• metin ve kemal kahraman'in en iyi albumudur. albumdeki hicbir sarki fazla degil, birini bile cikarsak album eksik kaliyor hatta.
    daha uzerine bir sey dinlemedim. huma kusu'nun en iyi yorumunu ben bu ikiliden duydum goc'te.
  • metin ve kemal kahraman ın albümüdür herkesin yazdığı üzre.

    gece geç saatte etraf sessizliğe gömüldüğünde gözlerin kapalı yatağa sırtüstü uzanıp tadının çıkarılması gereken müziklerdir.
  • bir parça, içinde hiçbir kelime olmadan, bir hikaye anlatmadan, nasıl bu kadar çok şey anlatır ve nasıl bu kadar çok şey hissettirir ki..
    hüzün, ayrılık, yan yanayken özlemek, özlerken dibe batmak, daldaki bir yaprağa uzanmak, gökyüzündeki bulutlara imrenmek, rüzgara binip uzaklaşmak, zamanında yüreğinden bir parça bıraktığın her yeri tekrar gezmek, değişik notalardaki farklı miktarlardaki duyguları en yüksek perdeden hissetmek... çok hissetmek..
    ferfecir.. çok uzakların ve çok yakınların parçası..
    ferfecir, yerin dibini de semanın zirvesini de aynı anda hissettiren en enstrumental, en müzik müzik..
  • hayat sana ellerini uzatır.
    sen çocuksu bir sevinçle , gözlerin kapalı yürürsun.
    sonra hayat kenara çekilir; sen yerin yedi kat dibindesindir.
    ferfecir ,düştüğünde binlerce parçaya bölünmüşlugundur.
    ferfecir, inanmış olmanın verdigi acıdır.

    ya da hiçbir şey değildir.
  • ben ne zaman mutsuz olsam melodilere sığınırım, bi sebebi yok ya da sizin anlayabileceğiniz bir sebebi yok, kelimeler gerçeğin beceriksiz avcıları çünkü, sığındım limanlardan biri de bu melodi
    sessiz bir çığlık, ne zaman dinlesem sessiz bir çığlık atarım. içinde hiç bir şey yok, kelime kalabalığı yok sadece huzurlu bir hüzün var...
    içinde çözümleyemediğin haller ile yüzleşirsin çığlık atarsın sessiz ve derinden, kelime olmadan.
    harfler kelimelere, kelimeler cümlelere dönüşmeden sadece müzik, sadece derin ve huzurlu bir hüzün.
    kimseye demeden, şikayet etmeden öylece kalmak gibi bişey...
    herkes üzerine kendi hikayesini yazar, yönetir ve oynar işte ben hiç bir şey yazmıyorum sadece kalıp dinliyorum.
    kelimelerin beceriksizliğinden bahsedip bu kadar harf kalabalığıyla yazan biri çelişkisi benim olayım işte.
    ne yazdığımı ben bile bilmiyorum şu an, kulagımda defalarca tekrar tekrar çalan ferfecir melodisi var sadece.
    sanırım biraz susmam gerek, yazmadan susabilmek gerek...
  • metin kemal kahraman'ın eşsiz albümü.

    çok uzun aralıklarla da dinlesem, bu ezgi, bu beni mahveden enstrümantal şolen hiç bitmiyor .
    ne zaman kendimle baş başa kalsam kulağıma uğuldar, içim ferfecir olur.
  • müzik, zaman mefhumu bağlamında kişide geçmişle bugün arasında bir misine aracına dönüştüğü vakit insanı acıtan soyut, tanımı yapılamaz, şekli çizilemez, tarifi yapılamaz bir ağrıya dönüşür. çünkü kişinin geçmişi, ister olumlu isterse olumsuz olsun bir çok defa acısıyla tatlısıyla insanı kedere sürükler. bu keder kimi zaman aynada alnımızda hissetiğimiz bir çizgiden kimi zaman şakağa düşen aklardan kimi zaman ise kaybettiklerimizle ete kemiğe bürünür.

    belleğimizin derinliklerine attığımız geçmiş adeta şeffaf misinayla arkamızda bize ağırlık veren ton yüküyle taşlara tutunup durur ki, bu taşlar tıpkı kar topu gibidir büyüdükçe büyür en sonunda bizi boğacak kadar büyür. büyür. kar erir su olur, hafifleşir yok olup gider. ama taş öyle midir?

    işte bu albüm beni bazen kendine hapseden bir taşa dönüşür. zira hiç unutmam en güzel günlerimdi (bugünlerim de, kötü değil! lakin geçmiş günler her zaman daha bir güzel görünür bize) çok iri iki kiraz ağacı vardı, dizlere kadar uzanıp giden otların arasında yılan gibi kıvrılarak ulaşırdık onlara, henüz her evin balkonunun doğanın yeşiline, göğün mavisine kapısını araladığı betonların bu kadar boğucu olmadığı zamanlardı. nerden geldiğini bilmediğim şimdi ismini dahi hatırlamadığım yaşlıca bir amca vardı, balkonda her daim bağlama çalardı, mahlası vardı, sözleri vardı, derinliği vardı, ağrısı sızısı vardı, koyuca muhabeti vardı. güzelim mayıs sabahlarıydı henüz yoktu bir arkadaşın acı hançeri, annemin yüzü genç kardeşlerim şen şakraktı. yoktu ki dünyada keder. ferfecir dahi bu denli ağır müziğiyle ferfecir dahi eğlendirirdi göz bebeklerimizin içindeki perdeyi.

    oysa, şimdi beni o günlerin özlemiyle boğan hüzün bir tirat gibi.
  • etrafimdaki gurultulu muzigin rahatsizligindan kurtulmak icin actigim anda hayatin ne kadar aci, degerli, uzak, yalniz oldugunu hissettiren metin kemal kahraman albumu
    (bkz: göç)
  • heybenizde tam kelimesi olmayan, öyle içinizde, öyle kendi içinde, öyle bir bütünde olan eser. size sizin öykünüzü bilir gibi yaklaşıp yarenlik eder puslu gözlerinin ardından bakip yüzünüze. yüzünde izleri tüm bilip sustuklarının.. ve daha pek çoğudur bu şarkı, ve daha pek çoğu...
  • ferfecir youtube

    bunu dinlemek, çok sevdiğiniz bir ölüyü özlemek gibi...
    teşekkürler metin & kemal kahraman kardeşler.
hesabın var mı? giriş yap