4 entry daha
  • daniel pennac'ın kullandığı dil*, yazın biçemi kitaplarının türkçe çevirilerinde anlatmakta olduğu konuya ne yazık ki asla oturamamıştır. çeviri ilkelerinden ve kuramlarından bihaber olan çevirmenler tarafından çevrilmişlerdir.

    örneğin "au bonheur des ogres"u çeviren selda arkan'ın -bu işi çeviriye ve yayına katkı programında yapmasına ve de fransız dışişleri bakanlığı'ndan destek görmesine karşın- ciddi bir emek ve katkı sunup sunmadığı tartışılır. mesela ben bu çeviriden tankların kuleleri* olduğunu öğrendim; aynı zamanda da ofiste nasıl oluyorsa büro*nun üstüne yaslanabildiğimizi; ve büronun da üstünde yazı falan yazılan, dört ayağının üstünde düzgün bir yüzeyi taşıyan bir şey olduğunu keşfettim... çeviri bir şey söylüyor gibiydi de(!); ehem, nasıl anlasam, anlamlandırsam, diye düşündüm, kıt aklımla beceremedim ve sonunda kitabı kapadım.

    yani aslında bu çeviride hatırlayamadığım diğer abukluklar dışında beni en çok etkileyen "namlu" kelimesini "kule" diye birebir uyduruveren ve "masa"yı da "büro" olarak bırakan bir çevirmenin nadide işinin akıllara ziyan güzelliği oldu... "babelfish" bile daha insaflı oluyor kimi zaman...

    neticede frenkçe bilmiyorsanız; danyal bey'in türkçesini okumayınız... vakit kaybetmeyiniz.
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap