• 10 film önerisi de benden gelsin. filmlerle ilgili yorumları da iliştiriyorum.

    la noire de... (kara kız, 1966)

    afrika sinemasına aşina değilim. yavaş yavaş keşfediyorum desem yeridir. bu keşifte rastladığım "kara kız" adlı film beni çok etkiledi. sömürgecilik sonrası senegal, dakar'ın yoksul varoşlarıyla fransa burjuvazisinin çelişkisine paralel olarak kölelik, özgürlük düşleri, sınıf çelişkileri gibi birçok konuya temas eden, kısa ama çok yoğun bir film.

    dakar'dan fransa'ya çocuk bakımı için çağrılmasına rağmen ev içinde hizmetçi olarak kullanılmakla birlikte köle gibi emir yağdırılan, gün ışığı bile görmeyen bir kara kızın hüzünlü, acı hikâyesi. afrika'daki kölelik ile fransa'daki modern kölelik arasında pek fark olmadığını anlatan bir film. nitekim gururlu hizmetçi, fransa'da modern bir kadın olma hayalleri kurarken bu topraklarda başka bir tür kölelikle karşılaşır. savaş sonrasında bile kölelik devam etmektedir. insan insanın kurdudur, minvalinde bir acımasızlıkla hem de.

    beyaz fransızların zaman zaman aşağılayıp ırkına dair yüzeysel sohbetler yaptığı kara kızın trajik macerası bugün bile yaralayıcı. zenginliğini afrika sömürüsü üzerine inşa eden fransızların sert bir eleştirisi. son sahne ise siyahi gururun, maddi ayartmalara karşın insan kalabilmenin iyi bir örneğiydi. muhteşem bir film.

    la religieuse (rahibe, 1966)

    korku filmlerini sevenlere özellikle izletmek lazım jacques rivette'in bu filmini. çünkü gerçek korku unsurları şeytanlar, kötü ruhlar, cinler, hortlaklar değil, bizzat din kurumunun ve buna bağlı olarak kendiliğinden gelişen sömürü düzeninin ta kendisi: otoriter başrahibeler, katı kurallara riayet eden rahipler, şeytan çıkarma adı altında kurallara baş eğdirme gayretindeki sapık bir kilise düzeni, fahişelik kurumunu ayakta tutanlar ve bu düzene neden olan ekonomik çözülme ve yozlaşma vd.

    şeytan çıkarmalı, vampir öldürmeli, yok efendim, hayalet salçalı bayık bir film yerine işte bu filmi izlemek-izletmek lazım ki gerçek bir korku filminin yapamadığını yapan bir film nasıl çekilir, nasıl oynanır, şahit olabilmek için. çünkü gerçek korkular din sömürüsüdür, sınıfsal adaletsizliktir, günümüz içinse gelir eşitsizliğini körükleyen kapitalizmdir. filmde bu aristokrasiye karşılık gelir ve onun hükmü altındaki din ve insan sömürüsü söz konusudur işte.

    büyük fransız aydınlanmacı diderot'nun romanından uyarlanan filmde, 18. yüzyıl ortalarında bir manastıra arzusu dışında emanet edilen, henüz 19 yaşındaki genç bir rahibe adayı ile karşılaşırız. kendisini anna karina canlandırıyor bu arada. ama ne canlandırmak. film zaten muhteşem, karina'nın varlığıyla daha da ölümsüzleşiyor.

    filmde daha fazlası var: parasal dar boğaza düşen ailelerin genç kızlarını manastırlara kapatmaları, sıradan halkların gözünde hristiyanlığın ve manastır kurumunun ahmakça, cahilce yüceltilmesi, bu kurumların pratik olarak reelde ne gibi karşılıkları veya sonuçları olabildiğinin hiç sorgulanmaması, dine olan körü körüne bağlılık, günah çıkartmanın ikiyüzlülüğü, soğuk hücrelerde nefsini baskılamak için bedenlerini kırbaçlayan rahibeler, rahibeleri sözde doğru yola sokmak için yapılan işkenceler (yalıtma, hücrelerde hapsetme, yemek vermeme, insanlıktan mahrum bırakma, aşağılama vb.)

    bizzat yanı başımızda olan alaylara benzer bu inanç ve insan sömürüsü: mesela 6 yaşındaki bir çocuk, 29 yaşındaki sözde bir din adamıyla evlendirilir ve kendisine oyun adı altında sistematik tecavüz edilir. peki bunun filmini kim çekecektir? gerçek korku bu değil midir? yoksa uzun saçlı hayaletler mi, çarpık dişli vampirler mi? asıl vampirler din adamları ve onların yozlaştırdığı sistemin kendisi değil midir? dinin sömürü aracı olarak kullandırtılmasına sebep olan iktidar düzeneği de suçlu değil midir ve bu da başlı başına bir korku unsuru olamaz mı mesela?

    bu tarz haberleri dijital ortamda soğukkanlı şekilde izliyoruz da bir kurmaca olan saçma bir korku filminden söz ederken yok şöyle tırstım, yok gece yalnız izledim, tuvalete gidemiyorum, yollu çocuksuluklarla gerçeklikten neden kaçıyoruz, hiç anlamıyorum. gerçeklik yanı başımızda dururken gerçek olmayandan korkuyoruz. bu da değişik bi hastalık olsa gerek.

    shatranj-e baad (rüzgârın satrancı, 1976)

    bir kara film gibi de izlenebilecek kasvetli bir iran filmi.

    ölen bir anneden kalan yüklü servetin paylaşımı sırasında yaşanan kavgaların hikâyesidir rüzgârın satrancı. mesafeli bir kamera, fiziki olarak ağır, durgun ama iç çatışma yaşadıkları için hırslı, intikam güdüsüyle yol alan kahramanları kayda geçirir. polisiye araştırma sonuçsuz kalsa da para düşkünü aile üyelerinin her biri kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek servetin tek sahibi olmaya çalışır.

    film bir polisiye gibi görünse de 20. yüzyıl başlarındaki iran'ın tutuculuğunu, ataerkil ilişkilerin dayanılmaz ağırlığını, kadınların ise bu çeperi delme gayretlerini anlatır. servetin hep tek kişide toplanma gayreti toplumcu bir dünya görüşünün iran halkına ne denli uzak olduğunun açık bir kanıtıdır. herkes herkese düşmandır adeta. hatta sürekli tekerlekli sandalyesiyle görünen engelli kadın bile nefretle doludur.

    filmdeki gerilim cinayet araştırması sürerken daha da artar. polislerin mahzene indikleri bölüm doruk noktasıdır mesela. anlaşılacağı üzere finalde beklenmedik bir hadise bizi bekliyordur.

    olaylar devam ederken yönetmen araya sosyal konulu bir belgeseli andıran görüntüler monte eder: çamaşır yıkayan kadınlar miras kavgasına tutuşan aile fertleri hakkında atıp tutarlar ama hangisi gerçektir, emin olamayız. yönetmen kesin bir yoruma ulaştırmaz seyirciyi, ahlaki-didaktik vurgulardan da özellikle kaçınır. bu anlamda film iki kanaldan finale doğru ilerler.

    ruhumu epey karartan bir film oldu diyebilirim. iran sinemasını seviyorum.

    adı vasfiye (1985)

    bakış açılarının birbirini bir ayna gibi yansıttığı film. filmde dört değişik perspektiften kadının alımlanma süreci haliyle biraz yurttaş kane'i, biraz da ondan esinlenen laura'yı (otto preminger) anımsatır. kadını okuma, görme biçimleri eril vizyonun bakış açısından yansıtılır. bir anlamda atıf yılmaz amerikan sinemasından ilhamla türk toplumuna ve ataerkil ilişkilere, ataerkil bakışın kadını okuma biçimlerine yoğunlaşır. kadın var mıdır, yoksa erkeğin bakış açısından mı var olmaktadır, araştırılmaya tabi tutulur. filmin başında da sonunda da anlarız ki saf haliyle kadın yoktur, asla olmamıştır. sadece ataerkinin görme biçimleri söz konusudur. ama gene de vasfiye'nin çabası kadın olmak için atılmış adımları ve belli bir tür kadın mücadelesini duyumsatır. çaba da mücadele de hep sürecektir, çünkü baskıcı ataerkil bir toplumda kadın olmak öyle pek kolay değildir.

