113 entry daha
  • hepsini asgari ücretle işe alsak toplam maliyet aylık 7.5, senelik 90 milyar lira yapar. kaldı ki, bu maliyet bile sgk açığını kapatmaya yetmediği için bu sene bütçeden ibrahim kahveci’ye göre sgk’ya 180 milyar lira aktarılacak.

    mevcut istihdam sayısına düz oranlasak toplam istihdamda onda birlik bir artış ek 15-20 milyar lira daha finansman gereksinimi demektir. dolayısıyla bunun için kabaca senelik 100 milyar lira finansmana ihtiyaç var. tmcb’ye zorla tahvil satıp finansmanı bulmaya kalksak, merhaba doksanlar, yep’in üzerine yeni açıkla beraber 180 milyar liralık bütçe açığı demektir.

    dolaşımdaki emisyon en son doğru hatırlıyorsam, 150-180 milyar lirası bir seviyedeydi. altyapısı kurulmadan yapılmış bunca ek emisyon sonucunda ise paranın devir hızı kabaca %50 artar. bu durumda da, ortada dolaşan para dış ticaret açığını azdırarak dolar talebini uçurur. uçan dolar talebi üzerine kur patlar ve verimli çalışan şirketlerin de bilançosunu mahveder.

    öyle yapmadık da, net hata noksan ile karşıladık diyelim. yani yurt dışındaki paralarını sisteme sokan türkler sayesinde bu finansmanı karşıladık. bu durumda en azından cari açık finansmanı karşılanacağı için maliyet enflasyonu kur baskılanarak, tabii yerleşiklerden dolar akışı sürdükçe, durdurulabilir ama bu durum da, sabit emisyonda daha hızlı artan paranın devir hızı nedeniyle talep enflasyonu yaratır. çalışanların kahir ekseriyeti asgari ücretli olacağı için özellikle gıda enflasyonu durdurulamaz bir hale gelir.

    tanzim satışlara hiç bulaşmadan bile bunun belediyelerin hazine tarafından fonlama maliyetini artıracağını söyleyebiliriz. neyse, seçimden sonra biter zaten bu mevzu onu geçtim.

    bunun dışında aklıma gelen bir diğer fonlama yöntemi ise, dolaylı vergilerde %100’lük bir artış olabilir ama özellikle de akaryakıt üzerinde. çünkü geçen yıl yanlış hatırlamıyorsam 70 milyar liralık bir akaryakıt geliri oldu.

    akaryakıttaki vergilerde %100’lük bir artış, akaryakıtın satış fiyatında yaklaşık %45-50’lik bir artış demektir. bu da senelik enflasyonda yaklaşık %10-15’lik bir artırıcı etki demektir. olayın özünde niteliksiz 2.5 milyon kişiye iş bulmak için mevcut çalışanlardan ve şirketlerden enflasyon adı altında vergi alarak onlardan aldığınızı işsizlere vermiş olursunuz.

    tabii temel varsayım bunca akaryakıt zammına rağmen tüketimin aynı kalacağı üzerine kurulu ama kimsenin dile getirmediği kdv ve ötv gelirlerinin geçen ay yıllık bazda %20’lik bir daralmaya maruz kaldığı gerçeği de ortadadır. dolayısıyla mevcut durumda, 2.5 milyon kişilik istihdamı finanse edip de makroekonomik göstergelerin içine edilmeyecek olan tek yöntem ülkenin dış finansmanı bir şekilde bulabilmeyi başarabilmesine bağlıdır.

    özet: kısa vadede dolarla borçlanma dışında işsizliğin bir çözümü yoktur, uzun vadede ise dış finansman değil dış sermaye birikimi sağlayacak bir özel sektörü oluşturacak mali reformlar olmadan işsizliği bırak düşürmeyi, sabit tutmamız bile imkansızdır.
147 entry daha
hesabın var mı? giriş yap