• küçük fare türü. herşeyi kemiren bebeklere söylenen söz
  • evde ciktiginda , daha buyugu cikmadigi icin teselli bulunan ama yine de miğde bulandıran kemirgen.
  • can yücel'in bir şiiri

    findik faresi

    kafka'nın "fare" öyküsü üzre,
    gözüme nasıl büyük görünürdü
    şu sirkeci garı'nın lokantası!
    sekiz-on yıl kapalı durup yeniden açıldığında.
    gittim baktım ki götiçi kadar kalmış
    o hangar gibi yer...
    garsona sordum: niye küçülttüler, dedim burasını?
    yok, amca, dedi, dokunmadılar hiç enine boyuna.
    siz fazla şişmanladığımızdan, size öyle geliyor.
    doğru dediği belki de...
    (üstelik garson kafka'nın gençlik resimlerinden
    birine pek benziyordu.)
    ola ki yaşlandıkça, yaşlanıp şişmanladıkça,
    hiçdurma küçülen bu zemin-vatan ve tavan arasında
    dönmüşümdür ben de kafka'nın faresine...
    yarın, meselâ, orta yerimden çatlasam ne lâzım gelir?...
    yine de içimden bir ses: sen sen ol! diyor,
    kafka'nın öyküsündeki fare emsal,
    cirit oyna oynayabildiğin kadar,
    bulduğun neyse mekân!
    ellerin, ayakların ve çükünle değilse de,
    hâlâ genç kalan aklınla koşmaca oyna,
    duvarlara vursan da başını,
    o tavanarası kadar kaldığında cürmün ve cirmin,
    ölmek ki senin
    başlayıp da bitiremediğin
    allah bilir kaçıncı bin şiirin.
  • bi arkadaşınızla sohbet esnasında eskaza "zamanında ben de aldatmışımdır ama geçmiş gitmiştir" derseniz size yöneltebileceği hitap şekliymiş.
    (bkz: ben bugun bunu gordum)
  • bu yaratığı, öyle fındık mındık diyerek sevimli bi hale getirmeye kalkmak, en hafif tabiriyle terbiye yoksunluğudur. bi kere, teşbih dediğin şeyin bi mantığı olur, asgari limon kadar cüssesi olan bi hayvana, nasıl fındık benzetmesi yapılabilir? kendisine limon faresi dense muhattabını bilirsin bi kere, ona göre gardını alırsın. fındık faresi var dedince ve karşına limon kadar (küçük bi limon değil bu arada) bi şey çıkınca eli ayağı boşalıyor insanın.

    ki limon kadar olması (en az diyorum, daha da büyük olabilir) bi miktar -sadece ufak bi miktar- tahammül edilebilir, lakin o kuyruk? o kuyruk! o kuyruk, çiğ bi pembe ve uzun. oldukça uzun ve havada.

    fare karşısında ciyaklayan insanlara bi kaşım yukarda ve küçümser bi edayla baktığım günler için tanrı beni affetsin. "üstüne basar öldürürsün, ne var ciyak ciyak diyordum." ne kendini bilmez bi insanmışım, ne boş konuşuyormuşum meğer.
  • bu fare nerde yetişir bilmiyorum ama fındık tarlasında pek fazla görünmediği gerçektir. zannediyorum ki sadece hazır fındık tüketicisi..fabrika satış mağazsına pek uğramıyor. zira yıllardır giderim bizim fındıklığa fındık toplamaya gördüğüm tek enteresan hayvan yılan. oda yılan değil yılancık aslında. gerçi bu fındık fareleri fındık mevsiminin daha başlarında yılanlara ziyafet oluyorda olabilir.
  • bir tanesi işyerinde otururken pantolon paçamdan içeri girmiş, belime kadar çıkmış sonra aynı yolu izleyerek kaçıp gitmiştir.bugün kendisini tekrar gördüm masamın önüne kadar gelip bana baktı, bir süre sonra klimanın arkasına gidip titreyerek ruhunu teslim etti.helalleştik sanırım
  • sabah kahvaltı ederken gördüğüm kemirgen.bulaşık makinesinin arkasındaki tahtaya nasıl tırmandığını bilemiyorum.5-6 saniye bakıştık.ses yapınca hemen bulaşık makinesinin arkasına geri döndü.çok yabani.şaka maka makinenin oraya defalarca süpürge ile vurmama rağmen çıkmamıştır. klasik yöntemle halledeceğiz artık.üzgünüm fare.

    biraz aradan sonra gelen edit : bunlardan kurtulmak için bir arkadaş mesaj attı. diğerleri de faydalansın isterim.

    yapılması uzun ama kesin çözümdür.

    şimdi piyasada böyle farelerin yediği küçük pembe yiyecekler var. onlardan alıyorsun. farelerin en çok geçtiği yerlere 7-8 tane koyuyorsun. ama yemleri eldivenle koy ki çünkü fareler insan kokusunu tanır ve onlardan kaçar. sabah olunca çoğunu yiyor bu orospu çocuğu. 1 hafta falan geçiyor. bunu yakalamak imkansızdır neredeyse.bu yemler onu susatır. banyo veya tuvalet yakınlarında görürsün onu. böyle takatı kalmamıştır ya da ölmüştür. benim eve 4 tane girdi. yol çalışmasından sonra oldu. hepsi de yok oldu. diğer türlü kapan taktiği hem biraz sakat hem de temizliği falan uğraştırıcı. ayrıca kapan ile sadece büyük fareleri yakalayabilirsin. küçükler nasıl oluyor bilmiyorum ama çok zeki oluyorlar.
  • küçük bir fındık faresidir.

    uzaktan göz kırpar, saklanır. yanına gelmez dil çıkarır, şımarır, kızdırmaya çalışır. bir iki görmezden gelirsin. sonra sen de başlarsın onu kızdırmaya. o kaçar ve sen, yakalarsın. sen yakalarsın o kaçar.

    küçük fındık faresinin yaşı büyür. serpilir, güzel bir genç kız olur. şivesi düzelmiştir, zarif bir hanımdır ama yine de o, işte senin tanıdığın, her daim hatırladığın haliyle aynı yaramaz kızdır. konuşurken utangaçlığını fark edersin. artık büyümüş dersin fındık faresi. bu kız mı bana dil çıkarır, şımarırdı diye düşünürsün...

    sonra fındık faresinin bir evlatlık olduğunu öğrenirsin. annesi hayattadır ama o yalancı annesinin yanındadır. ona, onun haberi olmadan bir güzellik yapmak istersin. belki bir elbise almak istersin. senden ona. onda olduğunu her daim bildiğin. sakladığı, senden bir parça. üzerinde görmek istersin.

    istersin ama bir türlü olmaz. yüreğinden bir parçayı koparıp veremezsin. o senden bir parça koparıp gitmiştir bile...
    fındık faresini lütfen üzmesin hiç kimse. hep sevsin o kimse, sevilsin hem de.
    unutmasın fındık faresi. unutulmasın...
hesabın var mı? giriş yap