    benny's video (benny'nin videosu, 1992)

    metaforik bir filmdir. bir domuzun öldürülmesiyle açılır film. bir hamburgeri gösterir sonra kamera. öykünün psikotiği kurban adayı genç kızı da aynı biçimde öldürür. cinayeti videoya alır. hayvan katliamı ile insan katliamı iç içe ve peş peşe sunularak şok etkisi artırılmış, seyirci kışkırtılmıştır. domuzun eti hamburger yapmak için kullanılacaktır artık, bunu biliriz. ya genç kızın cesedi? haneke her zamanki gibi soruları yanıtlamaz. sadece soruları ortaya atar ve hemen geri çekilir. tüm yorum seyirciye (eleştirmene) kalmıştır artık. psikotik genç camus'nün meursault'su ile hitchcock'un norman bates'inin ardılıdır. mükemmel bir filmdir.

    cavalo dinheiro (at parası, 2014)

    pedro costa ile tanışma filmim oldu at parası. latin amerika'dan esintilerle ya da avrupa sinemasının sosyal-gerçekçi kanadından gelen etkilerle alıştığımız tarzda bir ezilenler hikâyesi bekliyordum ki dumura uğradım diyebilirim. costa brechtçi etkilere daha açık bir yönetmen gibi geldi bana. filmin tümü için geçerli olsa da özellikle etkileyici asansör sahnesinde brecht'in yabancılaştırma tekniği başarıyla uygulanmıştı. epey şaşırdım ve erken bir yaşta tanıştığım ve çok sevdiğim brecht'in etkilerini görmek beni mutlu etti. onun dışında filmin ışıklandırmasına hayran kaldığımı söylemeliyim. mesela ormandaki pusu sahnesi çok etkileyici. çok kasvetli ve tümüyle bağımsız bir bakışla, genel seyirci dikkate alınmadan çekilmiş tam bir arthouse. yönetmenin diğer filmlerini de izlemek istiyorum.

    dasatskisi (2020, başlangıç)

    hayatta olmanın, varolmanın başlı başına bir problem olduğunu saptayan filmdir. bu nedenle yönetmen uzun planları tercih eder, kamera nadiren hareket eder. birkaç pan hareketi görürüz, o kadar. kadınların içe kapanık taşra hayatının durağanlığını, iç gerçekliğin çölümsü rengini verebilmek için bu tarz planlar da gayet normaldir zaten. uzun planları seviyorum, plan-sekansları da (gerçi bu filmde yok). hayatı birebir kayıt altına alan muhteşem bir film kısacası. kadınların mücadelesi de halen sürdüğüne göre bu tarz filmlere daha fazla ihtiyacımız var demektir.

    ghasideyeh gave sefid (beyaz ineğin türküsü, 2020)

    geçenlerde izlediğim rüzgârın satrancı'ndan sonra izlediğim bir başka iran filmi: beyaz ineğin türküsü.

    etkileyici bir düş sekansıyla açılan kasvetli bir film bu da. idam cezasının çıkmazından, geri dönüşünün imkânsızlığından başlayarak dul kadınların sosyal hayattaki dramı, ekonomik yetersizliklerin insanları sürüklediği olumsuz koşullar, iran gizli polisinin orwell'in 1984'ündeki gibi insanları takip edip belli etmeden haklarında rapor tutmaları, sınıflararası çelişkiler... çok daha fazlası vardı filmde. iran bürokrasisinin sert yüzünü de görme olanağı buluyoruz. çok etkilendiğimi söyleyebilirim.

    huda's salon (huda'nın salonu, 2021)

    1960'lardan bu yana kana bulanan toprakların, batı şeria'daki surlarla çevrili beytüllahim'in merkezinde geçen filmde işgal altındaki bölünmüş bir toplumda kadınların yaşadığı travmalar anlatılıyor. ama bundan ibaret değil. ataerkil bir toplumda, ev içinde ve bürokrasinin karşısında yer alan kadınların sessiz çığlığı da iyi işlenmiş. faşizm ailede başlar, sözüne yeniden dönüyoruz böylece.

    sosyal yaşamda dikkate alınmayan kadınların yeri yine ev içi ve çocuk bakımı ile sınırlandırılmış, tıpkı iran filmlerinde sıklıkla tanık olduğumuz domestik manzaralar gibi. tehdit, şantaj, cinayetler, duyarsız ve sevgisiz aileler, yalancı dostluklar ve daha fazlası huda'nın salonu.

    bu arada biri devlet örgütlü diğeri işgal güçlerinin kuşattığı gizli servis elemanlarının şiddet dolu doğası bana üçüncü dünya ülkelerinin her daim ikiye bölünerek yönetildiği gerçeğini yeniden hatırlattı. ve tabii ki dile gelen birçok hadise hayli tanıdık geldi. eğer bir ülke ikiye bölünmüş bir görünüm arz ediyorsa oradan çıkış neredeyse imkânsızdır ve kadınlar ise böyle bir korku toplumunda daha da savunmasızdır. film özellikle bu meseleye odaklanıyor zaten.

    holy spider (kutsal örümcek, 2022)

    abbas kiyarüstemi'nin "ten" filmi gibi bir film mi izleyeceğim acaba diye düşünürken dumura uğramam fazla uzun sürmedi çünkü daha ilk sahnelerinde cezaevi gibi kasvetli bir iran'ın kayıt altına alınacağını gördüm. burası iran değil, kapalı bir cezaevi gerçekten de. geçenlerde izlediğim beyaz ineğin türküsü'ndeki gibi bu filmde de iranlı kadınların varlık alanlarının evle, mutfakla, çocuk bakımıyla ve köle gibi çalışmakla sınırlı olduğuna şahit oluyoruz. tek farkla ki burada kafa emekçileri yok, beden işçileri var, yani hayat kadınları. ve imam ali adına cinayet işlediğini söyleyen bir seri katil. çoğu iran filminde olduğu gibi hantal işleyen bir bürokrasi de var, seri katili kahraman haline getirmek isteyen gerici-tutucu bir iran halkı da. son dönemde izlediğim filmler arasında en etkilendiklerimden biri oldu kutsal örümcek. iran filmlerini ayrı seviyorum.
  • yükseklik korkusu içeren bir film. gerilim hadsafa düzeyinde. eleştirdiğimiz yönleri var tabii.

    (bkz: #145285499)
  • (bkz: #146917434)

    önemli sinema yayınlarının açıkladığı 2022'nin en iyi film listelerini derlemeye çalıştığım paylaşım.
  • limonlu çayım ve ben huzurlu bir film arayışındayız. buna çok ihtiyacımız var. böyle bir film gören duyan varsa yeşillendirin efenim.
  • (bkz: the boy in the striped pyjamas)
    nazilerin çalışma kamplarında yaşattıklarını, kamp komutanının çocuğunun gözünden farklı bir bakış açısıyla aktarmış. çok başarılı.
  • guillermo del toro's pinocchio
  • ufo severler , uzaylılar bizi kaçırsa diyenler ve uzaylılarla etkileşime girsek keşke diye düşünen gündemden sıkılmış güzel insanlar için özel önerilerim:

    fire in the sky (1993) : gerçek bir hikayeden alınmış ve yılına göre çok iyi bir film. travis walton 'ın uzaylılar tarafından kaçırılış hikayesini konu alıyor. pratik efektler çok başarılı . konunun işlenişi akıyor diyebilirim. spoiler vermeden anlatmaya özen göstereceğim ama filmin son sekansı inanılmaz. birşeyleri göstermez çekimi zor olur komik kaçar hele o yıllarda daha zor diye düşünürken baya baya birşeyleri gösteriyor . o sahneleri şimdi 2023'te koysan sırıtmaz.

    alien abduction (2014) : iki kategoriye birden giren film. bilim kurgu olmasına rağmen korku öğesinde de sınırları zorlayan ve brutal sahneleri ile gece izlendiği zaman etkisini kat kat arttıracak bir film. gerçek olaylardan esinlenerek çekilmiş bir film gene ve "izleyecekleriniz amerikan hava kuvvetleri tarafından kaydedilmiştir." uyarısıyla başlıyor.

    communion (1989) : christopher walken gibi bir efsane oynuyor olsa da aksiyonun daha az komplo teorisi ve konunun da çok işlendiği bir uzaylılar aramızda temalı film. bu tür sevenler için oldukça keyifli aslında. düşünerek olayları çözmeye çalışarak ve paranoyayla geçiyor.

    extraterrestrial (2014) : görüntü ve teknoloji olarak daha günümüze yakın daha hızlı korku öğesinin yanında aksiyonunda yer aldığı bir uzaylı filmi. olaylar hızlı geliştiği için communion gibi daha durağan filmlerin aksine olayların daha çabuk geliştiği filmleri sevenler için ideal. birde tabi ki starship troopers'tan , total recall'dan ve top gun'dan tanıdığımız michael ıronside oynuyor.

    the phoenix ıncident (2015) : 1997 tarihli ünlü phoenix lights olayını (phoenix ışıkları olayı) konu alan yarı-belgesel tarzdaki 2015 abd yapımı bilimkurgu filmi. gerçek görüntülerin de yer alması izleyenleri daha da gaza getiriyor. gerçek görüntülerin filmde yer almasını sevenler için izlenebilir.

    the fourth kind: (2009) filmde milla jovovich olması bile başlı başına izleme sebebi iken üzerine gerçekten alınmış sosu verilerek hipnoz ve korku sahneleri çekilmesi efsane olmuş. burada efsane den kastım bir master piece beklemeyin arkadaşlar. bu uzaylı filmlerinin çoğu ortalama filmlerdir ama bu filmi izleyince diğer filmlerden farklı olarak unutmazsınız. çarpıcı sahneleri var. film cidden gece izleyince evde bir gerginlik yaratıyor. korku sahnelerini gerçekten iyi düşünmüş yönetmen. 2000'lerde değilde 80 yada 90lar da çekilseydi daha kült bir film olurdu.
  • süper kahramanlardan ve aynı konular üzerinden dönen filmlerden gına geldiyse izlediğim filmlerden size bir derleme hazırladım.
    üst not: muhtemel bazılarını izlemiş olabilirsiniz. şimdiden iyi seyirler.

    1-küçük çin’de büyük bela
    *bir kamyon şoförü olan jack burton çin mahallesi’nde oturan yakın bir arkadaşına bir çete dadanır ve çete jack burton'ın arkadaşının kız arkadaşını kaçırmıştır. fakat ikilinin bilmediği şey ise bu çetenin 2000 yaşında lo pan isimli bir patronunun olmasıdır. işte hikaye buradan sonra garipleşmeye başlamıştır.

    2-bill ve ted'in mükemmel macerası
    *öncelikle keanu reeves sevenler toplansın. filmimizde iki kafadar arkadaş olan bill ve ted wyld stallyns adlı bir rock grubu kurmuşlardır ve bu yolda ilerlemek üzere hayalleri bulunmaktadır. fakat bu iki kafadarın derslerle ilgili problemleri vardır. tarih dersinden kalmışlardır ve yakın zamanda gerçekleşecek olan sınavın da kötü geçmesi durumunda ted'in babası onu askeri okula gönderecektir. bu durum ikilinin ayrılması anlamına gelmektedir. bir gün rufus adında tuhaf bir adam yanlarına gelir ve onlara zamanda yolculuk edebileceklerini söyler ve ikili bir şeyi öğrenmenin yolunun onu tecrübe etmek olduğunu bilir ve hikayemiz başlar.

    3-police story
    bir aksiyon filmini filtresiz, efektsiz ve duplörsüz izlemek istiyorsanız bu film tam sizin için diyebilirim hatta biraz daha arttırıp jackie chan'in tüm eski filmleri için bunu söylemi kullanabiliriz. konumuz ise hon kong polis departmanı suç lordu chu tao'yu tutuklamak için domuz avı operasyonu adlı büyük bir gizli operasyon planlar ve kahramanımız kevin operasyonun bir parçasıdır. chu'yu tutuklarlar fakat duruşmada delil yetersizliğinden chu tao kefaletle serbest bırakıldı. sonuç olarak tam bir intikam aksiyonu izlemek istiyorsanız bu film tam sizlik.

    4-who framed roger rabbit
    *çizgi filmle normal filmi birleştiren bu film hollywood'ta geçmektedir. baş karakterimiz roger rabbit ünlü bir oyuncudur ve yaptığı işler ona gerçek bir şöhret ile güzel ve seksi karısı jessica rabbit'i(huhuuuuu) getirmiştir. roger kıskanç biri olduğundan, karısının marvin acme ile birlikte olduğundan ve aldatıldığından şüphelenir , budan dolayı eddie valiant isimle bir dedektifle anlaşır. bir süre sonra marvin acme esrarengiz bir şekilde ölü bulunur. roger bu cinayetin baş şüphelisi haline gelir ve olaylar bir polisiye kovalamacasına dönüşür.

    5-howard the duck
    *bu filmimizde uzay, pararlel evrenler, farklı dünyalar bir çok öge bulunmaktadır. howard ancak antropomorfik ördeklerin yaşadığı bir gezegen mi yoksa bir paralel evrende yaşamaktadır. dünyadaki insanların yaptığı gibi işene gider ve gelirdi, bir gün yine işten eve geldiğinde rahatlamak için koltuğuna oturur ve koltuk onu uzaya bir kara deliğe ya da bir solucan deliğine çeker ve bildiğimiz dünyada kendini bulur. daha sonra bir yandan evine dönmenin yolunu ararken bir yandan da dünya ki hayatını şekillendirir.

    6-weekend at bernie's
    *geldik en sevdiğim filmlerden birine; entrika, para, cinayet ve komedi unsurlarının işlendiği bir fil olan bu arkadaş keyifli bir vakit geçirmenizi sağlayacaktır. hemen konumuza geçelim; larry ve richard, new york city'deki bir sigorta şirketinde çalışmakta olan iki alt düzey finans çalışanıdır. şirket raporlarını incelerken yapılan bir dizi garip ödemeyi keşfederler. bundan dolayı patrondan aferin alırlar fakat işin başında şirket ceo'su bernie bilmemektedirler. bernie bu iki kafadarı ortadan kaldırmak için evine davet eder fakat bu arada kendisi öldürülür. bernie'nin ölüğünü gören iki kafadar panikleyerek adam hiç ölmemiş gibi rol yapmaya başlarlar.

    7-three amigos
    *sessiz film döneminde three amigos adlı film çeviren üç kafadar işler iyi gitmediğinden dolayı işsiz kalırlar. bu arada da meksika'nın bir köyünde el guapo isimli haydut ortalığı haraca bağlamış ve terör estirmektedir. bu durumdan bıkan köy halkı arlarında para toplayarak fedai kiralamak istemektedirler. sinema'da izledikleri üç silahşörü gerçek sanan köy halkı bir mektup yazarak iş teklifinde bulunurlar. bizim avanaklar gelen teklifi bir film sanırlar ve köye giderler. bir süre sonra bizim avanaklar işin aslını anlar ve hikaye garip bir yol almaya başlar.

    8- beetlejuice
    *bir tim burton filmi olan filmimizin konusu; barbara ve adam yeni evlenmişlerdir ve birbirlerine deliler gibi aşık olan bu ikili, bir gün kasabaya inerken araba kazasında hayatlarını kaybederler. ardında kendilerini evlerinde hayalet olarak bulurlar ve evden dışarı çıkamazlar. ölümleri üzerine evleri satılır ve evi alan yeni sahiplerini sevmezler ve yapılmaması gereken bir işe girişirler. beetlejuice, beetlejuice, beetlejuice ahanda buraya geldi. neyse iyi seyirler efendim.

    9-akira
    * matrix, inception ve bir çok film için ilhan alınmış bir anime diyebilir kendilerine. yıl 2019 dur ve film ııı. dünya savaşı'ndan 31 yıl sonra tokyo'da geçmektedir. savaşın ardından tokyo yerine inşa edilen neo-tokyo'da kaos hüküm sürmektedir. polis ve güvenlik güçleri bu kaos ortamına karşı mücadele etmektedirler.
    shotaro kaneda'nın lideri olduğu bir motosiklet çetesi, kanun ve otoriteyi hiçe sayarak kafalarına göre yaşamaktadırlar. bir gün çete üyesi tetsuo, bir kaza yapar ve ağır yaralanır. olay yerine gelen yetkililer tetsuo'yu üzerinde bir takım deneyler yapmak için götürürler. deneyler sonucu tetsuo inanılmaz bir telekinetik yetenekler elde eder. siz şimdi görün bakalım kaosu der.

    10-8 milimetre
    *gizem, porno dünyası ve vahşet içeren bu filmimizin konusu; yetenekli özel bir dedektif tom welles zengin bir adamın karısıyla çalışmaya başlar. çünkü kadın, ölen kocasının kasasından gerçek bir kız cinayetini tasvir ediyor gibi görünen 8 mm'lik bir film bulur ve bu durumun soruşturmasını ister ve olaylar dedektifimizi porno dünyasının kirli tarafına doru çeker. daha fazla anlatmayayım izleyin işte.

    11- what dreams may come
    *bir insan için cehenneme kadar gider misiniz? eğer cevabınız evet ise bu film tam sizlik diyebilirim. hemen konumuza bir bakalım; chris ve karısı olan annie, birbirlerine delicesine aşıktır ve mutlu mesut yaşarlarken. bir gün geçirdikleri bir trafik kazası tüm hayatlarını değiştirecektir. çok sevdikleri çocukları, bu kaza sonucu hayatlarını yitirmişlerdir. çocukları öldükten sonra chris, acılar içerisinde olan annie'yi bu psikolojik buhrandan kurtarabilmek için her şeyini ortaya koyar ama başaramaz ve annie intihar eder. fakat chris yılmayıp tekrar mutlu olmanın yollarını bulmaya çalışır.

    12-ghost
    *molly ve sam, aşk yaşayan, bir çifttir. sam bir serseri tarafından bıçaklanarak öldürülür ve molly yıkılır. fakat sam ruhu bedeni terlettiğinde ölümden sonraki yaşamı yavaş yavaş keşfetme fırsatı bulur ve molly'ye tekrar ulaşmaya çalışır.
    sonunda kendine bir medyum bulur ardından planını devreye koyar.

    13-hayalet süvari
    *yine bir tim burton filmini görmekteyiz. filmimizde ıchabod crane kendine has yöntemleri olan farklı ve yetenekli bir polis memurudur. bir gün yaşanan kanlı cinayet vakalarının yaşandığı sleepy hollow isimli bir kasabaya gönderilir. tüm kurbanlar, kendilerine hiç merhamet gösterilmeden, kafaları bedenlerinden ayrılarak öldürülmektedirler. tüm kasaba bu cinayetlerin bir hayalet tarafından gerçekleştirildiğini düşünmektedir ve garip polisimiz ıchabod crane bu olayları çözmeye ant içmiştir.

    14-ınterview with the vampire
    *yıldızlar karması olan bu filmi mutlaka izlemelisiniz. genç bir gazeteci gizemli bir adamla röportaj yapmaya başlar ve adam 200 yaşında bir vampir olduğunu söyler. ardından 200 yıllık hayat hikayesini anlatmaya başlar.

    15-the game
    *son olarak vay anasını demek istiyorsanız bu filmi izlemeniz gerekmektedir. konusuyla ilgili fazla bir şey söylemeyeyim ve iyi seyirler diyerek konumuza veda edeyim.

    ****şimdiden iyi eğlenceler******
  • bilgisayarımda bulunan filmleri, çekildiği seneler ve imdb puanlarıyla yazmak istedim, bazen ne izleyeyim diye buraya bakıyorum, benim gibi bakanlara fikir olsun istedim.

    not: kimsenin bilmediği gizli hazineler falan değil, sadece güzel olduğunu düşündüğüm filmler bunlar.

    quo vadis aida (2020) 8.0
    grbavica (2006) 7.2
    cinema paradiso (1988) 8.5
    the act of killing (2012) 8.2
    the gentlemen (2019) 7.8
    bullet train (2022) 7.3
    cold pursuit (2019)6.2
    top gun maverick (2022) 8.3
    dead mans shoes (2004) 7.6
    white men can't jump (1992) 6.8
    land of mine (2015) 7.8
    timecrimes (2007) 7.1
    autumn sonata (1978) 8.1
    perfect strangers (2016) 7.7
    touching the void (2003) 8.0
    victoria (2015) 7.6
    mommy (2014) 8.0
    1900 (1976) 7.7
    holy motors (2012) 7.0
    the white ribbon (2009) 7.8
    caché (2005) 7.3
    the lives of others (2006) 8.4
    the master (2012) 7.1
    yi yi (2000) 8.1
    the grand budapest hotel (2014) 8.1
    lost in translation (2003) 7.7
    synecdoche, new york (2008) 7.5
    a separation (2011) 8.3
    boyhood (2014) 7.9
    ınside llewyn davis (2013) 7.4
    spirited away (2001) 8.6
    ın the mood for love (2000 8.1
    the tree of life (2011) 6.8
    zack snyders justice league (2021) 8.0
    whiplash (2014) 8.5
    oldboy (2003) 8.4
    hunger (2008) 7.5
    friday night lights (2004) 7.2
    any given sunday (1999) 6.9
    do the right thing (1989) 7.9
    he got game (1998) 6.9
    remember the titans (2000) 7.8
    glory (1989) 7.8
    tangerines (2013) 8.1
    the throne (2015) 7.1
    the last black man ın san francisco (2019) 7.3
    a hidden life (2019) 7.4
    the last seduction (1994) 7.0
    o auto da compadecida (2000) 8.6
    pain and glory (2019) 7.5
    palm springs (2020) 7.4
    greyhound (2020) 7.0
    sorry we missed you (2019) 7.6
    bad education (2019) 7.1
    the banker (2020) 7.3
    dolemite ıs my name (2019) 7.2
    paddleton (2019) 7.1
    straw dogs (1971) 7.4
    corpus christi (2019) 7.7
    les misérables (2019) 7.6
    the farewell (2019) 7.5
    lost highway (1997) 7.6
    blood simple. (1984) 7.6
    my cousin vinny (1992) 7.6
    ın cold blood (1967) 7.9
    little women (2019) 7.8
    gully boy (2019) 7.9
    4 months, 3 weeks and 2 days (2007) 7.9
    the cremator (1969) 8.0
    nostalgia (1983) 8.0
    honey boy (2019) 7.2
    being there (1979) 8.0
    just mercy (2019) 7.6
    all about my mother (1999) 7.8
    paris, texas (1984) 8.1
    mulholland dr (2001) 7.9
    the king of comedy (1982) 7.8
    downton abbey (2019) 8.7
    a woman under the ınfluence (1974) 8.1
    official secrets (2019) 7.3
    marriage story (2019) 7.9
    the life of david gale (2013) 7.5
    togo (2019) 7.9
    hachiko - a dog's tale (2009) 8.1
    booksmart (2019) 7.1
    vanilla sky (2001) 6.9
    a beautiful day ın the neighborhood (2019) 7.2
    the peanut butter falcon (2019) 7.6
    the lighthouse (2019) 7.4
    coherence (2013) 7.2
    sound of metal (2019) 7.7
    knives out (2019) 7.9
    jojo rabbit (2019) 7.9
    midsommar (2019) 7.1
    the ıntern (2015) 7.1
    dersu uzala (1975) 8.2
    cold eyes (2013) 7.1
    children of men (2006) 7.9

    bazı savaş filmleri :

    apocalypse now (1979) 8.5
    au revoir les enfants (1987) 8.0
    burnt by the sun (1994) 7.8
    downfall (2004) 8.2
    grave of the fireflies (1988) 8.5
    ıncendies (2010) 8.3
    johnny got his gun (1971) 7.8
    kagemusha (1980) 7.9
    land of mine (2015) 7.8
    no man's land (2001) 7.9
    patton (1970) 7.9
    ran (1985) 8.2
    stalingrad (1993) 7.5
    the deer hunter (1978) 8.1
    the last duel (2021) 7.4
    tuntematon sotilas (2017) 7.7
    underground (1995) 8.1

    bazı anime'ler :

    akira (1988) 8.0
    cowboy bebop the movie (2001) 7.8
    ghost ın the shell (1995) 7.9
    ıts such a beautiful day (2012) 8.2
    jin-roh the wolf brigade (1999) 7.4
    nausicaä of the valley of the wind (1984) 8.0
    neon genesis evangelion the end of evangelion (1997) 8.0
    ninja scroll (1993) 7.8
    paprika (2006) 7.7
    perfect blue (1997) 8.0
    persepolis (2007) 8.0
    princess mononoke (1997) 8.4
    tokyo godfathers (2003) 7.8
    your name (2016) 8.4
  • günlük öneri listemize hoşgeldiniz.

    hollywood için; a perfect world

    türk filmi; tomruk

    bonus; stalingrad(93 alman yapımı olan)
hesabın var mı? giriş yap