• ortamların en ucuz birasını sattığı yıllarda (bkz: biranın yediyüzellibin lira olduğu güzel günler) 45lik için de bir ara dolaşan şaibe.
  • size hizmet eden kişileri sinirlendirebilecek harekettir. bu şekilde zanları olan insanların "bunun suyunu fazla kaçırmışsınız" dediği de görülmüştür. aynı birayı tekrar gönderdiğinizde gelip teşekkür ederler sonra.

    fıçı biranın ucuza gelme sebeplerinden birisi, kutu koladansa 2,5 litrelik kolanın daha ucuz olması şeklinde açıklanabilir. ayrıca mekanlarla yapılan anlaşmayla gelen indirimler, üretim farkı* sebebiyle şişeye göre çok daha ucuza gelir, su katılmasıyla değil.
    tadının daha yumuşak olmasının sebebi de yine su katılması, alkolünün az olması falan değil, geçirdiği pastorizasyon işleminin farklılığıdır. sakin olun ve fıçı varken fıçı için mis gibi.
  • "ben ne içtiğimi bilmiyorum ve biradan da anlamıyorum" demenin türk versiyonu.

    benden önce açıklayanlar olmuş zaten fıçı bira başlığında neden böyle olduğunu:
    (bkz: #7191179)
    (bkz: #30934553)

    fıçı biraya su katılamaz da zaten çünkü:

    1) bira musluğu sistemi mekanın anlaşmalı şirketi* ** tarafından getirilir, kurulur, bakımı/temizliği yapılır ve kontrol edilir düzenli olarak.

    2) fıçı bira adı üstünde "fıçı"da gelir ki bu fıçılar basınçlı fıçılardır, mutfak tüpü gibi. damacana açıyor gibi açıp içine su koyamazsınız yani.

    3) biranın fıçıdan musluğa gitmesi için basınçlı hava tüpü vardır. bu hava tüpleri de sadece biterken biranın fazla köpüklü gelmesine sebep olur. ki öyle bir bira servis edilemez sadece köpük olur neredeyse.

    sonuçta: anlaşmalı şirket gelir musluğu kurar, kontrol eder, bakımını yapar, temizler; işletme sadece fıçıyı ve hava tüpünü musluk sistemine bağlayıp birayı doldurur. başka bir şey yaptığı sistemi bozduğu veya değiştirdiği anlaşılırsa sözleşmesi iptal edilir.

    tad farkı yaratabilecek tek şey hava basıncının oranı (fazla köpük verebilir) ve biranın doldurulup servis edilmesi arasında geçen süredir. ki bu da çok büyük bir fark yaratmaz.
  • fıçı bira bardağa doldurulduktan sonra üzerini su ile tamamlayarak seyreltmek tıbben mümkündür. illa alengirli yollara girip musluk tertibatı ile oynamaya gerek yoktur.

    işletmeler bununla uğraşır mı? bence uğraşmaz.
  • cahillik. bunun yerine fıçı yeni takıldığında musluktan fışkıran köpük bir kovada biriktirilir, daha sonra biralara azar azar bölüştürülür.
  • zamanında çalıştığım barda fıçı biranın içine bira koymadan satmıştık.
    hey gidi günler..

    tanım: mantıklı olabilecek bir zandır
  • fıçı bira bardağa doldurulduktan sonra su konulduğu şeklinde de düşünülebilecek zan.

    ancak; işletmeler sözleşme gereği musluğu mutfak vb yerlere yani müşterinin göremeyeceği yere koyamazlar.

    musluğun ve markanın logosunun müşteri tarafından kolayca görülebilir olması şarttır.
    dolayısıyla biraya, bardağı doldurduktan sonra su koyacak yeri ve fırsatı yoktur işletmenin.
  • aneyden babeyden kaçak, mahallelerin en kuytu köşe tekel bayilerinden ebesinin amı tarihinde getirilmiş şişe birayı alan, parkta bahçede içen gençliğin üniversiteye başlayıp barlara gitmeye başlamasıyla insan gibi biraya ulaştığı anda gerçekleşen zandır. bekleye bekleye acılaşmış, dibi tortu yapmış şişe yada kutu biralardan sonra o bira yeni yeni öğrenmeye başlayan ergenusta şok etkisi yaratır ve buna açıklama olarak bu şehir efsanesi imdada yetişir.

    söylendiği üzere fıçı biranın işlem farkı ve taze olması bu farkı yaratmakla birlikte, fıçının üstünden altına doğru gittikçe içindeki metal tadı da artmaya başlar. bu her nekadar ergenusların bahsettiği "su katılma" etkisi olmasa da biranın lezzetini kaçırır her yudumda gelen merdiven korkuluğu yalamış hissi.
  • biranın yüzde 80’ i 90’ı falan su olduğuna göre normal bir zan.
hesabın var mı? giriş yap