10 entry daha
  • barışçıl ve idealist silah uzman-cıklarının kendilerince bir klüp oluşturduğu film. lars von trier eli değdiğinden gülümsemeyi beklemiyordum. ama çocukların aralarında geçen diyalog ayrıntıları* gülümsetti. başrol elebaşı velet çoğu sahnede şahsıma rob thomas'ı andırdı. silahlara isim verilmesinin haricinde, kişileştirilmeleri ve fazlasıyla benimsenmeleri söz konusuydu. the zombies şarkılarının arka fonda çalma haricinde vurgulanması ayrı bir hava kattı*. basamaklarda oturduğumdan sırtım ağrıdı*.

    --- spoiler ---
    bence filmin direk wendy'e hitaben anlatılması bir silahın kişileştirilmesinin doruk noktasıydı.

    kurşunun saplanma sahnelerinde en ince detaylara inilmesi etkileyiciydi.

    kendi kostümleri içerisinde, silahları ve kişisel özellikleriyle birer birer tanıtılma sahneleri enteresan, müzikalimsi, hoş ama filmden alakasızdı.

    lars von trier insan doğasına el atmadan duramamış tabii (bkz: kıskançlık). en "iyi" dediğimiz insanda bile dengelerle oynarsan hatların karışacağını, sözüm ona "kötü"nün açığa çıkacağını göstermek istemiş ama ucundan azıcık (şahsen başrolün popüler sebastine'nı öldürceğini düşündüm*, gene iyi kurtardık)

    sonuçta filmden, hafif kızgın "aklınızdan ne geçiyordu ki???", "sizde akıl/mantık yok mu?", "he kovboyculuk oynuyorsanız o başka*!" şeklinde ayrıldım.
    --- spoiler ---
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap