ayhan sicimoğlu

• mutfaktayım ve radyo açık, joy fm dinliyorum. ayhan sicimoğlu ve latin lover programı var.
  kolumu uzatıp radyoyu kapatmak ya da başka bir kanala geçmek zor geldiğinden yaklaşık iki saattir bu müziği çekiyorum.
  
  ayhan sicimoğlu'nu severim, zeki, nüktedan, kültürlü, hayat dolu bir insan.
  latin müziğini bir yere kadar severim, bir ya da iki şarkı arka arkaya olabilir ama iki saat boyunca dinleyemiyorum, kendime benzin döküp yakasım geliyor, sinirlerim bozuluyor.
  
  seneler evvel bir restoran ve eğlence grubunun halkla ve basın ilişkilerinden ve konser/etkinlik organizasyonlarından sorumluydum, 7 ortaklı bir firmaydı ve patronlardan 2 si kuzenlerimdi.
  
  bir dönem ayhan bey'le anlaşmıştık, haftada bir kez klübümüzde "ayhan sicimoğlu latin all stars" geceleri olurdu, başka bir gece de sırf latin müziklerinin çalındığı latin gecesi.
  bu gecelere ilgi büyüktü, dans ayakkabısını, püsküllü eteğini giyen, daha evvel salsa, samba v.s. kursuna gitmiş olan soluğu bizim mekanda alırdı.
  
  bu geceleri ben organize ettiğim için mekanda olmak zorunda kalırdım, kuzenlerimin biri de patron olarak takılırdı bir yerde bir köşelerde. diğer patronlar diğer mekanlarımızdalardı.
  ikimiz de almancı olduğumuz için zaman zaman istemeden de olsa almanca konuşurduk, bizim için anadilimizdi, türkçeyi sonradan öğrenmiştik çünkü.
  
  ikimizin de itiraf edemediği bir şeyi en sonunda kuzenim patlattı ortaya:
  
  - das geht mir auf'n sack, diese scheiss musik ey. dıt dırı dıt dırı dıt dırı ( bu boktan müzik sinirime -taşağıma demek istiyor aslında- dokunuyor.)
  
  + echt? mir auch. ( gerçekten mi? benim de dokunuyor)
  
  - lass uns abhauen. (burdan defolup gidelim)
  
  + aber das ist unser job, der laden gehört uns wir können doch nicht einfach abhauen. ( ama bu bizim işimiz, dükkan bizim, öylece sktirolup gidemeyiz ki)
  
  - ich bin der boss, komm wir gehen zu "mojo" (patron benim, hadi mojo'ya gidelim.
  
  mojo'ya gittik, bir eğlendik bir eğlendik:)
  
  nereden nereye gene.