• seyirciye ilginc bir sinema deneyimi sunan, felsefi altyapisini sicakliktan kopmadan aktarabilen 2013 yapimi film.
  • imdb'de oxv: the manual olarak geçen film
  • --- spoiler ---

    ''zıt kutuplar birbirini çeker'' deyiminin psikopat bir senaryo ile birleşimi.

    --- spoiler ---
  • darren paul fisher’ın yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını üstlendiği ingiliz yapımı bağımsız film. romantik-bilim kurgu-felsefe (sci-philosophical-romance) janrında yapılmış olan ilk filmmiş.

    filmdeki karakterlere tarihte bilim ve müzik alanlarında dahilerin isimleri verilmiş. marie-curie, strauss, newton, edison ve tesla hatırladıklarım arasında.

    film bir hayli enteresandı, bir daha izlemeliyim diyorum. ama bunları söylemek için eklemedim bu entry'yi. filmin sonunda incile çok başarılı bir gönderme yapılmış, ki bence bütün dini kitaplara ve o kitaplara uymayı tercih eden toplumlara uyarlanabilir. bahsi geçen diyalog:

    --- spoiler ---

    - özel bir müzik mi?

    - sayılır. bu mozart. dinleyin beyler, ve bayanlar. mozart çalarken hepimiz aynı frekanstayız. özlü bir tarih dersi. gizli bir tarih. büyü falan yoktu. sadece kaybolan, bulunan, yazılan, yeniden yazılan, yakılan ve halkları kontrol etmek için kullanılan bir kitap vardı. sonrasındaysa müzik geldi. önceleri müzikte bizi özgür kılan bir güç olduğunu biliyorduk. fareli köyün kavalcısını duymuşsunuzdur. besteci. tam anlamıyla gelecek bu. ilk besteciler bile sadece eğlendirme amaçlı beste yapmıyordu. aklımızın kontrolünü bize geri vermek için yapıyorlardı. her yeni besteyle kitap zayıfladı, ta ki... mozart'a kadar. 1760. ilk bestesi. bizi kitaptan gerçekten azat eden ilk beste. ondan sonra böyle birçok beste yapıldı. önceden duymadığınız bir melodiyi fark ettiğinizde... o melodi, onlardan biri olacak, kolektif bilinçaltımıza dokunacak. en karmaşık müzik bile kitabı güvenilmez ve faydasız hâle getirebiliyor.

    - neden sır olarak saklandı?

    - sır değildi ki. karşılıklı rızaya dayalı olarak tarih sayfasından çıktı. kitabı yeniden kullanma düşüncesindeki hükümdar ve yöneticiler vardı. toplumlar da bir çarkın dişlisi olduklarının
    hatırlatılmasını hoş karşılamadı. karmaşık olduğu kesin... ancak tuşları olan bir çarktı bu. müzik de yeniden başlatma tuşu.

    - nerede oluyor bu peki?

    - ruhta.

    - müzik durunca ne oluyor?

    - müzik asla durmaz.
    ,
    --- spoiler ---
  • harikulade bir film. felsefi kısmı oldukça güzel işlenmiş kafanızı sürekli çalıştırıyor. ama zeki demirkubuz filmi gibi değil gayet akıcı ve net bir şekilde ilerliyor. içinde biraz gizem de var. çok sevdim ve bir benzerini bulamıyorum şu anda tavsiye etmek için.
  • film değeri yüksek yapım fakat hollywood'un elinde olsaydı daha şaşalı bir şekilde sunulabilirdi.
  • film hakkında yorumda bulunmak gerekirse,

    --- spoiler ---

    adorno'nun müzik teorisyeni ve toplumbilimci olduğu düşünüldüğünde adının hakkını veriyor fakat benim için adorno'da bir sorun var. öncelikle elma mevzusundan dolayı adorno'ya şeytan alegorisi mi verdi diye düşündüm fakat, filmin sonunda aslında adorno'yu tanrı ilan etti. bu sebeple isim üzerinden yaptığı tarih göndermesi bana sıkıntılı geldi. ek bilgi vereyim biraz sonra konumuza dönücez; bahsedilen kitap incil değil, tüm dini kitaplar. o aşikar. halkları kontrol etmek için kullanılan ve sürekli tekrar tekrar yazılan kitap. binyıllar boyunca dinin işleyişi bu. ve onu kullanan hükümdarlar her zaman oldu. kitap bu. rönesans, hatta sanat bunun tek panzehiri. bu da tamam. konumuza dönecek olursak, müzik üzerinden gidildiği için adorno olmuş olabilir seçim. müziğin panzehir olması katil domatesler göndermesi olacak kadar sığ olmaz tabii. daha felsefi ve sosyolojik bir durum var ortada ama ben sadece adorno yerine baudrillard isim üzerinden gönderme yapılacak cuk otururdu. sonuç olarak film güzel, benim yaptığım ufak bir ibnelik sadece. yok adornoymuş yok baudrillardmış falan. film güzel. izleyin.
    --- spoiler ---
  • süper yüksek frekanstaki insanla, süper düşük frekanstaki insanın bir araya gelmesiyle etrafta bir reaksiyon yaşandığını anlatan film. izlerken; "özgür irade bir yanılsama mı?" diye sorguluyorsunuz. film ayrıca evrensel senfoninin insan bioenerjisini aşağı ya da yukarı çekebildiğini hatta dünyanın dengesini bile değiştirebildiğini, müziğin ve kelimelerin kitleler üzerindeki etkisini anlatıyor.

    film, " kadere bilgi karar verir." deyip bilim ışığında ilerlerken birden her şeyi kadere bağlıyor. ve ; "her şeye daha önceden karar verilmiş zaten özgürlük, sorumluluk ve bilgi kesinlikle kaderi değiştirmiyor. " diyor. *

    filmden yüksek frekansta bir insan olduğum sonucunu çıkardım. çünkü çok şanslıyım. * düşük frekanstaki bir insanla bir araya geldiğimde çatal düşüyor, bardak kırılıyor, otobüs kaçıyor ve evren zıt frekansa reaksiyon gösteriyor. kesinlikle izlenmesi gereken film.
  • inanılmaz bir filmdi.
    biteli henüz 10 dakika oldu, üstüne konuşamayacak kadar aptal haldeyim.
    mozart çalarken yapılan konuşma sırasında bir an bile tüylerim yerine inmedi.

    belki de zamanlaması bu kadar müthiş olduğundan böylesine etkiledi ancak kimse bu filme kötü diyemez arkadaş!

    2013 yılında, yeni bir akım denemesiyle çekilmiş bu filmi daha önce izlemediğime, bilmediğime inanılmaz pişmanım.

    izleyin, izlettirin.
  • eleanor wyld'a ilk başlarda uyuz olduğum filmin sonuna doğru aşık olmaya başladığım film.
    ayrıca beyin yakan bir filmdir.
hesabın var mı? giriş yap