• burada yazılanlara bakmayın, bir üniversite öğrencisinin kendisini geliştirebilmesi için erasmusdan daha iyi bir şans olamaz önünde.
    seçenekleriniz arasında varsa mutlaka polonya'yı öncelik olarak düşünün. avrupa'da nereye giderseniz gidin eğlenecek, gezip göreceksinizdir. ancak bir euro bazlı bir ülkede harcamlarına dikkat ederek kısıtlı yaşamak var bir de zloty para birimi olan bir ülkede parayı çok da düşünmeden eğlenmek var.
  • avrupa'daki yüksek öğretim kurumlarını birbirleri ile işbirliği yapmaya teşvik eden bir avrupa birliği programıdır. öğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri ve kısa süreli öğrenci ve akademik personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek sağlamaktadır.
  • birkaç görmemiş türk kızının aralık ayında kısa şort ile (arkaplanda millet kot ve kaban ileyken) fotoğraf çekilmesini sağlayan yurt dışında eğitim deneyimi şeysi.

    kızlarımızdaki batı imajı böyle bir şey olsa gerek. her avrupalı kızın -5 derecede şortla dolaştığını düşünür böyle tipler.

    bir de bunun erkek versiyonu vardır ki bu çok daha fenadır. uçaktan indiği anda laura'ların ''sik beni cemil'' diye kendisine koşacağını falan düşünür.
  • her gün partilere gidip hayvan gibi içmeden erasmus olmayacağını sanıp şikayet edenlerin yapmaması hayırlı olan program.

    2 aydır erasmustayım, türlü kültürler öğrendim, yabancı dil geliştirdim, yeni tatlar tattım, çok şehir gezip anılar biriktirdim.

    siz yapmayın arkadaşım, yapacak adamın da aklını çelmeyin.
  • lisans üstü/doktora da erasmus mu yoksa başka bir isimdeki değişim programı mı kullanılıyor öğrenmek istediğim öğrenci değişim programı. doktora sırasında yurtdışı öğrenci hareketliliği hakkında kapsamlı bilgi sahibi olanlar yeşillendirirse çok sevinirim.
  • "cinsel heyecanın utanç verici olduğu ve zührevi uyarının doğadan değil günahtan kaynaklandığını söyleyenlere hiç tahammülüm yok. hakikate bu kadar uzak bir şey olamaz. bu tür tahrikler olmadan işlevini yerine getiremeyecek olan evlilik suçtan muaf sanki. peki diğer canlılarda bu tahrikler nereden geliyor? doğadan mı günahtan mı?"

    desiderius erasmus

    bu sözü söyleyen adamın adını öğrenci değişim programına verirsen tabii ki konu dönüp dolaşıp cinselliğe gelir ve tabii ki erasmus sevgili bulma projesidir, erasmusa giden kızın asıl amacı, sevgilinin erasmus'a gitmesi gibi başlıklar açılır. halbuki bak diğer eğitim programlarına veya bağlı olduğu ana platform olan socrates'e ya da mesleki eğitim veren leonardo'ya öyle mi?

    (bkz: leonardo'ya giden kızın asıl amacı)

    uyarı üzerine edit: imla
  • kullanmayı bilen için turistik bir geziden çok daha fazlası olan program. kullanım amacına göre değişir. eğer idealist bir adamsan, bu programın ne olup ne olmadığını analiz edip değerlendirir ona göre hareket edersin zaten.

    bu program ile 2 sömestr yurt dışında okumaya gidiyorsanız zaten oturma izni ile uğraşmak durumunda kalacaksınız büyük olasılıkla.*yani bu program kapsamında zaten yurt dışında bir yabancı olarak nasıl yaşayabileceğini tecrübe ediyorsun. öyle kimse sana oturma iznini verip, evini, yurdunu ayarlamıyor.*

    şimdi bu program kapsamında çekya, polonya gibi üniversite ve erasmus ülkeleri olarak tanınmış ülkelere gidiyorsanız iş biraz değişir. oralarda bu program kapsamında hayat idame ettirmek kolaydır. zira anlaşmalar o kadar çoktur ve erasmus'a verilen önem o kadar fazladır ki sistem oturmuştur. o yüzden bu ülkeye giderseniz biraz daha rahat olacaksınız. günün ilk entrysinde belirtildiği gibi tatile gitmek gibi bir şey olacak. genelde bu ülkeler de kızlarıyla, gece hayatıyla meşhur olduğu için, yaşam koşulları hibeye göre uygun olduğu ve tl karşısında çok zorlamadığı için, dilleri de çok geçerli olmayan diller olduğu için buraya gidenler genelde gezmeye, eğlenmeye gidiyorlar. amaçları o olmasa bile iş oraya kayıyor. burada hemfikir olabiliriz. bu iş size burada ne katar onu bilemiyorum ama genelde 1 yıllık güzel, felekten, rahat bir yurt dışı yaşamı tecrübesinden başka bir şey katmıyor, giden arkadaşlarımdan biliyorum.

    bunun dışındaki büyük ülkelerde ise iş öyle yürümüyor. bir kere yaşam koşulları bu kadar rahat değil. üniversitelerin kaliteleri nispeten yüksek. dillerin değeri var.(almanca, fransızca, ispanyolca, italyanca, portekizce) ayrıca bürokrasi daha başka yürüyor, daha zor. göçmenlik çok olduğu için sıkıntı yaşama oranınız yükseliyor. ev, oda kiraları pahalı. ingilizce konuşan memurların oranı düşük. doğal olarak bu ülkelerde zorluklarla başa etmeyi öğreniyorsunuz.

    ne yaparsın? dünyada geçerliliği yüksek olan bir dili, gerek zorunluluktan gerek faydasından ötürü öğrenmeye başlarsın. bak hayatına bir şey kattın, babanla çay içerek dil öğrenemezsin.

    ne yaparsın? üniversitene gidersin. dersler anadilde olsa dahi katılır anlam vermeye çalışırsın. hocalarınla iki üç sohbet edersin. adam yemiyorlar olum, aksine hoşlarına gidiyor. deneyin. bakın buralarda hocalar ciddi referans kapısıdır. yurt dışında yüksek lisans, doktora kovalayanlar için söylüyorum, iyi referanslar edinme şansınız var. ülkenizde pinekleyerek ya da bilmemne üniversitesinin doçenti ile muhabbete girerek bu tip referanslar bulamazsınız bak.

    ne yaparsın? couchsurfing kullanırsın. international meeting'lere katılırsın ya da yabancı gezginleri evinde ağırlarsın. her şehirde mümkün bu nerdeyse. bi' ton yabancı insanla tanışırsın, tecrübelerini dinlersin. başka ülkelerde çalacak kapın olur. türkiye'de de yapabilirsin bunu ama orada daha özgürsün, paylaşacak daha çok şeyin var ve gelen kitle daha çeşitli.

    ne yaparsın? şehirdeki erasmus organizasyonlarına katılır yine yabancı öğrencilerle kaynaşır, dil pratiği yaparsın. yine onlarca ülkeden insanla tanış olma fırsatı.

    ne yaparsın? gittiğin şehire göre bir sürü aktivite kovalarsın. italya'ya gittin, italyanca öğrenirken, şehrindeki fransız kültür merkezi'ne gidip fransızca da öğrenebilirsin veya benzeri. ya da müzeleri gezersin. yerel öğrenci olarak indirimli, bazen bedava bile faydalanabilirsin.

    ne yaparsın? hiç bilmiyorsan yemek yapmasını öğrenirsin. dışarda yemek yesen 10 euro. ne yapar, günümüz kuruyla 47 lira. 10 euro'ya avrupa'nın bim tipi marketlerinden 5 günlük alışveriş yapar, et falan da alır, yemeğini kendin yaparsın. biliyorsan da geliştirirsin. bak hayatına bir şey daha kattın. geçinmeyi de öğreniyorsun aynı zamanda.

    e vakit bulup şehir şehir gezmesi de sana ve ayırdığın bütçene kalmış.

    başka hangi program sana bunları en kolay yönden sağlar? b1 seviye ingilizce ve az biraz ortalama üstü bir öğrenciysen çok kolay gidebileceğin bir program erasmus. sana katacağı şeyler ise paha biçilemez olacaktır her anlamda. programı nasıl kullanacağın da entryde anlattığım gibi senin kafa yapına, idealine, seçtiğin ülkeye bağlı. her şey seks değil, her şey ot, alkol değil. bunu bil, öyle git. kendine haksızlık etme, bulduğun bu fırsatı güzel değerlendir. bunu gereksiz olarak tanımlayanlara kulak verip ailenle çay içmenin daha faydalı olacağını hâlâ düşünüyorsan, o da senin idealin, saygı duymak lazım. ne istediğini bilirsen, araştırırsan, ülkeni, okulunu iyi seçersen bu programı maksimum verimle kullanması sana bağlı.

    son olarak kendimden dipnotlar: 2 dönem bu program kapsamında yurt dışında bulundum. hayatımdaki en kötü tecrübeleri de bu program kapsamında yaşadım. hiçbirinden pişman değilim. şuan kendi tercihimle yurt dışında yaşamaya devam ediyorum, bu program sayesinde bunu yapabildim. bunu da paylaşayım dedim.

    ayrıca peşin edit: "bizim bölümde bu bu var, bu bu yok" diyecekler için, anlaşma kovalamanız da sizin elinizde. hiç olmuyorsa olana da gidin tabi, kendini bildikten sonra sorun yok.
  • kesinlikle fırsatı olanın yapması gereken 6 ay veya 1 yıllık öğrenci değişim programı. kişiye vizyon katar. erasmus, insanların her ne kadar farklı etnik kökenlerden, mekanlardan gelmelerine, farklı bir dili konuşmalarına rağmen aslında bir o kadar da benzer olduğumuzu gösterir. kısaca, hayatta bir kez yapılabilecek , çevremde yapanın pişman olduğunu görmediğim bir program.
  • erasmus öncesi facebook paylaşımları:
    - erasmus'a gidiyorum!!!
    - sayılı günler...
    - sudenaz is travelling to berlin.
    - sonunda!!

    erasmus sırasında facebook paylaşımları:
    - tur başlasın!!
    - sudenaz berkcan, mike ve nicole ile porto'ya seyahat ediyor.
    - tam gaz devam bugün de sanat müzesi
    - hayat çok güzel gelsene
    - kapanış

    erasmus sonrası facebook paylaşımları:
    - ah porto ne güzeldin sen öyle
    - ah venedik
    - ah paris
    - sudenaz mike. berkcan ve nicole'u bir fotoğrafta etiketleri. çok özledimmm geri gidelim:((
    - ah amsterdam

    şaka şaka gidin gezin öğrenin, heyecanını paylaşmak güzel tabi. ama gideli bir yıl olmuş, hala sosyal medyada kafa ütüleme bari.
hesabın var mı? giriş yap