7 entry daha
  • başka sinema sayesinde seyrettim. sömürgeci ispanya'nın güney amerika'da bir ücradaki yargıcının içinde bulunduğu gerçekliğe pek de gönüllü olmayan dahlini, kararsızlık kavramını merkeze alarak anlatan arjantinli yönetmen martel'in çok iyi filmi. sunduğu durum, duygu ve davranış yelpazesi çok geniş ve ince nüanslı. bazılarına nasılsa durağan gelmiş. anlatı tarzı kahramanın tavrına benziyor; sanki gönülsüzmüş gibi, mecburi bir şahitlikmiş gibi anlatıyor martel; bağırmadan, altını çizmeden, parlatmadan, yüzeyin hemen altındaki karmaşıklığın, sanki kendiliğinden patlamalarıyla, zaaflar, vahşet, bunalıma rağmen yaşamın pırıltılarının boğulamamasıyla. seyrederken ilk açılış sahnesinden itibaren ilgimi çekti; güneşi tam kapatamayan ölçüde bulutlu, biraz bunaltıcı bir hava. kamera, kıyıda her ne düşünüyorsa, süslü giysiler içinde, tek başına, mağrur gibi duran baş adam zama'dan, zamanın gözü ve kulağı olarak geriden gelen yerlilerin sesiyle onların kendiliğinden parlak varoluşlarına cezbediliyor. bu gel git film boyunca sürüyor, filmin sonunda zama bir tarafın elinde kalıyor.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap