• türk örf ve adetlerinin nadide bir örneğidir. bir diğeri için;

    (bkz: beni sorarlarsa yok de diyalogları)

    yahu el kadar çocukken rahmetli pederden bana geçmiş bir mirastır bu. adamcağız, eve bir misafir geldiği vakit annemin "achtung, achtung" şeklindeki ss subayı alarmıyla kendinden geçer, paldır küldür bir yandan pantolon giymeye çalışırken bir yandan da odaya doğru; sarayında yakalanmış kaddafi misali sürülürdü. gelen misafir vampir midir, babam misafire zarar mı verecektir vs şeklinde çocuk aklımla düşünürken bir anda büyüdük ve aynı muameleyi görmeye başladık.

    - aarrrrghh, biri kapıda. çabuk sen odaya saklan!
    - niye yahu? ben birşey yapmadım ki?
    - sus, anlamazsın sen! çabuk odaya!
  • özellikle bayram zamanları hayat kurtaran eylem. az önce mutfakta geniş geniş çayımı içerken aniden kapı acı acı çaldı, ben de çayımı kaptığım gibi odaya konuşlandım. baktım 5 dakika sonra falan cep telefonum çalıyor; arayan babam. yanlışlıkla mı aradı acaba diye düşünürken baktım ısrarla arıyor açtım telefonu tabi. "bu gelenler kimmiş sen gördün mü? bi de çocuk falan var galiba sesleri geliyor. çok oturmazlar heralde? " diye içerideki odadan beni arıyor o da. hadi ben saklanırım tamam da baba da misafir gelince odaya saklananlardan lan.
  • dünyanın en gereksiz diyaloglarından kaçmanın tek yoludur.
  • maalesef artık yapamadığım eylem.. yani adamlar gittikten sonra annemin çenesini dinleyeceğime iki hoşgeldiniz derim ondan kat kat daha iyi lan..

    insan büyüdükçe zekası da gelişiyor, daha bi faydacı oluyor neblim daha bi kıvrak zekalı oluyor.. tavsiyem kapıyı sizin açmanız bi girerlerken öpüp hoşgeldiniz deyip sonra sıvışmanız..
  • küçükken, sevmediğim tanıdıklar geldiğinde yaptığım davranış.
  • yaşı, eğitim seviyesi, kültürü fark etmeden her bireyin yapacağı eylem.
    uygulama alanı sevmediğiniz ya da tanımadığınız, aniden çıkagelen misafirlerdir.
    aslında en iyisi kapıyı açıp karşılama faslına katılmaktır, sonra çaktırmadan içeri kaçarsınız, ama odanızda yakalanmışsanız çıkmamak daha iyidir, çünkü salona girdiğinizde bütün gözler sizin üzerinize çevrilir, sanki podyumda yürüyen bir manken gibi hissedersiniz. konu bir anda size döner, gerekli gereksiz bir sürü soruya cevap vermek zorunda kalırsınız, yalancı gülüşmeler de cabası.
    insanı en büyük ikilemde bırakan şey de, annenin "içeri gel de bir hoş geldin de" teklifini reddetmekle asosyal ve yabani yaftası ile yaftalanmak ya da içeri gidip kendinizi yapmacık ve soğuk bir muhabbetine içinde bulmak, karar sizin.
  • "uyuyor o" yalanını söyleyecek anne varsa sürpriz sonuçlar doğurmaz.
  • ee okul ne zamn bitiyo. kaçıncı sınıfsın sorularından kaçmak:s hele yılda 1 2 defa gelen misafirse her ayrıntıyı öğrenip seneye gene sorar ifrit olursun.
hesabın var mı? giriş yap