• yahudi soykırımıyla birçok benzerlik taşıyan hadise, ermeni olayları, ermeni katliamı, ermeni tehciri.

    ermeniler, tıpkı yahudiler gibi oldukça eski bir millet, kendilerine has dinleri var ve devletsiz yaşarlar. fakat yaşadıkları bölgelerde burjuvaziyi ellerinde tutmuşlardır. çok okumuşlar; çok iyi bilim, sanat ve ticaret yapmışlardır.

    2 durumda da ülkede işler iyice saçmalaşmaya başlayınca, o ülkelerin çoğunluklarına ırkçı devlet adamları daha mantıklı gelmeye başlamış. biz bu ülkede çoğunlukken parayı bunlar kazanıyordan başlayıp, sırf kültürüne biraz uzak olan kapı komşuları için olmamış rivayetler, dedikodular çıkarmışlar. istanbul'un göbeğinde yüzyıllardır yaşayan bir aileden gelen, ondan bundan hiçbir farkı olmayan adam bir anda nasıl olduysa, müslümanlığı yok etmek, türkleri kırmak, her yeri ermenistan yapmak gibi amaçlarla dış güçlerle ortaklık yapmışlar. yani daha birgün önce senin ekmek aldığın fırının sahibi, muayene olduğun doktor, herşeyden ötesi komşun, arkadaşın.

    he bir de 'ermeni seviciler' olarak biz, ne hikmetse ülkemizi manda altına falan aldırmaya çalışıyoruz. ırkçılık cahilliğin her açığını kullanır. şurda mükemmel çeşitliliğiyle barış içinde yaşamış bir memleketi kaybetmiş olmanın acısını hisseden insan, çok basit bir şekilde hain - terörist olabiliyor.

    bugün ülkedeki birçok zenginlik ermeni - rum yağmasından kalandır. yani çıkın bakın taksim'de ısrarla mahvetmeye çalıştığımız güzelim evler ve o güzelliğin oluşturduğu maddi ve manevi zenginlik. işte onların sahipleri zamanının yağmacıları olacağına o çok nefret ettiğin ermeni olsaydı, şimdi elinde palasıyla adamlar o bölgede korku salabilecekler miydi?
  • yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali her sene başımıza ağrıtan safsata.

    eğer soykırımdan bahsedeceksek ermenilerin yaptığı soykırımları tartışmamız gerekiyor. yavuz hırsızlık yapıp üste çıkmanın alemi yok.

    ekleme: zamanın ötelerinden koştum geldim. eksilemeniz soykırım olmadığı gerçeğini değiştirmiyor arkadaşlar.
  • bu topraklarda birçok malzumun ahı alındı, ama unutmayın ağlayanın malı gülene yar olmaz ve olmuyor da...
  • tıpkı kürtçülük gibi destekleyen insanlara sembolik sermaye kazandırdığı düşünülen çok ama çok taraflı iddia.

    bunu kabul eden aydın, özgürlükçü, hümanist, "yahu ermenilerin çeteleri ne olacak?" diyen faşist ve çomar oluyor. mesela ortamlarda ilber ortaylı'yı büyük hoca diye yalayan tiplere "ilber hoca bu olayın soykırım değil zorunlu bir tehcir olduğunu belirtti" desen onu da faşist ilan eder, daha önce dizdiği övgüleri yutacak kadar tutarsızdır. (2006 yılında orhan pamuk nobel ödülünü aldıktan sonra yaptığı açıklama var)

    ekonomisi bok gibi olan bir ülkeyi bu bayat hikayeyle hala uluslararası arenada tutmaya çalışıyorlar. başka bir numarası yok bu olayın. işin ilginç yanı ise buna hala alet olan bir kesimin bulunması. onları da artık belge gören ermeni soykırımı savunucusu başlığındaki videoda yusuf halaçoğlu hocanın saydığı belgeleri görmeye davet ediyorum.

    gerçi siz tarihçilerin karşılıklı olarak belgeleri açmasından vampirlerin güneşten kaçması gibi kaçarsınız, çünkü bu yalanı başka türlü sürdürmenin bir yolu yok. hadi taksim'de toplanın bugün, iki slogan atıp dağılırsınız.
  • soykırım, felaket, katliam ne derseniz deyin. bu ülke sınırlarında ermeniler katledildi. hem de 1915'e göre oldukça sistematik, ama holokosta göre oldukça ilkel bir şekilde. boğos zekiyan hoca diyordu: "biz ermeniler bütün her şeyi soykırım oldu mu olmadı mı tartışması üzerinden yürütüyoruz. oysa bir ermeni mimarisi, müziği, resimi hakkında neredeyse hiç konuşmuyoruz." bugün üsküdar'da bağlarbaşının alt taraflarına bakın, ermeni kiliseleri, eski ahşap evler kimden kaldı? sahipleri nerede? cevabı zabel yesayansilahtarın bahçeleri'nde veriyordu.

    gelelim ayırıma, buna marc nichanian edebiyat ve felaket adlı çalışmasında değiniyordu, ne diyordu?

