52 entry daha
  • herkes sallıyor ama bunu yaparken olayları basite indiriyor. bu olup biten ne abd’nin ne de kanada hükümetinin istediği bir şey. trump hükümeti tam da çin’le yürüttüğü ticaret savaşında ateşkes imzalamışken kadın tutuklandı. borsalar anlık yükselip trump’a nefes aldırmışken yeniden kriz beklentisiyle tepe taklak olmuş durumda. kanada hükümetinin durumu da farklı değil. trudeau trump’a sempatiyle bakan biri değil. abd kanada ilişkileri soğumuş durumda. söylendiği gibi abd’nin köpeği olup çin’e hırlaması gibi bir durum söz konusu değil çünkü bunun için geçerli bir nedeni yok ve sonuçta bundan her üç ülke de zarar görecek.

    peki kimse bu yaşananları arzu etmiyorsa bu kadını kanada neden tutukladı? sebebi en azından bu aşamada hükümetler değil yargı, ve yargının bağımsızlığı.

    amerikan haber alma kuruluşları uzun zamandan beridir huawei ve zte’yi çin ordusu için casusluk faaliyetleri yürütmek ve iran ve kuzey kore ambargolarını delmekle suçluyorlar. bu kuruluşlar hükümete bağımlı olmakla beraber kendi içlerinde bağımsızlar. başlarına hükümet tarafından atanan direktörler tüm faaliyetlerini hükümete rapor etmek zorunda değiller. durum da burada karışıyor, çünkü trump istihbarat kuruluşlarının raporlarına eğer kendi çıkarlarına hizmet etmiyorsa itibar etmiyor. örneğin yakın zamanda kişisel menfaat karşılığında, hem de tam da çin’le ticaret savaşı başlamışken zte’nin ithalat yasağını kaldırmaya kalktı.

    huawei’nin yöneticisi için çıkarılan tutuklama kararı bu açıdan abd hükümetiyle değil soruşturmayı yürüten savcılarla alakalı. abd ve kanada arasında da bir suçluları iade anlaşması olduğu için abd tarafı, bu suçlu kanada’ya giriş yaptı, şu mekanda kalıyor, hakkında şöyle şöyle suçlamalar var diyerek tutuklanmasını talep ettiği anda, kanada tarafındaki yargının buna çin’le ilişkilerimizi bozabilir, bir hükümetimize danışıp karar verelim deme şansı yok.

    bu kadının diplomatik dokunulmazlığı yok, hakkında yakalama kararı var, kanada’yla abd arasında da suçluları iade anlaşması var. her şey hukuğa uygun şekilde, politikacıları ve ülkeleri zor durumda bırakmak pahasına işliyor. çin de nota vermesine rağmen bunun farkında. türkiye gibi, hukuk devletiyiz diye sayıklayıp siyasilerin u dönüşlerinin ardından tanıklar ve savcıların hep beraber döndükleri bir ülkenin vatandaşlarına anlatmak zor ama, ne abd ne de kanada yargısı hükümetlerinden emir almıyor. bundan sonra ne mi olur. kanada yargısı konuyu değerlendirip kadının abd’ye gönderilmesinin uygun olup olmadığına bakar. eğer abd’ye gönderilirse orada yargılanır. suçlu bulunursa ya cezası düşürülüp az bir süre yatıp çıkar, ya da başkan tarafından affedilir.

    burada beklenilenin aksine, ticaret savaşını alevlendirmenin haricinde bir sonuca yol açmayacaktır. çin her ne kadar üretim için amerika’nın bağımlı olduğu bir ülke olsa da kendisi de ekonomik açıdan abd’ye tam bağımlı. abd dünyanın en çok para harcayan pazarı ve çin tarafından üretilen malların en büyük müşterisi. iki ülkenin ticaretinin kesilmesi belki abd halkının harcamalarını arttırır ama bu üretimin ülkeye geri dönüşünü doğurur. çin’e etkisi ise fabrikaların kapanması ve milyonların işsizliği olarak kendisini gösterir.

    basit bir örnek vereyim. diyelim abd çin’den yapılan ihracatı yasakladı. bu ihracatın en büyük kalemini apple ürünleri oluşturuyor. apple için çin’de üretim yapan taiwan kökenli foxcon, fabrikalarını hindistan veya brezilya’ya taşır. apple için çin’de parça üretimi yapan irili ufaklı firmaların da çoğu da yabancı kökenli. işlemcilerini üreten tsmc taiwan, ekranları üreten samsung ve lg kore, kamera vs gibi başka parçaların üreticisi sony, toshiba ve diğerleri de japon kökenli. geriye kalan parçaların çoğu da amerikan firmaları tarafından çin’de üretiliyor. bu firmalar çin’den çıkıp iş gücünün ucuz olduğu hindistan’a kayarlarsa çin’de milyonlarca kişi işsiz kalır. sadece iphone üretimi için foxcon’un tek bir fabrikasında 500 küsur bin kişi istihdam ettiğini düşündüğünüzde diğer apple ürünleri, diğer abd firmaları, o firmalar için parça tedarik eden üçüncü ülke firmalarını da ekleyin, ortaya sekiz rakamlı bir işgücünün işsiz kalması gibi bir sorun çıkacak. bir de bu kayıp ekonominin çin’in bölgedeki en büyük rakibi hindistan’a geçecek olması durumu var ki çin’i yönetenlere karabasanlar gördürür.

    bir de sıcak savaş bekleyenler çıkmış. ne içiyorlar merak ediyorum. çevresi hindistan gibi bir tarihi düşmanla, filipinler gibi, taiwan gibi, tayland gibi, japonya gibi, güney kore gibi amerikan müttefikleriyle çevrili, kıyılarının ötesine konvansiyonel saldırı yapacak güçte bir donanması ve hava gücü olmayan çin için abd ile girilecek bir savaş son 45 yılda kazandıklarını yitirmesinden başka bir sonuç doğurmayacaktır. çin’i yönetenler zeki insanlar. böyle maceralara atılmalarını beklemeyin.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap