24 entry daha
  • star wars evreninde cumhuriyet ordusunda görevli, biz dahil dört kişilik bir elit klon komando grubunun bölük komutanı delta 38’i oynadığımız fps.

    oyun klonların üretildiği gezegende uyanmamızla başlıyor. bizi büyütenler “we expect much from you.” modunda diğer bebelere nazaran daha üstün özelliklere sahip olarak klonlandığımızı belirtiyorlar, sonrasında da zaten bölük komutanı olduğumuzu öğreniyoruz. bölüğümüzdeki diğer komandolar tam da bir takımda olması gerektiği gibi bir sharp shooter, bir engineer ve bir heavy fighter. ama aslında hepsinin elinden herşey geliyor, yani kapıları her zaman engineer hacklemiyor, snipe positionlara her zaman sharp shooter gitmiyor. o anda kim boşsa koşup hallediyor işi. ekibimizle beraber cumhuriyet ordusu saflarında ayrılıkçılara karşı görevlere gönderiliyor, bol bol droid ve yaratık avlıyoruz.

    --- spoiler ---
    ilk olarak geonosis gezegenine gidip bir droid fabrikasını kullanılmaz haler getirdikten sonra, büyük bir droid ordusunun yüklenmiş olduğu bir nevi kargo gemisi olan core ship’e girip onu sabote ediyor ve havalanmasını engelliyoruz. açık söylemek gerekirse starship troopers’tan sonra oynamaya başladığım bu oyunda karşıma ilk düşmanlar olarak geonisian böceklerinin çıkması bende ilk başta “yine mi böcek ula!” tepkisine yol açtı ve biraz canımı sıkmadı değil. geonosis görevinin ardından irtibatın kesildiği bir cumhuriyet saldırı gemisine (şu üçgen olanlar, imparatorluk destroyerlerinin ataları) noolmuş diye bakmaya gidiyoruz. tabii ki geminin ayrılıkçılar tarafından ele geçirildiğini görüp gemiyi temizliyoruz. burada düşman olarak yine bol bol droid ve trandosianlarla kapışıyoruz. gemiyi temizledikten sonra biz operasyon yaparken yanımıza yanaşan bir ayrılıkçı savaş gemisini yardım gelene kadar oyalayıp, cumhuriyet filosunun onu indirmesini sağlıyoruz. bir sonraki ve son görevde kashyyyk gezegenine gidiyor, ayrılıkçılar tarafından işgal edilmeye çalışılan wookie gezegeninde wookilerin yanında çarpışıyoruz. bu son görev diğer iki görevin toplamından bile uzun sürüyor.
    --- spoiler ---

    görevlerden sonra oynanışa bir bakalım. oyunda başta belirttiğim üzere dört kişilik bir grubun üyesiyiz. bölük komutanı olarak da diğerlerine emirler verip çatışmaları yönetiyoruz. genel olarak taktiksel bir ekleme yapılmaya çalışılmış olsa da, yaptığımız arenaya girince adamlarımızı zaten işaretlenmiş olan siperlere yollamanın ötesine geçmiyor. bu siperlerin ardına geçen diğer komandolar, sipere göre keskin nişancılık yada el bombası atma atraksiyonlarında bulunuyorlar. zaten arenaya girer girmez bu siperleri bulup adamları oralara göndermek çok gerekli, açık alanda çatışmaya yakalanırsak sayıca az olmak büyük bir dezavantaj oluyor. görevlerde bol bol bilgisayar hackleme, sağa sola bomba yerleştirme gereklilikleri doğuyor, bu işlemler de çatışmanın ortasında yerine göre 10 saniye, 20 saniye hatta 1 dakika kadar savaşmadan savunmasız şekilde o işle uğraşmamıza yol açıyor. bu sırada adamlarımızın bizi iyi koruyabilecek şekilde yerleştirilmiş olmaları önem kazanıyor. tabi bu hack ve bomba yerleştirme olaylarını biz yapmayıp adamlarımızdan biri görevlendirip onu koruma opsiyonu da var ki ben daha çok böyle yaptım. bunun dışında oyun herhangi bir yenilik sunmuyor. oyunda neredeyse ölümsüzlük gibi bir durum var. sağlık sıfırlanırsa ölmüyor, incapacitated olarak yere serilip kalıyoruz, squad matelerimizden biri gelip elektro-şokla bizi tekrar ayağa dikiyor. biz de diğer squad matelerimizi aynı şeklide ayaklandırabiliyoruz, bunun dışında zaten oyunda bol bol sağlık terminalleri bulunmakta. tek ölüm olayı bütün squad matelerin incapacitated olması durumda gerçekleşiyor ki o da bütün oyun boyunca normal zorluk seviyesinde anca 2 yada 3 kere oluyor.

    silah olarak 4 çeşit komando silahı ve bir çeşit düşman/müttefik silahı taşıyabiliyoruz. şarjlı bir pistol’ümüz var, cephane gerektirmiyor, ancak yavaş ateş etmek gerekiyorki devamlı şarjlı kalsın, yoksa 7 mermiyi birden boşaltıp şarjı beklemek daha kötü oluyor. ikinci olarak devamlı kullanacağımız bir assault rifle’ımız var. bildiğin makinalı, pek güçlü değil özellikle de ağır zırhlı droidlere karşı pek işe yaramıyor. üçüncü silahımız bir siper rifle, dördüncü silah ise anti-armor patlayıcı atan bir silah. bu iki, üç ve dördüncü silahlar aynı tüfeğin modifikasyonları, yani assault rifle’ı kullanırken sniper’a dönersek tüfek değişip sniper moduna geçiyor falan filan. düşman/müttefik silahları genellikle etkisiz ancak kodu mu oturtanları da var. bu silahlar trandosianların kullandığı shotgun, makinalı (bu ikisi güçsüz) ve mitralyöz (bu ortalığı dağıtılıyor ama ağır olduğu için hareketlerimizi ağırlaştırıyor), geonosianların lazer beam oluşturan kola takılan aparatları (bu göreceli olarak güçlü bir silah) ve wookielerin enerji okları atan güçsüz dürbünlü arbaletleri ve güçlü ama ağır roket atarları. bunlardan ancak bir tanesini taşıyabiliyoruz, başka bir tanesini ancak elimizdekini attıktan sonra alabiliyoruz. oyun sırasında bunların yanısıra bol bol mounted gun çeşitlerine rastlıyoruz, bunları istersek biz kullanabiliriz yada komandolarımızdan birine kullandırtabiliriz. komandolara kullandırtmak daha mantıklı çünkü kendileri bu silahlarda özellikle iyi nişancılar ve silahları etkili bir şekilde kullanıyorlar. bunların dışında üç çeşit de el bombası var, biri klasik bomba, bir termal patlama yaratıyor ve oldukça etkili, son modelse bir elektirik şokuyla droidleri belirli bir süre için hareket edemez duruma getiriyor, özellikle spider droidlere karşı çok işe yarıyor. jedi olmadığımız için light saber’ımız yok, sadece bir kere assult ship görevinde yerde bir tane görüp eski çağın eski silahı deyip geçiyoruz yanından.

    düşmanlara gelirsek organik rakipler pek tehlike oluşturmuyorlar. bir tek trandosianların mitralyöz taşıyan elit komandoları biraz zorlu, nedeniyse silahlarının çok güçlü olması. uzaktan sniper rifle ile işlerini görmek en iyisi çünkü güçlü siper rifle’ımız düşmanın acı içinde iki büklüm olmasını ve ateş etmeyi kesmesini sağlıyor. droidlerin en güçsüzleri olan ince robotlar herhangi bir sorun teşkil etmiyor ancak super battle droidler kalın zırhları nedeniyle yüksek adetlerde (3 yada daha fazla) gelirlerse sorun yaratabiliyorlar. bunlara sniper rifle ve anti-armor silah iyi gidiyor. sniper rifle bile bunların üzerinde biraz güçsüz kalsa da, anti-armor’un bir mermisi bir super battle droid’i uçurabiliyor. ama sorun anti-armor’un sadece 4 adet mermisini taşıyabiliyor olmamız ve anti-armor’un büyük splash damage vermesi, yani bu silahı kullanırken güvenli uzaklıkta olmaya dikkat etmek gerek. bunlar dışında yuvarlanarak hareket eden çevresinde güç kalkanı olan droidler var, orta derece tehdit yaratıyorlar. spider droid adlı tank kıvamındaki droidler en zor parçalanan robotlar. sadece ufak bir bölgelerinden hasar alıyorlar, yani temiz sniper işi gerekiyor, öte yandan doğal olarak el bombası veya roketlere de duyarlılar. droid dispenser adlı içinden devamlı droid çıkartan kutular var, hemen üzerine bomba yerleştirilip uçurulması gerekiyor yoksa içindeki droidler bitene kadar 30 kadar robot salıyorlar ortalığa, özellikle super battle droid dispenserlar tehlike yaratıyor. bir droid dispenser’a bomba yerleştirmek 20 saniye gibi uzun bir süre alıyor, bu aletler görüldüğü anda komandolardan birine bomba yerleştirme emrinin verilmesi elzem. bazı yerlerde düşman mounted gunlarıyla karşılaşıyoruz, ayrıca düşman turretları da var ancak pek zorlayıcı olmuyorlar. bir başka tehlikeli olabilecek düşmansa general graveus’un melee attack yapan elit korumaları. genel olarak bize değil komandolarımıza dalıyorlar, o yüzden uzaktan anti-armor yada sniper rifle ile işlerini halledebiliyoruz.

    yapay zeka pek parlak değil. misal olarak droid dispenserlardan çıkan droidler kıçlarının dibinde dispensera bomba yerleştiren komandoya değil diğer komandolara saldırıyorlar, bombayı yerleştiren rahat rahat işini görüyor. bazı düşmanlar direk bizi gözlerine kestirip bütün squadın arasından geçmeye çalışıp, diğer komandolara çarpmak gibi salaklıklar yapıyorlar, bazen de koşa koşa bütün squadın arasından geçip gidebiliyorlar. ayrıca sağlığımız düştükçe düşmanlar süper ıskalamaya başlıyorlar, sanki vurmaktan kaçınıyorlarmış gibi oluyor.

    oyun grafik motoru olarak unreal 2 motoru kullanıyor. güzel ve temiz grafikler var. tek sorun wookielerin kürkleri. dev wookieler kalın kürklü yaratıklardan çok entlere benzemişler, kürkleri sanki ağaç kabuğuymuş gibi duruyor.

    sonuç olarak star wars evreninde geçen, bizi attack of the clones’da sondaki büyük savaş sırasında havalanırken düşürüldüğünü gördüğümüz büyük yuvarlak* geonosis gemisinin, bir republic assult ship’in ve wookie şehirlerinin içine sokan, buraları ayrıntılarla görmemiz sağlayan, benim gibi fps delisi star wars fanatikleri için çok eğlendirici ve güzel bir oyun. sonunda general yoda’yı hologram olarak bile olsa görmek de ayrı bir tat veriyor vallahi.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap