11 entry daha
  • özelde film endüstrisinin (ve aslında daha genelde eğlence endüstrisinin) iç yüzündeki bazı mekanizmaları oldukça başarılı yansıtan bir film bu. bir prodüksyon şirketine durduk yere damlayan pupkin, ona hiç aldırmayan ama bir yandan da üstü kapalı bir şekilde, sahte bir nezaket ile onu yollamaya çalışan sektör insanları... ve haliyle pupkin'in olan bitenin iç yüzünü bilmeden "ben var ya, bu işi süper yaparım abi" heyecanı (bkz: türksün di mi)... (konu ile alakalı olarak, dj'den şarkı istemek en basit örneklerinden biridir bu "ne var ki bunda, ben de yaparım" yaklaşımının)

    --- spoiler ---

    filmin sonunda görülen yarı dökümanter sahneler (bende) ilk başta gerçek hissi yarattı ama en sonunda bitmeyen alkışlar ve rupert'ın suratına yerleşen o tarifsiz mutluluk ve gülümseyiş biraz ütöpik mi geldi nedir, olanların başka bir hayal olabileceği hissi kuvvetlendi. zaten anlaşılan yönetmen de bunu kasten yapmış, filmin sonu biraz açık kalsın diye. taxi driver'da ise durum pek böyle değil, karakterimiz yine hayaller kurabilen biri olmakla birlikte, bu tür bir ilginin hayaliyle yaşamadığından olanların gerçek olduğunu kabul etmek daha makul.

    bir de, filmin bu finali ile aklıma brazil geldi. 1985 yapımı olan brazil'in sonu için terry gilliam'ın aklına da bundan iki yıl önce* seyrettiği the king of comedy gelmiş midir acaba? bilemeyiz tabi...

    --- spoiler ---

    bir de (bkz: ajdar anik)
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap