• genelevdeki fahişeden adama,oradan adamın karısına,karısından sütçüye,tüpçüye,oradan bütün mahalleye yayılarak hayatını sürdüren şirin bir hastalığımız..
  • osmanlıda rusya seferinden (edit : kırım savaşı) sonra ilk kez görülmüş olması düşündürücü olan hastalık **
  • savaş döneminde özellikle orta avrupa'da askerlere moral olması amacıyla kışlalara gönderilen fahişelerin şehirlere dönmesiyle fazlaca yaygınlaşan, beethoven'in önce sağır olmasına, sonra ölmesine, nietzsche'nin de ölmesine, ilerlemiş halinde boyunda meydana getirdiği izler sebebiyle o dönem avrupa'da tüm erkeklerin boyunlarına fırfırlar takmasına neden olan hastalık.
  • 6 sayisina takintili, oldukca sinsi bir bakteri olan treponema pallidum'un yaptigi veneral bir hastaliktir. tedavi edilmediginde 4 evrede seyreder. klinik ilk evre hasta bakteriyi aldiktan 3-6 hafta sonra cinsel organda bir yarayla baslar. ayni bolgedeki lenf bezlerinde de buyume gorulebilir. agri sizi yapmayan ama ayni zamanda cok bulasici olan bu ulser 4-6 hafta icinde iyilesir. hasta zaten canimi da acitmiyor diyerek tedavi olmazsa ikinci evre baslar.( bu da yaranin iyilesmesinden 6 hafta sonra gorulur) avuc iclerinde ve ayak tabanlarinda baslayip vucuda yayilan dokuntu, cinsel organlarda sigil benzeri yaralar, orda burda sisen lenf nodlari, agri sizi derken bu evre de yine 6 hafta icinde atlatilabilir. hasta hala 'gecti nasilsa, doktorluk biseyim yok' modundaysa sinsi bakteri latent bir faza gecer. sesini solugunu cikarmaz, ve deyim yerindeyse yillarca uyur. bu latent evre kimilerinde ikinci evredeki ataklarin tekrari gibi seyretse de belli bir zaman sonra her hastada uykuya gecer.(aslinda uyumaz da gozlerini kapatir) bu sessiz sakin latency'nin sonunda (6 ila 40 yil arasi bir sure) tersiyer sifiliz denen dorduncu ve en lanet evreye gecilir. deriyi ve kemikleri tutan derin yaralar, aortun medial kisminin nekrozu sonucu gelisen anevrizmayla beraber kardiovaskuler hastaliklar, insanin delirmesine (cok amiyane oldu, mental deterioration diyelim) varana kadar (general paresis of insane) cok genis bir klinik tabloyla karsimiza cikar.
    isin en trajikomik yani ise, ilk evrede o masumane ulser ortaya ciktiginda hasta bir adet intramuskuler(evet, kalcadan) penisilin yese turp gibi olur . yani "bu kadarcik yaradan erkek adama(ya da kadina diyeyim de bakteri gibi ben de cinsel ayrim yapmayayim) birsey olmaz" demeyip doktora gitmek,bir de eslere sadik olmak gerekir.
  • anadoluda "kayınpeder muayenesı" olarak bılınen ve tokalasma esnasında kız babası tarafından,kıza talıp olan gencın kolunun bastan asagıya sıvanmasıyla yapılan bır ıslemdır.burada amac gencın (frengı) hastası olup olmadıgını anlamaktır.nasıl olurda anlasılır dersenız efendım bu hastalıkta kollarda cevız buyuklugunde kabartılar peydahlanmakta ve kayın peder de tanısma esnasında gencın kolunu sıvazlayarak bu kabartının olup olupmadıgını arastırmaktıdr,butun mevzu bahıs bundan ıbarettır.
  • bu hastalıgın ismi napolyon donemi fransasından gelir.napolyon sefere cıktıgı zaman askerlerin eglenmesi icin bir kadın bulduklarında fransız usulu denilen bir yontemle-her askerin sırayla kadını sırtına alması arkasındaki askerin kadınla isini gormesi- butun taburda her hangi bir kiside bir hastalık varsa -ki bu genelde frengi oluyor- digerlerine bulaşmasıyla fransız askerlerinin hemen hepsi frengi olmustur.onları bu sekilde tanıyan diger milletler de bu adı takmışlardır.
    gerci her milletin sinir oldugu millete bu hastalıgı yakıştırması mefhumu da vardır ama o ayrı bir hikaye.

    konu hakkındaki bir iger hikaye de fransızlara aittir.ikinci dunya savasında unlu fransız fahiseleri direnis komitesine gelir ve kendilerinin ne yapabileceklerini sorarlar.bulunan yol intihardır ama bunu sevkle kabul ederler.hepsi kendine gonullu olarak frengi bulaştıracak ve işgal ordusundaki alman askerleriyle yatacaklardır.plan işe yaramış ve alman askerleri içten içe telef olmus alman ordusu fransada resmen curumustur.vatanperver fransız fahişeleri bu sayede zannımca biyolojik savaşın en iyi pazarlamcıları olmuşlardır.

    iş bu hastalıgın ilk belirtisi cinsel bolgede cıkan bir yaradır.yara gecti diye bosvermemek lazımdır nitekim baist bir antibiyotik tedavisi olmasına karsın farkedilmezse kotu sonuclar dogurabilir.

    yakın bir arkadasım capada asistanlık yaptıgı sırada yaşlı bir teyze agzındaki bir yara nedeniyle gelir.yapılan tetkiklere inanmak istemeyen doktorlar dumurdan dumura sevk olmalarına ragmen son bir test yaptırırlar.yaranın sebebi frengidir.yaranın agızda olmasına mı yansıınlar yaslı teyzeye bunu sormaya mı bilemezler.yaslı teyzeye utana sıkıla kocasına oral seks yapıp yapmadıgını sorarlar.yanıt pozitiftir.lakin amca anlasıldıgı uzere bubnunla yetinmemiş her cicekten bal yapmaya devam etmistir.

    (bkz: bir arkadaşım ekolü)
  • herkesin, bir başka ülkeyi "itham ederek" isimlendirdiği hastalık. hollanda'da ispanyol denir, fransa'da napoliten, almanya'da fransız. hintliler "batı avrupalılar'a ait" anlamındaki franga ismini vermişler, bize de oradan gelmiştir.
  • internette arama yapmak istediğinizde "syphilis" yazmanız gereken; türk sitelerinde rastlanmamaması sebebiyle, şankr'ın resmini görmek için de "chancre" yazmanızı gerektirecek pis hastalık..
  • etkeni treponema pallidum dur. tıp dilinde sifiliz denir. frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer. mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda vajinada şankr adı verilen bir yara meydana gelir. bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir. zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir. mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye başlar. 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur. tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir. aksi takdirse ciddi komplikasyonları vardır.
  • geçen gün kafeterya'da otururken şöyle bir konuşmaya şahit oldum:

    - bana bilmemkim ne verdi biliyor musun?
    - ne verdi ne verdi?
    - frengi! hep istemişimdir!

    gözlerim dehşet içinde açıldı, neye uğradığımı şaşırdım diyebilirim. kafamı çevirip bakmaktan kendimi alıkoyamadım - konuşanlar iki (hep frengi isteyen hafif obezite sınırlarında dolaşsa da genel olarak sağlıklı görünen) kız. allah allah noluyor, ben mi kafayı yedim yoksa dünya hakikaten de çıldırıyor mu derken olay anlaşıldı. bu kızın hep istediği frengi oyuncak ayı gibi oyuncak frengi'ymiş. şekil itibariyle tirbüşonu andıran pembe, hatta ve hatta sevimli bir oyuncak. aklımı kaybetmediğim için rahatlayarak yerime geçtim. iki kızın konuşmalarının devamı da sanırım şöyle idi:

    - ben bit istiyorum esasında, çok şirin bence.
    - esas flesh eating disease'in hastasıyım ben, rengi çok güzel, kocaman da gözleri var. hele o çatal bıçağı öldürüyor beni!
    - peki deli dana'yı gördün mü? inek deseni var! kardeşime ondan alıcam ben, nefes kokusuyla beraber.

    dipnot: bu oyuncakları görmek isteyenler http:www.giantmicrobes.com adresinden meraklarını giderebilir, kendileri de nezle, ülser, ebola, ve daha pek çok hastalık sahibi olabilirler.
    işbu entry'de bahsi geçenler:
    frengi için: http://www.giantmicrobes.com/venereals/pox.html
    bit için: http://www.giantmicrobes.com/critters/louse.html
    flesh eating için: http://www.giantmicrobes.com/…ties/flesheating.html
    deli dana için: http://www.giantmicrobes.com/…alamities/madcow.html
    nefes kokusu için: http://www.giantmicrobes.com/…ladies/badbreath.html
    nezle için: http://www.giantmicrobes.com/…ealth/commoncold.html
    ülser için: http://www.giantmicrobes.com/maladies/ulcer.html
    ebola için: http://www.giantmicrobes.com/calamities/ebola.html
hesabın var mı? giriş yap