13 entry daha
  • saiva tantra yazıtlarında evrenin yaradılışı şu şekilde hikaye edilir. her şeyin sahibi ve ta kendisi olan tanrı shiva (bilinç) her zamanki gibi tüm varlığı ile sakince oturmaktadır, etrafında yılanlar ve tüm yaratıklarla ve hiç bir şey olmamaktadır. birden karşısına bir kadın görüntüsü çıkar; shakti’nin bedenleşmiş hali param. shiva şaşkınlıkla bağırır: “sen de kimsin?!” param, küçümseyerek karşılık verir; “asıl sen kimsin?!” öfkelenen shiva, “ben her şeyim,” der, “eğer sen varsan, benim bir parçam olmalısın!” şuh bir kahkaha atan param, “öyleyse yok olayım da gör,” der ve birden gözden kaybolur. shiva şaşkınlıkla kalır ve sorar; “bütün sesler nereye gitti?” sonra bir omm (aum) sesiyle geri gelir param. birbirlerinin varlığını ve bütünlüklerini kabullenirler. hani çocukken bir arkadaşımızla karşılıklı elele tutuşur, ayaklarımız birbirine yakın dönerdik ve bu dönüş gitgide hızlanır, birimizin elini bırakmasıyla bir tarafa fırlama tehlikesi yaşardık. işte shiva ve shakti bir gün elele dönerek dans ederken, yavaşça parçalanmaya başlarlar. bu parçalanışla evrenin oluşmaya başladığı, eril bilinç ve yaratıcı dişil gücün parçalarının tüm evrene olduğu gibi insan bedenine de dönüştüğünü anlatır saiva tantra. bu parçalanış hızlandığında shiva sorar, “ya kendimizi insan bedeninde unutursak?”.

    “merak etme,” der shakti, “ben bizi hep hatırlatacağım.” işte denir ki, çocukların annelerini isterken çıkardıkları “nnnn, nnnn” sesi, aslında yaratıcı güç, her şeyin kaynağı ve ana tanrıça shakti’ye bir çağrıdır. saiva tantra takipçileri, yaradılışın sesi aum’un arkasına bir de “nnn” sesini eklerler. bu sesi çıkarmak için dilin, dokunduğu üst damak ve ön dişlerle birleştiği yer ise dişil güç noktası olarak tanımlanır.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap