• nedendir bilmiyorum, söylemekten çokça haz aldığım kelime. sanırım fransızca tınısıyla alakalı. fırsat olsa da ferforje desem diyorum. ne zaman bir bahçe kapısı görsem 'ferforje kapı' diye belirtmeden edemiyorum. arkadaşlarla bir mobilyadan bahsetsek 'ben olsam ferforje tercih ederdim' diyorum. saplantılı oldum çıktım. neyse ki şu ana kadar 3 kere ferforje dedim* de rahatladım. bir diğer sevdiğim kelime de perforaj ama onu henüz günlük hayatta doğaçlama kullanamıyorum.
  • ingilizcesi, wrought iron.
  • fransızca orijinali fer forgé...dövülmüş işlenmiş demir yani.
  • sanki bir harfi söyleyemiyormuşsun gibi bir izlenim bıraktığını düşündüğüm kelime. aynı zamanda fransızcadaki f fonetiğinin türkçeye pek yakışmadığının da göstergesi olan kelime. durduk yere kendisine neden bu kadar bilendiğimi de çözemediğim bir kelime işte.
  • çalıştığım sirketin imalatini yaptigi, harbisinin yapılmasi gercekten ciddi iscilik isteyen, siyah boyalı demir gören herkesin "baaak ferforje" dedigi ama aslinda olmayan sey.
  • emlakçıların müşteriye ev gezdirirken sanki çok havalı güzel bir özellikten bahsediyormuş gibi ağzını yaya yaya "pencerelerde ferforje var" demesiyle insanı sinir eden malzemedir. ne kadar güvenlik seviyesi düşük, suç oranı yüksek, pis bir ülkede yaşadığımızı hatırlatır bana hep. bir sokağa girdiğinizde herkesin pencereleri hapishane gibi ferforje demirlerle koruma altına alınmışsa, orası asayişin işlemediği, hırsızların cirit attığı bir bölgedir. rezillikten başka bir şey değil. çok da kötü görünüyor istedikleri kadar güllü dallı, şık, art nouveau tarzı yapılsın, yine de kötü.
  • ferrum latince demir ve forge ise işlemek dövmek demektir. iki kelimenin birleşimidir.
    fer forje
  • bunun yatak versiyonuna bulgar karyolası deniyormuş eskiden. aşırı şık ama ayak serçe parmağını vurup acıdan kıvranmalık karyola modeli olur bu tarzda. siyah gotik başlıklı modelleri muhteşemdir ama sakarsanız almayın bence.
  • (bkz: berjer) (bkz: şifonyer) (bkz: ferforje) ölüm grubu.
hesabın var mı? giriş yap