3365 entry daha
  • brokolide bonfilenin iki katı protein olduğunun farkına varın. bütün bildiklerinize ters düşen bu bilgiden sonra önyargılardan sıyrılarak bu yazıyı okursanız yeni şeyler öğreneceğinizin bizzat garantisini veriyorum.

    "hadi bakalım ne çıkacak altından" diyenlerle başlayalım bakalım:

    uzun yazınca arka planda çalmak üzere bir müzik tavsiye etmek moda madem, fonda tarkan'dan seviş benimleyi açınız.

    sağlıklı beslenmekle ilgilenmiyor, direkt kilo vermekle ilgili kısmı okumak istiyorsanız 2. bölüme geçebilirsiniz. yalnız çok şey kaçırdığınızı söylemeliyim, ve 1. bölüm inanın çok ikna edici.

    1. bölüm

    "nasıl daha sağlıklı olabiliriz?" sorusunun cevabını irdeleyeceğiz, anlatacağım beslenme tarzını benimseyince kilo vermek için ayrıca çaba sarfetmenize gerek kalmayacak, doğal olarak kilo vereceksiniz.

    ufkumuzu açan adam joel fuhrman. kendisi amerikalı bir doktor. kendisine kulak verirseniz sizi ikna edecek. fuhrman, hayvansal ürün tüketimimizi azaltıp, bitkisel ürün tüketimimizi artırmamız gerektiğini vurguluyor.

    beslenme ile ilgili dünya üzerinde binlerce kişinin katıldığı, yıllarca süren muazzam araştırmalar yapılmış. bu araştırmaların sonucu olarak toplumlarda hayvansal ürün tüketimi arttıkça kalp krizi, diyabet, inme ve kanser gibi öldürücü hastalıkların oranının arttığı ortaya konmuş. tam tersi, hayvansal ürün tüketimi azalıp bitkisel ürün tüketimi arttıkça öldürücü hastalıkların oranı azalıyor, yaşam süresi artıyor. buzdolabına ve temiz tuvalete vs. erişimin olmadığı fakat hayvansal ürün tüketiminin az olduğu 3. dünya ülkelerinde yaşayan insanların, sağlıksız koşulların etkileri eşitlendiğinde gelişmiş ülkelerden daha sağlıklı oldukları görülmüş.

    unrefined plant food consumption vs the killer diseases

    grafik durumu çok net ortaya koyuyor.

    çin'de yapılan bir başka devasa araştırmada -ki bu konuda kendi bünyesinde çok farklı kültürler ve çok farklı beslenme alışkanlıkları olan toplulukları barından çin harika bir deney alanı- tamamen vejetaryen topluluklarda* beslenme alışkanlığıyla bahsedilen öldürücü hastalıkların alakası araştırılmış. bilin bakalım vejetaryen topluluklarda bu hastalıkların görülme oranı kaç? büyük harflerle kocaman bir sıfır, ve bu yukarıda bahsettiğim az gelişmişlik etkileri sıfırlanarak bulunan rakam. yani atıyorum sıtmadan ölmeyip daha uzun yaşasalardı kanser olmayacaklardı.

    hoca diyor ki, tek bir domateste keşfettiğimiz on bin adet fitokimyasal var. fitokimyasal bitkinin kendi metabolizmasında kullandığı kimyasal maddelere deniyor. fakat, bugün bu on bin kimyasaldan çok azının ne işe yaradığını biliyoruz. henüz bilemediğimiz ne işlevleri vardır acaba diye soruyor. belki diyor, bu fitokimyasalların eksikliği bu öldürücü hastalıklara sebep oluyordur.

    tabii bir diğer ihtimal de hayvansal ürünlerin bizi öldürdüğü. 1950'lerde abd'de yem sanayisi gelişiyor, 1960'larda abd'de kanser patlıyor. beslenmemizde bitkinin azlığı mı, hayvansal ürünün çokluğu mu bizi öldürüyor bilemiyoruz diyor; fakat iki ihtimal de bizi aynı sonuca çıkarıyor: daha çok bitkisel ürün tüketmeliyiz.

    2. bölüm

    gelelim işin kilo verme tarafına. brokolide bonfileden daha fazla protein olduğuna çarpıcı olduğundan ve ilgi çekeceğinden yazının ta en başında yer verdim. ve bu bir gerçek:

    günlük belirli bir enerji ihtiyacımız var değil mi? atıyorum 2500 kalori olsun. bu, gün içinde 2500 kalori almazsak açlık hissedeceğiz demek oluyor. vücut gereken enerjiyi size aldırmak için gereğini yapacaktır yani. peki biz gıdaların besin değerlerini neye göre veriyoruz? paketlerde 100 gramındaki besin değerleri diye yazar değil mi?

    hoca soruyor, madem enerji ihtiyacını kalori ile ölçüyoruz, besin değerlerini niye ağırlıkça ölçüyoruz? herhalde hepimizin delirmiş olduğumuzu düşünüyordur. besin değerlerine kalorice baksanıza diyor.

    aşağıdaki linkte 100 kalorilik brokoli, bonfile*, marul* ve kara lahana* için verilen besin değerlerini bulabilirsiniz. tablonun en alt satırında da bu besinlerin 100 kalorilerinin kaç gram geldiğini görebilirsiniz.

    100 kalorilik porsiyonlardaki besin değerleri

    yani, bonfilenin 24 gramı, brokolinin 357 gramı 100 kalori ediyor. 100 kalorilik brokoli yediğiniz zaman 11,2 gram protein alıyorsunuz, yani en yağsız, en yüksek proteinli et olan bonfilenin tam 2 katından fazla. 24 gram yani iki lokma bonfile yiyene kadar 357 gram brokoli yiyebiliyorsunuz, ve bonfileden alacağınızın 2 katı protein alıyorsunuz. kim demiş sebze doyurmaz diye, bir oturuşta 1 kilo brokoli yiyince inanın ki doyacaksınız.

    bunun yanında bonfile vitamin ve mineral açısından çok fakir, ve bahsettiğim fitokimyasal miktarı ise sıfır. brokoli ise çok zengin. o kadar çok brokoli yiyince vitamine minerale doyacaksınız.

    brokoli örnek amacıyla verilen bir sebze, aynı şey patates pancar vs. hariç tüm sebzeler için geçerli. meyveleri kararında tüketmemiz gerektiğini söylememe gerek yok herhalde.

    vitamin, mineral ve fitokimyasallardan fakir besleniyoruz ya, ne kadar çok yersek yiyelim vücudumuz bu eksikliği kapatmak için karnımızı acıktırıyor. yiyelim ki eksik kimyasallar vücuda girsin değil mi? ama almıyoruz işte. bu maddelerin varlığında, bitkisel ağırlıklı beslendiğiniz zaman inanın bana kendinizi müthiş enerjik hissedeceksiniz, söz veriyorum. denedim, çalışıyor. tek şartımız var, fazla yiyeceksiniz. sofrada doyduktan sonra bir o kadar daha yiyeceksiniz, patlayana kadar yiyeceksiniz. yiyeceksiniz ki hem bu maddelerden alacaksınız, hem proteininiz eksik kalmayacak, hem de acıkmayacaksınız. glisemik indeksi düşük beslenmenizin de etkilerini göreceksiniz, zamanla karnınız hiç acıkmayacak zorla yiyeceksiniz. canınız hiç tatlı çekmeyecek. acıktığınız anda abanacaksınız sebzeye. patates hariç her türlüsüne.

    meramım bundan ibaret, kaynağım joel fuhrman'ın orijinal adıyla "eat to live" kitabıdır. konuyu detaylarıyla öğrenmek isteyenler "yaşamak için ye" adıyla kitapçılarda bulabilirler.
7631 entry daha
hesabın var mı? giriş yap