    nichanian’ın tanımına göre, imha iradesinin özünde yalnızca öldürmenin kendisi değil, aynı zamanda tanıklığı ortadan kaldırma, arşivi yok etme ve ölüler için yas tutmayı yasaklayan/imkansızlaştıran bir irade yatmaktadır. “felaket”, inkarcılığın ve imha etme iradesinin karşısında hayatta kalanların her an sonsuz bir soykırımı kanıtlama oyununun içine atılmasıyla başlar, hayatta kalan her an “kendi ölümünü,” “kıyıma uğradığını” kanıtlamaya çalıştığı bir oyuna itilir. “tanığın kesinlikle tanıklık etmek zorunda olduğu şey, bir tanık olarak kendi ölümüdür.” (edebiyat ve felaket, s. 37) “felaket”in kendisi budur. “soykırım” ise “tarihsel olay” olarak henüz gerçekleşmemiştir. osmanlı ermenilerinin tarihsel olarak uğradıkları kıyım, ancak gelecekte bir “tarihsel olay” olarak yazılacaktır. nichanian’a göre “felaket olayının” en önemli sonucu, “tanığın saf dışı bırakılmasıdır. hiçbir tanıklık bu olaya; kurbanın ve hayatta kalanın dilinde (dünyasında) tanığın ortadan kaldırılması olayına tanıklık edemez. kaldı ki hiçbir tanıklık, soykırım iradesinin özünde bulunan inkârcılığa karşı koyamaz. bu çifte imkânsızlığa kanaat getirdikten sonra tekil tanıklıkları bireylerin yazgılarından kalan izler olarak okumaya başlayabiliriz; tanıklıkla ilgili birbirini tutmayan görüşleri de, olayı tarih nesnesine dönüştürmenin arşiv yapmakla mümkün olamayacağına dair bir kanıt olarak görebiliriz.” (edebiyat ve felaket, s. 39)
  • insanların her zaman olduğu gibi yine soykırım niteliği taşıyıp taşımadığını tartıştıkları olay. tabi bir de bununla birlikte yapılan ölüleri yarıştırma saçmalığı var. bence tüm bunları bırakıp da olaya ne zaman insani çerçeveden bakarsak ve iki tarafın ne yaşadığını milli, politik ve dini kavramlardan bağımsız anlamaya çalışırsak, işte o zaman geleceğe karşı biraz ümit besleyebiliriz.
  • bu saçmalığı türk düşmanlığı için herkes kullanıyor. her zaman yinelediğim ve cevabını hiç alamadığım sorumu tekrarlıyorum; tüm osmanlı coğrafyasında osmanlı'daki son nufus sayımında(1914) 1 milyon ermeni yaşarken ve tehcir'de istanbul ermenilerine dokunulmamışken(en az 100 bin kişi) bu sözde ermeni soykırımı'nda nasıl 1,5 milyon ermeni ölmüş?

    bu saçmalığa inananlar ya hiç sayı saymamışlar ya da hiç sopa yememişler...

    edit: öncelikle osmanlı'daki sayımla ilgili pekçok soru aldığım için onunla ilgili bilgi vermek istiyorum. en başta gelen yanlış inanış örnek verdiğim sayımda kadın nüfusun sayılmadığıyla ilgili. 1844 yılından sonraki sayımlarda (ki modern anlamdaki ilk nüfus sayımı diyebiliriz) kadın nüfus sayılmıştır.
    1914 osmanlı nüfus sayımı

    ikinci olarak verilen sayı (1.5 milyon ermeni kastediliyor) ölmemişse daha az insan ölmüşse bu soykırım sayılmaz mıymış? evet sayılmaz! bu 1915 ermeni tehcir'i olayını soykırım kapsamında değerlendirmek bilimsel ve vicdani olanaklara göre imkansız. eğer bu soykırımsa bunların iki kere soykırım olması gerekmez mi?
    müslüman türk katliamları

    ayrıca soykırım nedir ne değildir?
    soykırım
  • bisi sorucam, bu baslikta atip tutan suser'lardan kaci konu hakkinda herhangi bisi okudu? sirf meraktan soruyorum.
  • hamidiye alayları'nı ağızlarına alamayan kürtçülerin çılgınlar gibi savunduğu yalandır ayrıca. buna her halkın bağımsız yaşama hede hödösü diye kılıf bile hazırlarlar...
  • inanç sistemi bütünü. ama tuhaf bir işleyiş var ortada. mesela inanç sistemlerinde çok sorgulamaman gerekiyor ya, yani yorma beynini her şey ortada, sen inan, sadece inan ve sağdan sağdan git, bekleme yapma yani ... tamam, dur orada! işte tam da bu ermeni soykırımı! bir inanç sistemine göre olmadı!

    ama işte sıkıntı burada başlıyor...

    çünkü diğer inanç sistemine göre oldu! bir de onların elinde belgeler var - ama o belgeler ne, doğru mu? inanç sistemi bu, sorgulanmaz! - belgelerin belgeleri de var... o belgeler de diğerlerine doğru diyor... e inanç sistemi, sorgulamak olmaz!kafa patates, değil mi? sorgulama!

    hah işte böyle bi'şey ermeni soykırımı...

    biraz inanç, biraz goygoy...

    sürç-ü lisan ettiysem affola ...
hesabın var mı? giriş yap