194 entry daha
  • king romanlarını birkaç saatte su gibi içenlerden değilim ama lise yıllarımda okuduğum pet sematary, the shining, carrie üçlüsü (şimdilerde yeniden okuyorum) onun hakkında bir fikir edinmeyi sağlayabilecek temel romanlardır bana kalırsa. bastırılmışın geri dönüşü, aile yaşamının tekinsiz doğası, amerika'nın muhafazakâr yapılarının deşifresi, yükselen evangelizm ve kötücül etkileri olarak özetleyebileceğimiz bir roman evreni king için vazgeçilmezdir ve dönüp dönüp araştırdığı meselelerdir. elbette tema olarak çok daha çeşitli bir yelpazeye yayılan yapıtları da var. hızla unutulmaya mahkûm romanlarında bile marazi bir hayal gücünün izlerini sürmek mümkündür. hayvan mezarlığı mezkûr marazi hayal gücünün prototipidir. lacan'ın deyişiyle, usulünce gömülmeyenin amansızca dirildiği tekinsiz bir amerikan taşrasında, semavi dinlerin de kutsal metinler vasıtasıyla olumladığı şiddetin patolojisi romanın huzursuz edici atmosferini teşkil eder. en azından mitolojik düzlemde şiddet habil ve kabil'den bu yana mevcutsa king romanların da da olması kaçınılmazdır. habil'i öldüren kabil'in laneti ve kuşaklar boyunca çöreklendiği kötücül ruhlardaki izdüşümü hayvan mezarlığı'nı da ele geçirmiştir. burada yitirilen çocuk imgesi esasen dış tehlikelere, beklenmedik gelişmelere maruz kalan sıradan amerikan ailesinin psikopatolojisinin araştırılmasıyla ilgilidir. tanrının geri çekildiği, dinin aradan sıyrıldığı, bireyin tek başına kaldığı kâbus yüklü kaotik bir evren, king evreni.

    sahip olamadıkları ya da yitirdikleri için mutsuz olan aileler (veya bireyler) keşke sahip olduklarıyla yetinebilselerdi. o zaman her şey biraz daha kolay ve katlanılabilir olurdu. king bu insani boşluk duygusunu iyi yakalamış ve diriliş mitini altüst etmeyi başarmıştır. şu yapılan yeni film uyarlaması da her şeyi mahvetmiştir. geçmiş olsun.
75 entry daha
hesabın var mı? giriş yap