163 entry daha
  • genelde 1980 öncesi videolarda insanların kibarlığı, konuşmalarının ve davranışlarının düzgün olması ilgi çekiyor. oradaki naif insanlar, günümüzdeki kaba sabalarla kıyaslanarak nostaljik duygular beyan ediliyor.

    çok da özenmeyin o devirlere bence. evet günümüzün insanları onlara göre oldukça kaba sabalar ama bunun bir gerileme olmadığından emin olabilirsiniz. türkiye kabaca 1980'lere kadar tipik bir tarım toplumu olarak kabul edilebilir. tarım toplumlarında geniş kitleler kırsal kesimde yaşarlar. kentlerde ise nüfusun az bir kısmı bulunur. bunlar tarım toplumunun yönetici kesimi ve seçkinleridir veya onların en büyüğünden küçüğüne kadar hizmet eden kesimleridir.

    yeri gelmişken türk soluna da sataşmadan geçmeyeyim. bizdeki sol, kemalizmin bir burjuva devrimi olduğu kanaatindedir. adamlar bakar kör resmen. sloganlara ve hayallere kaptırmışlar kendilerini ve gerçekleri görmekten aciz kalmışlar. mesela fransız ihtilali bir burjuva devrimidir; çünkü 1500'lerden sonra atlantik kıyılarına kayan dünya ticareti, zaman içinde bu bölgelerde geniş bir burjuva sınıfının oluşmasına sebebiyet vermiştir. fransa'da toplumsal yapı dönüşmüş ve gelirin büyük kısmını sağlayan burjuvazi eski feodal örgütlenmeyi yıkmayı hedeflemiştir. zira artık eski giysi dar gelmektedir. burjuva düşünürleri işe koyulmuş ve cilt cilt eserler vermişlerdir. bunlar din karşıtıdır çünkü kilise asilzadelerin müttefiğidir. düzenin yıkılması için kilisenin de altına dinamit döşemek gerekmektedir. yine siyasi fikirler de feodal rejimi elimine etmek üzerine kuruludur. fransız ihtilali kısaca budur.

    şimdi bize gelelim: bizde doğru düzgün bir burjuvazi yoktur ki, iktidarı ele alma raddesine gelsin de ihtilale sebebiyet versin. bizde her zamanki gibi klasik bir tarım toplumu ve onun saray içi darbeleri vardır. darbecilerin aparma sloganlarına, sağdan soldan çarpılmış yüzeysel fikirlerine aldanmayalım. bir burjuva devriminin olması için öncelikle palazlanmış bir burjuva sınıfının mevcudiyeti gerekir. türkiye'de burjuvazi ancak turgut özal'dan sonra serpilmeye başlamıştır. işte türk solunun hali budur. türkiye'nin tek gerçeğine bile temas etmekten aciz güruhtur bunlar. slogan atmaktan başka bir şey bilmezler. gerçi sol dediysek, o da lafın gelişi; bir tarım toplumundaki sol, ancak çakma soldur.

    bu kadar izahtan sonra asıl konumuza dönersek, tarım toplumunun kentlerinde gördüğümüz nezaket, incelik, kibarlık vs. tarım elitinin yani asilzadelerin hayat tarzının çevresel etkileridir. malumunuz, asiller pek de kibardırlar.

    ancak sanayileşme başladığında işin rengi değişecektir ister istemez. köylerden kentlere hücum eden kesimler beraberlerinde cehaleti, kabalığı da getireceklerdir. kentler, eski köylü yeni kentli olan lümpen sınıfın istilasına girecek* ve kültürel bir gerileme, yozlaşma görünümü verecektir. evet eskiye kıyas edince ilk bakışta böyle bir intiba edinmemiz normaldir. ancak görünüşe aldanmalım. modern bir sanayi toplumunun olmazsa olmaz aşamalarından biridir bu ve öyle veya böyle atlatılması gerekir. ilerde bu lümpen kesim, modern kent insanını oluşturacak ve zevkleri incelecektir.
92 entry daha
hesabın var mı? giriş yap