167 entry daha
  • perşembe günkü bölümünde dengelerin alt-üst olduğu dizi.

    şöyle ki; uzun süre lorelai'a duygularını açamayan, kadınlarla ilişkilerinde beceriksiz ve pısırık davranan, sevgisinden ve iyi niyetinden şüphe duymadığımız fakat korkaklığı sebebiyle loser olmaya mahküm bir görüntü çizen ve kendisini bizlere bu haliyle sevdiren luke abimiz, birden bire, arkasından dönen dolaplar yüzünden ilişkiyi donduran, trip atan, lorelai'ı affedip affetmeme lüksünü elinde bulunduran** kişi haline gelmiştir. yani ezelden beri ortalıkta ters taktığı şapkasıyla loser loser dolanan luke, şu an ilişkide karar veren, dominant, güçlü taraf konumundadır.

    lorelai ise görünüşte pek de fazla özelliği olmayan, orta halli bir restaurant işletmecisi için yataklara düşmüş, salya sümük modunda yorganın altında depresyondan depresyona sürüklenmiştir ki bu görüntünün senelerdir evlenmeden, bir kocanın desteğini almadan hayatta başarılı olmuş, kendi otelini açmış, hayırlı bir kız evlat yetiştirmiş güçlü kadın lorelai ile yakından uzaktan ilgisi yoktur.

    haa tabi 1-2 bölüme kalmaz barışacaklar muhtemelen o ayrı. ama en azından luke-lorelai ikilisini bir nevi rollerini değişmiş vaziyette izlemek ayrı bir tat bıraktı ağzımızda.

    bu arada lorelai yatakta "it's all over...ı've ruined it...i had my chance but i ruined everything" diye gözyaşı dökerkene bizlerin de yüreği cız etmiş, sezen aksu'nun "sen ağlama, dayanamam...ağlama göz bebeğim sana kıyamam" dizelerini kendisine armağan etmişizdir.

    ah ulan...o an yanında teselli etmek için ben olmalıydım, ben...rory değil*
469 entry daha
hesabın var mı? giriş yap