilir. ancak filmde mülteci sorununa birçok gönderme var.

    --- spoiler ---

    eve'nin annesinin intiharıyla birlikte evinden ayrılıp, zengin, varlıklı ama bir o kadar da ikiyüzlü olan babasının yanına gelmesi ve bu süreçte yaşadığı zorluklar aslında mültecilerin yurtlarını terkederek zengin ve refah durumu iyi avrupa ülkelere gelmelerini resmediyor.

    piere, georges'in yaş gününde faslı hizmetçilerini herkese nasıl kölemiz diyerek alkışlatmaya çalışıyorsa, eve'de benzer bir şekilde filmde aile üyelerine takdim ediliyor ve alkışlatılıyor. hatta georges "bizimle mi kalacaksın?" gibi bir takım soruları tekrar tekrar sorarak eve'yi tıpkı mültecilere yöneltilen sorularla baskı altına alıyor.

    diğer bir nüansta canına kıymak isteyen ve kimseden yardım bulamayan georges'in bunun için yolda gördüğü "siyahi" insanlardan yardım istemesidir. siyahi insanlar her zaman öteki olarak görülmüştür ve ne ironiktir ki o sırada yoldan geçen başka bir beyaz insan onu sözüm ona "kurtarıyor."

    --- spoiler ---

    filmdeki diğer bir güzel şeyde tabiki filmde kullanılan çekim açıları. piere'in dayak yediği ya da georges'in siyahi insanlarla konuştuğu gibi birçok sekansta haneke yakın çekim yerine uzak, geniş açıyı tercih ediyor ve bu sekanslarda konuşmaları izleyicinin kendi hayal dünyasına bırakıyor.

    evet bu filminde haneke'nin birçok farklı konuyu bir arada işlediği söylenebilir ki öyle. ancak mülteci sorununu da bu şekilde ince nüanslarla aktarabilecek sayılı yönetmenlerden biridir haneke. çekim tekniği ile, oyunculuklarıyla, diyaloglarıyla filmin beklentilerimi fazlasıyla karşıaldığını söyleyebilirim.
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap