• (bkz: salvador dali)
  • bellegin azmi olarak da bilinen salvador dali'nin en unlu tablosu.

    (bkz: la persistencia de la memoria)
  • eriyen saatler olarak bilinen eserin orijinal adı belleğin azmi’dir. belleğin azmi (the persistence of memory), 1931 tarihli bir salvador dali tablosudur. salvador dali'nin en ünlü tablolarından olan eser, zaman zaman yumuşak saatler veya eriyen saatler olarak da anılmıştır. bunun en büyük nedeni, ünlü sürrealistik eserde yumuşak, eriyen cep saatlerinin resmedilmiş olmasıdır.

    bu eseri incelemeden önce nasıl çizildiğine de bakmak gerekir; salvador dali 1931 yılında 27 yaşındayken resmin arka planında gözüken port lligat manzarası üzerinde çalışmaktadır fakat bu manzara resmini tamamlamakta zorlanmaktadır. bir gün dışarıda otururken camambert peynirinin eridiğini fark eder ve bu görüntü üzerinde yoğunlaşır. eriyen peynir dali’de şiddetli baş ağrılarına yol açar ve sıkıntılı bir ruh haline bürünerek halüsinasyon yaşar. yaşadığı halüsinasyon sayesinde de resimdeki eriyen saatleri tasarlamaya karar verir ve çizdiği manzara üzerinde çalışmalarını yapar. bu eserden sonra dali’nin pek çok eserinde de halüsinasyon ögeleri ortaya çıkmaya başlar ve kendine özgün çizgileri, sanat anlayışı bu eserle birlikte gelişmeye başlar.

    eriyen saatler zamanın protestosu olarak kabul edilir, eserin çizildiği döneme baktığımız zaman einstein’ın görecelik kuramı gündemdedir, kuram en basit anlatımıyla kütle çekiminin zaman ve mekan üzerinden tanımlanmasını sağlamaktadır fakat kuram zaman içinde zaman ve mekanın birbiri ile bir bütünlük göstermesi şeklinde yorumlanmış ve bu şekilde yayılmıştır. eriyen saatler’de ise zamanın mekandan bağımsızlığı ön plana çıkarılmıştır. arka plandaki manzara evrenin gerçekliğini ve sonsuzluğunu simgelerken, eriyen saatler evrenin gerçekliği ve sonsuzluğu karşısında zamanın yapar bir kavram olduğunu belirtir.

    ortadaki insan yüzünün genelde dalí’nin kendi yüzü olduğu iddia edilmiştir. gözü kapalı ve uyku halinde gibi görülen bu figür , sözü geçen bu halusinasyon olayına işaret ediyor olabilir. rüyada görülen nesnelerin genellikle biçimsiz oluşunu çağrıştırır gibi bu figür de oldukça şekilsiz bir görüntüye sahip. bu yönden bakıldığında resimdeki saatlerin de rüya görülürken geçen zamanı işaret ettiğini de düşünebiliriz.
    eserin sol alt köşesinde bulunan saat üzerindeki karıncalar ve eriyen saat üzerinde görülen sinek, çürüme ve yok olmayı anlatır. resimdeki tek bitki olan zeytin ağacı da dalí’nin birçok eserinde genel anlamı olan huzur, umut ve iyileşme simgesi olarak kullanılmış. ancak, bu yağlıboya tabloda kurumuş gibi çizilen bu ağaç başka bir kavrama işaret etmektedir: ‘ölüm’. resmin genelinde yansıtılan bu ölüm hissi, sinek ve karıncalar, bomboş kumsal, geri plandaki sade sonsuzluk, eriyen saatlerle geçen zaman hissi ve uyku/rüya göndermeleri ile de desteklenmekte.

    yapıtın (mona lisa'ya benzer biçimde), tamamlandıktan kısa süre sonra kırmızı şarapla ıslatıldığı söylenmektedir.
    bu yorumlar hiçbir zaman kesinliğe sahip değildir çünkü salvador dali eserleri hakkında pek fazla konuşmamış, bilgi vermemiştir.
  • zamanın neliği üzerinde düşündüren (bkz: salvador dali) eseri. zamandan, hareketin ardışıklığı ve buna bağlı olarak herkese farklı etki eden bir görecelik olarak bahsedebiliriz. zaman geçiyor deriz ve bunu sürekli bir hareketliliğe bağlarız fakat bir özelliğimiz var. eylemlerimizi yani yaşadıklarımızı sabit tutan bir zihne sahibiz. bu sabitlik şimdi ile şekillenen bir zihnin olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabii. ama yine de belli anılara sahibiz. eriyen saatlerin diğer adının belleğin azmi olması acaba buna bir gönderme olabilir mi? belki de ressam bu eseriyle bizlere, geçmişte yaşanmış bir zamanın şimdi ile yeniden şekillenebiliyor olduğunu, buna bağlı olarak şimdi yaşadığımız şeyleri de gelecek zamanda yaşadıklarımızla muhtemelen aklımızda farklı kalacağını söylüyor olabilir mi?

    başka bir açıdan bakarsak, saat aslında nedir? bizi bir düzene sokan, birçok şeye anlam verdiren, bizde bir sabitlik fikri uyandıran yaşantımızda önemli bir araçtır. öyle değil mi? ama diğer yandan saat hiçbir zaman sabit kalmaz, hep hareket halindedir. o halde saat hem hareketi hem hareketsizliği görmemizi sağlamaz mı? tabloda her saat farklı bir zamanı gösterir. erise bile bir şeye işaret etmektedir ama hepsi farklı zamanları eritmektedir. aynı değildir. acaba dali bu eseriyle, şimdi yaşayan ve yaş alan bizlerin, zamanı bir düzene ve sabitliğe sokmaya çalışıyor oluşumuzu eleştiriyor olabilir mi? bunu yapmamızın anlamsızlığını kendimize göre yaşamamız gerektiğini mi söylemek istiyor? belki de saatlerin farklı zamanlarda durması, sabitliğe olan bir başkaldırıdır. belirli bir düzeni reddederek zamanı durdurmak demek, halihazırda başka bir zamanı hala yaşıyor ve şimdi ile yanılsama yapamıyoruz demektir. yanılsamasız geçecek ve şimdi ile zamanı güzel eritebileceğimiz saatlere ...
hesabın var mı? giriş yap