74 entry daha
  • gitmeden önce hakkında, "şimdiye kadar çekilmiş en büyük bütçeli yahudi karşıtı film" diye duymuştuk, yalanmış. hoş, gitme sebebimiz bu olmadığı için 3 saat boyunca iyi bir film izliyor olmanın hazzını almadık değil ama verdiği mesajlarla ilgili 3-5 kelam etmekte fayda var.

    ilk cümledeki iddayı, evirip çevirip "şanını, şöhretini ve kariyerini yahudi olmasına borçlu olan bir adamın çekebileceği en yahudi karşıtı film" şekline sokarsak biraz daha doğru söylemiş oluruz. bu ne demek ? bu şu demek; filmin üst metninde -veya görünürde her ne haltsa artık- ne kadar dengeli ve objektif bir yaklaşım varsa, alt tarafında da o kadar yahudi sempatisi var. bu kimi sahnelerde öyle raddeye varmışki, spielberg in bunları neredeyse tamamen bilinçiszce -veya bilinçaltıyla- filme yerleştirdiği söylenebilir. daha filmi görmeden oyuncu seçimlerine bakarak bunu görmek mümkün. çok değil, 2 sene önce oynadığı "mitolojik kahraman" hektor rolüyle resmen özdeşleşmiş eric bana nın, israilli kiralık timinin şefini canladıracak oyuncu olarak seçilmesi gibi.. netekim film boyunca ne kadar o yönde çabalar gösterilmiş olsa da bu karaktere ısınamadım. timin geri kalanı da pek farklı değildi açıkçası, hepsi çok iyi insanlar, eylem planları piknik havasında geçiyor filan.. halbuki "avner" de gördüğümüz gibi hiç birisi bu göreve zorla atanmış değiller yani bilerek isteyerek, kanundışı olarak adam öldürmek üzere bir araya gelmiş fanatikler. ama bundan da önce söylenmesi gereken, yani daha büyük taraflılık sinyali, bütün hikayenin israilli tim liderinin gözünden anlatılıyor olması. kendisi "taraf" olan bir karakterin gözünden anlatılan bir hikayeye ne kadar "tarafsız" denilir tartışmaya açık.

    tersten gittik biraz ama gelelim bu tarafsız film kandırmacasının en büyük falsosuna. israil-filistin sorununu tartışmak için çekilen filmin ana konusu olarak filistinlilerin yaptığı bir terör eylemi seçilmiş. yani film bunun üzerinden tartışmaya giriyor; filistinliler bir terör eylemi yaptı ve bakın neler oldu. filmin başında bu terör eylemi bütün gücüyle öyle bir veriliyor ki ondan sonra israillilerin yaptığı bütün hesaplar insancıl görünüyor gözünüze. ha diyeceksiniz ki kardeşim yapmadı mı filistinliler bu eylemi? evet yaptılar ve bence hayatlarının hatası oldu. sonuçta bütün dünyaya seslerini duyurdular ama terörist olarak duyurdular. bütün dünyada filistin=terör anlamına gelmeye başladı. ve bu olayda filistinlilerin hiç bir tutar tarafı yok. işte spielberg tartışmayı bu "olay" üzerinden yapıyor. yani filistini maça 1-0 yenik başlatıyor. dürüst olmak lazım, anlaşmazlığın bütününe yönelik söyleyecek sözünüz varsa, seçilecek olan vaka bir tarafın tamamen haksız durumda olduğu olmamalı.. ki toplamda bakarsak israilin filistine kıyasla maça 1-0, 2-0, 3-0 yenik başlayacak çok daha fazla vukuatı var, eğer bunlardan birini seçmeyi gözün yemiyorsa, o zaman iki tarafın da eşit görüneceği tamamen "fiction" bir hikaye anlat, zaten anlattığının da başı hariç kalanı kurgu değil mi ?..

    ha bunlar benim ne kadar umrumda; açık söyleyeyim hiç umrumda değil. bir hollywood filminin tartışmalı tarihsel bir olaya açıklama getireceğini, amerikan doktrinlerine aykırı bir çözümleme yapacağını, bir döneme ışık tutacağını veya olaylara çok ciddi eleştiriler getireceğini düşünecek kadar saf birisi değilim. bunları yazmamın sebebi buraya gelip yorumları okuduğumda bu kadar saf insanların olabildiğini görmek oldu. yok neymiş çok tarafsız çekilmişmiş, 100 yıllık israil filistin sorununu çok güzel gözler önüne seriyormuş falan filan.. geçin bunları artık, filmin ana mesajı bile israil-filistin meselesi üzerine değil çok daha geniş anlamda batı (amerikan) toplumunda teröre karşı güvenlik anlayışıyla alakalı, ve o da şu; "zaten kafeste tuttuğunuz ayıyı üstüne üstlük bir de kırbaçlamayın, birgün kırbaçladığınız elinizi ısırabilir"
105 entry daha
hesabın var mı? giriş yap