20 entry daha
  • arsenal'deki 2. sezonumun başıydı... elimden geleni yaptığım bir sezonu geride bırakmama rağmen arsene wenger beni bir türlü a takım oyuncusu olarak görmedi. menajerim olacak iyi niyetli ama yeteneksiz arkadaş ise bu zor zamanda bana harika bir haberle geldi...

    çocukluğumdan beri oynamak istediğim real madrid benimle ilgileniyordu. olay bir şekilde büyümeye, medyaya yansımaya başladı. artık herkes bu konuyu konuşuyordu. yönetimle olan toplantıda gitmek istediğimi belirttim. onlar beni bırakmak istemediklerini söylediler. ben yine de gitmek istedim. çünkü hayalimdi.

    gel zaman git zaman transfer window kapanmasına ramak kala menajerim evime geldi ve her şeyin yalan olduğunu, kandırıldıklarını söyledi. şok olmuştum. hemen kulüp binasına gidip yönetimle acil toplantı yaptık. ancak beni artık düşünmediklerini, genç takımla antremanlara çıkacağımı söylediler. transfer sezonunun bitmesine saatler kalmıştı ve ortada kalmıştım. her şey alt üst olmuştu.

    üzgün ve kırgın şekilde menajerim ile yollarımı ayırmaya karar verdim. onu severdim. ancak burada söz konusu olan benim kariyerimdi.

    o gece, her şey sona erdi derken babam los angeles'dan aradı. harika bir haberle geldi. amerika'nın en büyük takımı los angeles galaxy'nin beni istediğini söyledi. çılgına döndüm. teklifi hemen kabul ettim, ilk uçakla da california'nın yolunu tuttum.

    bana gereken önemi verdiler. benim ne kadar yetenekli olduğumu hissettirdiler. ben de onların güvenini boşa çıkarmadım ve onları mls'de şampiyon yaptım.

    hikayenin geri kalan kısmında tekrar avrupa'nın en büyük kulüplerinden birisinin yolunu tuttum...

    devam edecek... *

    edit:

    hikayemiz devam ediyor...

    avrupa'nın en büyük kulüplerinden birisinin yolunu tuttum demiştim, bu kulüp atletico madrid'den başkası değildi. atletico'da 0-0 giden villareal maçı esnasında attığım golle 1-0 öne geçtiğimiz maçın 2. yarısında sol dizimden sakatlandım. eskiden tanıdığım hocam dino bana 3. dereceden menisküs yırtığımın olduğunu söyledi. bu 6 hafta oynayamayacağım anlamına geliyordu.

    bu esnada ea sports şeklini yaptı ve beni birden danny williams'ın hayatına ışınladı. 0-0 giden arsenal everton maçının 82. dakikasında hocam olacak denyo arsene wenger beni oyuna aldı. mesut'un verdiği pası iyi değerlendirip kaleye doğru yüzümü döndüm. ceza yayının önünden sağ ayağımla bir kapattım, doksana soktum meşin yuvarlağı. tribünler coşmuştu, herkes deliye dönmüştü. koştum hocama sarıldım bana bu şansı verdiği için. maçı 1-0 kazandık. mutluydum.

    derken kupa maçı geldi çattı. liverpool ile 2. maç. ilk maç 0-0 bitti. takım rezalet oynuyor. zaten alex hunter da sevmezdi bu takımı. saçma sapan pas hataları, gereksiz yere rakibin üzerine top sürüp top kayıbı yapan mal takım arkadaşlarım sayesinde ilk yarıyı 0-0 bitirdik. 2. yarıda 2 tane soktular bize. maç sonu hoca geldi siktir çekti. eşyalarını topla git dedi. ulan geçen maçı kurtaran adam benim böyle kolay oyuncu harcanır mı yarrağımın anteni diyesim gelmişti ancak londra'da doğmuş bir insan olarak bunları söyleyemedim. beyefendiliğim müsade etmedi...

    efendilik de bir yere kadar... danny williams'ın kariyerini kurtaramadık. özür dilerim danny kardeşim. seviliyorsun karşim.

    şimdi alex'in iyileşme sürecine geri dönüyoruz...

    gelişmeler ile tekrar karşınızda olma ihtimalim var.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap