• yuzundeki acili ifade hic gecmedi erdem hocanin. sanki hep uzgun, hep kaygili ya da cani yaniyor...
  • anlaşılması zor olmakla beraber türk tipi akademisyen sınıfının oldukça dışındadır. olayları birbirine bağlamada ve kendi tabiriyle "muz ortaları gole çevirmede" üstüne pek az kişi vardır herhalde. derste sizi düşünmekten yoracak kıvama getirir. gerçekten beynin zonkladığı olmuştur. diğer yandan alışıla gelmiş ve artık standartlaşmış düşünceleri yıkmakta üzerine yoktur. çoğu kez hatta her zaman bile diyebilirim, görülemeyeni ve düşünülmeyini ortaya koyar, ama bilgiyi ucundan vererek öğrencilerinin onu tamamlamasını ya da üstüne düşünmesini ister. amaç da biraz budur zaten. verilenle yetinmemek ve cevap bulunmasa da doğru soruları sorabilmek... kendisinden ders almak oldukça keyiflidir, sonucunda aldığınız harf iyi olmasa da. her şeyi bilen adam olmaya sanırım birkaç tık uzaktadır. ayrıca bir "dönme" olsa da sıkı bir gençlerbirliği taraftarı ve alkaralar mensubudur. ayrıca birkaç hafta önce de doçent oldu, hayırlı olsundur.
  • gördüğüm ilk andan itibaren yaydığı negatif enerjisi yüzünden karşısında iki kelimeyi bir araya getiremediğim, küçük dağları ben yarattım modlu bir mülkiye hocası. öyle bir özelliği var ki, bildiğiniz şeyi de unutturuyor adama mülakatlarda. bir de tam kendinize gelip cevap veriyorsunuz, cevabı da beğenmeyip aşağılıyor falan. zaten alan dışısın diyerek sana bok sümük muamelesi yapıyor. tabi bunda "bayan" olmamın etkisi de büyük anlaşılan. *
  • "alfanso'lar (portekiz krallarının tek tip isme sahip olmasından ötürü) çok gariban, yalnızca isim bulma konusunda da değil" diyen mülkiye hocası.
  • alanında çok bilgili bir insandır. gerçekten başkalarının tenezzül etmeyeceği konulara dalmış, geniş bir alanda bilgi sahibi olmuş ve bu bilgisinin sadakasını da öğrencilerine dağıtmıştır.

    sadece anlatımında biraz zevzekleşebiliyor, ama bunun karakterinin bir sonucu değil, derse olan ilgiyi canlı tutma niyetinin bir neticesi olduğunu düşünüyorum.
  • 2015 inek bayramı bölüm fermanında hakkında şunlar söylenmiş kişi: "var olan sistemin içindeki tüm muhalefeti bir kenara iten, bizzat sistemin kendisine muhalif olan, fanon’un kankası, bookchin’in yoldaşı, asi hocamız. berlin duvarından arta kalan bir parça taşın olsun diye duvarı yeniden inşa ederdik amma biliriz sınır yaratmak değil; sınırları yıkmak istersin. temiz ferman düsturunu ilke edindiğimiz değerli hocamız..."

    2017 züppeyun fermanında da şöyle anılmış: "dostum şimdi diye başladığı cümlesinde sırasıyla brecht'ten, hakikat komisyonları'ndan ve 4. duvar'dan anlamlı bir bütünlük oluşturabilen, wikipedianın engellenmesinden sonra elimizde kalan son bilgi kaynağı, bm antlaşması'nın gizli yazarı, meşru müdafaa hakkı ile 3. dünya ülkelerinin kahramanı, mektebin medarı iftiharı."
  • sbf 1997 mezunlar yıllığında şöyle anlatılmış kişilik:

    erdem denk, sessiz sakin görünüşünün altında yüreğinde büyük bir coşku barındırır. yaşamayı sever ve ona dört elle sarılır. dostlarına çok bağlıdır. dostluk o’nun için herşeyin üstünde kutsal bir olgudur. sahip olduğu her güzel şeyi dostlarıyla paylaşmaktan zevk duyar. çok ciddi sorumluluk sahibidir. sözüne her zaman sadıktır. çevresindeki insanların sorumsuzluğuna asla tahammül edemez. hastalık derecesinde titizdir. dağınıklıktan nefret eder. hiçbir şeyi boş vermez. bir konuda karar verdi mi mutlaka başarır. bu yönü o’nun belirlediği hedeflere ulaşmasında en büyük avantajı olacak. erdem sahip olduğu zekayı kullanmada da çok başarılıdır. pratik yönü oldukça kuvvetlidir. karakterine gelince; o’nun için salt duygusal yahut salt mantıklı bir insan diyemezsiniz. çünkü o yüreğini ve beynini aynı oranda ve maksimum düzeyde kullanabilen bir arkadaşımızdır. erdem için «kitap kurdu» tabirini kullanabiliriz rahatlıkla. mübalağasız, son dört yılda okuduğu kitaplarla mütevazi bir kütüphane kurulabilirdi. kitap okumak o’nun zaruri ihtiyaçları arasındadır. araştırmacı ruhludur. kanımca mekteb-i mülkiye erdem’in mezuniyetiyle büyük bir değerini yitirecek. ama önümüzdeki yıllarda mülkiye’nin şeref tablosunda hakettiği yeri aldığında tüm mekteb-i mülkiye mensupları onunla gurur duyacaktır.

    insan ilişkilerine onun kadar değer verenine ilk kez rastlıyorum. konuştuklarını en ince ayrıntılarına kadar düşünüp, tüm olasılıkları hesaba katarak konuşan bir arkadaşımızdır ki bazen olmayacak olasılıkları bile hesaba katar, şok olursunuz. kendisini kapadokya gezileri ve «dehşet» rehberliği ile tanıttı. geziye katılanlardan memnun olmayanı yoktu. tek sıkıntı, konuşmayı aşırı sevmesi, gezi grubunu yolun ortasında durdurup çocukluk anılarını, derinkuyu’da kaybettiği tavuğu anlatmasıydı. rehber ya! evine davet ettiği misafirlerine balık ikram eder, size nerede yakalarsa «ne balıktı hocam» der. siz de onaylamak zorunda kalırsınız. kendisi sabırlı mı sabırlıdır. onu sabrederken görseniz bekler, önünde bir dakikalık saygı duruşuna geçersiniz. türkiye’de becerilemeyen hem konuşabilen hem konuşabilen anlayışının en güzel örneğini oluşturur.
  • mekteb-i mülkiye'nin uluslararası ilişkiler hocasıdır. uzmanlık alanı uluslararsı örgütler ve ab hukukudur, sanırım.

    erdem hoca'dan birden fazla ders almıştım zamanında, kendisine sevgi beslemiyorum. hatta sevmiyorum bu akademisyeni, ama saygı duyuyorum. uluslararası örgütler dersinin ilk 2-3 haftasında müthiş ötesi bir tarihsel vizyon sunar, uluslararası örgütler başlığını fersah fersah aşar bu 2-3 haftalık sunum. sorulardan korkmaz, çelişkilerinin üstüne gider. ama yıldızımız hiç barışmadı.
hesabın var mı? giriş yap