5 entry daha
  • tekil bir orta sınıftan ve onun tekil ahlakından söz etmek zor da olsa - çünkü bunlar hayatımızda, her alanında, bir şekilde karşımızda, içimizde, yanımızda, arkamızda, önümüzde...- belli örneklerle kendini açığa vuran anlarda söz edebileceğimiz farkındalık türü.

    misal, durakta yağmur ve soğuk eşliğinde otobüs bekliyorsunuz. gelen otobüs, bütün yolcuları almadı çünkü diğer duraklardan da yolcu alıp biraz daha eşitlikçi davranmayı amaçlıyor. ikinci otobüsü beklerken sıradaki yolcu sayısı da çığ gibi artıyor, çünkü en yoğun saatlerden biri olan iş çıkışı zamanı ordasınız. en öndekiler iki adım ilerleyip durdular; bir kadın onlara biraz daha ilerlemelerini ve durak alanını daha hesaplı kullanmalarını rica ediyor. öndekiler şöyle bir süzdüler kadını ve lütfedip bir adım attılar. kadın, lütfen biraz daha gidin, yığılma oluyor diyecek oldu,

    -ay tamam hanfendi, tamam buyrun ne kadar istiyosanız gidelim!... daha da gidelim mi, dendi.

    sonuçta biraz daha lütfedildi, ilerlendi... ama sıradaki iyi giyimli, 50lik beyefendi daha fazla içinde tutamadı isyanını ve kontrollü bir ses tonuyla gülerek -ki kontrol ve mizahi kişiliği zannımca bu amcayı diğerlerinden ayırmaktadır- dedi ki:

    - sanıyorlar ki bu şekilde kayınca sıra daha çabuk ilerleyecek, eve daha çabuk varacaklar... hih hii..

    evet, işte siz o anda haykırmak istediniz:

    -beyefendi, eğer sıranın arka taraflarında olsaydınız eminim sanrılara kapılan siz olacaktınız.
    sonra düşündünüz, bu biraz fazla karmaşık kalabilir iyi giyimli bey için. sanrı filan, ne onlar öyle...

    - beyefendi, siz değilsiniz tabi bu yılan gibi, bitmek bilmeyen sırada, gelip geçenin çarpıp, keyfinize dikiliyormuş gibi bir sağa bir sola fır fır döndürdüğü...
    hayır bu da çok uzun oldu...

    öyleyse, siz bu beye derdinizi anlatamayacaksınız, sadece yüzüne şöyle bir bakıp sessizce
    - aptall! demekle yetineceksiniz.

    bu kadar basit bir işlemi bile allah bilir evindeki bilgisayardan daha hızlı yürütemeyen bir adamın yüzündeki alaycı ve boş ifadeyi görerek üzüleceksiniz. çünkü ahlak akıldan çıkar, ve belli ki bu adamın -sadece diğer pekçok adam ve kadın gibi- aklı zekası kadar bile değil... hayıflanacaksınız, ama herkes neden benim kadar düşünceli olamıyor diye değil; hayır bu tuzağa düşmeyeceksiniz.. aşağı yukarı 100 m2lik bir alanı bile dünya bilse bir kişinin dünyayı düşleme gücü aklınıza gelecek, şeylerin, yerin ve zamanın farkında olabilme gücünü bileceksiniz; ama telefonu televizyonu bilgisayarı bankada hesabı evi arabası tatili yazlığı kitapları makineleri zevkleri lüksleri değer yargıları ve de hayalgücü olan birilerinin gözünün önünü de arkası kadar görebildiğini farkedeceksiniz.

    bunu düşününce imdaaaat diyip kaçmak isteyeceksiniz. ahlaksızlığınızdan tabi.
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap