• obezite hastalarina sunulan seceneklerden biri. tehlikesiz gibi gorulmesine ragmen, bypass ameliyatindan sonra, ameliyat olanlari buyuk sorunlar bekliyor.

    basarili olmasinin sebeplerinden biri de son zamanlarda uzerinde siklikla durulan mide tarafindan salgilanan ghrelin hormonunun salgilanmasinin engellenmis olmasi.

    gecenlerde bir haber programinda, bu konudan bahsedilirken, spiker bayanin 'obezite hastalarina kesin cozum sunuyor. ustelik hicbir tehlikesi de yok' sozunden sonra, bir an tv'nin icine girmeyi bile dusundum. ah boyle buyuk laflar sarfetmeden once, birkac arastirma yapsaydin ya! neyse ki sonrasinda uzman bir doktor gerekli aciklamayi yapip, spikerin yaptigi hatayi duzeltmesini sagladi.
  • obez ve morbid obez kisilerin kilo vermek adina goze aldiklari medikal ve kalici operasyon
    midenin fiziksel olarak kucultulmesi ve daha sonra direk ince bagirsaga yol verilmesi ile emilim nerdeyse yok ediliyor
    hasta hizli bir sekilde kilo veriyor fakat emilimin nerdeyse yok olmasindan dolayi hayati boyunca agizdan vitamin almasi gerekiyor.
    geri donusu simdilik mumkun olmayan operasyon

    bir anlamda sindirim sistemini hacklemek
  • 1 hafta önce olduğum ameliyattır. bu kadar rahat ve sancısız bir süreci ben bile beklemiyordum, sevgili doktorumun ve ekibinin ellerinden öpüyorum. ameliyattan sonra ne bir agrı, ne bir sancı, ne bir bulantı-kusma durumu hiç birini yaşamadım. ikinci gün su ve ayran içmeme izin verdi doktorum. ilk on gün için de su, süt, ayran, yoğurt, et ve tavuk suyu şeklinde menüm oluşturuldu. hiç bir halsizlik ya da açlık hissetmiyorum. yalnızca dikiş yerlerim oturup kalkarken zoruluk veriyordu bu da gün be gün azalıyor. ayrıca ilk haftamda 7 kilo kaybettim. özetle iyi ki olmuşum dediğim ameliyattır...

    8 ay sonra gelen edit:
    bu kadar rahat geçireceğimi hayal etmemiştim. 2. haftadan sonra hemen hemen her şeyi yemeye müsade etti doktorum. ilk iki ay tavuk ve et tarzı şeyleri sindirmekte biraz zorlandım, onda da sebzeleri tercih ederek çok sıkıntı yaşamadım. 3. aydan itibaren herşeyi rahatlıkla tüketebildim. küçük porsiyonlar ve yeme hızına dikkat etmem yeterliydi. kişinin kendini dinlemesi bence çok önemli. yeni halinizle yaşamaya alışmanız ve öğrenmeniz gerekiyor. örneğin çorba içersem, yemek yiyemeyeceğim çünkü karnım şişecek, o halde içmeyeyim. ya da yumurta kahvaltıda çok tıkıyori peynirli domatesli güzel bir kahvaltı yapmak istiyorsam yumurta yemeyeyim gibi kararlar..
    toplamda 35 kilo verdim. sporu ihmal etmedim. baktığınızda çok hızlı bir kilo kaybı değildi. 29 yaşındayım. sporla desteklediğim için henüz büyük sarkmalara şahit olmadım.
    süreç içersinde yaşadığım en büyük sıkıntı ilk aylarda yaşadığım saç dökülmesi sorunuydu. doktorumun ameliyat sonrası takibinden çok memnunum. sıkıntımı paylaştığımda nokta atışı vitamin takviyeleri ile 1 hafta içersinde sorunlarımı çözmemi sağladı. kararımdan çok memnunum ve iyi ki olmuşum bu ameliyatı diyorum.

    p.s. : (bkz: fit in time) bu tarz ameliyatlarla hızlı kilo verenlere aynı hızda sıkılaşma için keisnlikle tavsiyemdir. inanılmaz faydasını gördüm...
  • amerika'da yapılan bir araştırmaya göre gastrik bypass ameliyatı olan evli çiflterin %85'i ortalama olarak ameliyat olduktan 2 yıl sonra boşanmışlar.
    kaynak
  • 30 gün önce geçirdiğim ameliyattır. merak edenler için artıları ve eksileriyle yazmaya çalışacağım.

    geçen ay 123 kilo olarak girdim ameliyata. sabah 0730'da tamamen boş mide ile hastanede olmam söylendi. bir önceki akşam 19:30'da son lokmamı yuttum, gece 12'de de son suyumu içtim, sabah 07:30'da hastanedeydim. beni ameliyata öğleden sonra aldılar.

    ameliyattan önceki susuzluk, ameliyattan sonraki susuzluktan daha kötüydü açıkçası. ameliyat sonrası ilk 12 saat hiç sıvı almamam söylendi, ancak serum bağladıkları için susuzluk çekmedim. ağrım pek olmadı düzenli olarak ağrı kesici verdikleri için olabilir. günde 2 şişe paracetamol serum ve 2 kez ağrı kesici iğne yaptılar. hemşire gece yaptığı ağrı kesicinin beni sabaha kadar uyutacağını söyledi ama öyle olmadı. kilo ve uyku apnesinden ötürü sırt üstü yatarak uyuyamıyorum. dikişlerim de sağıma soluma dönmeme engel olduğu için o gece sabaha kadar uyuyamadım. ama hiç ağrım olmadı.

    12 saat sonunda minik yudumlar halinde su içmeye başladım. her yudumumun bir çay kaşığı kadar olması ve iki yudum arasında en az 10 saniye beklemem gerektiği söylendi. bir bardak suyu bitirmek haliyle bayağı zaman alıyordu.

    sabah doktor kontrolünden sonra paracetamol serumum kesildi. öteki serum zaten kesilmişti su içebildiğim için. onun yerine günde 4 tane (2 sabah 2 akşam) paracetamol tablet içmem istendi. en kötü tecrübem, paracetamol tabletleri suda eritip yudum yudum içmek zorunda kalmaktı. iğrenç bir tat. ağrı kesici iğneye anticoagulant iğne eklendi pıhtı atmaması için.

    tüm gün hiçbir şey yemedim, ama açlık da hissetmedim. zaten mide travma geçirdiği için açlık hissedecek hali yoktu. uzun süre de öyle kaldı. ikinci gece, yorganı göbeğime yastık yaparak sağıma dönüp birkaç saat uyuyabildim.

    ertesi gün doktor kontrolün ve diyetisyen görüşmesinden sonra beni saldılar. ağrı kesici iğnelerim de kesildiği için biraz ağrı hissettim evde, ama 2 paracetamol yetiyordu ağrıyı kesmeye. ev istirahatinin ilk günü paracetamolleri suda eriterek içtim. ikinci gününden itibaren toz haline getirip az suyla yutmak daha kolay geldi. 4. günden itibaren hiç paracetamol almama gerek kalmadı.

    gelelim diyet programına;

    day zero: hiçbir şey yemedim, su içmedim. serumla beslendim.
    2. gün: yalnızca su
    3. gün: diyetisyen oda sıcaklığında tavuk suyu, çay ve kahve içebileceğimi söylediği halde ben hem korkumdan hem oda sıcaklığında bunları içme düşüncesinden tiksindiğim için yine sadece su içtim.
    4. gün: oda sıcaklığında yeşil çay içtim, ilk ve son dumping sendromumu yaşadım. mide bulantısı, baş dönmesi ve taşikardiden sonra bir daha çaya yaklaşmadım. aynı gün %50 sulandırılmış elma suyu içtim, bir şey olmadı.
    5. gün: her öğünde 100-150 ml (ya da gr) olacak şekilde akıcı pürelere geçişim hızlı oldu. (diyetisyen tavsiyesi doğrultusunda) haşlanmış tavuk göğsünü biraz tavuk suyuyla birlikte robottan geçirerek akıcı tavuk yedim o gün. diyetisyen, denediğim yiyeceklerin 4 aylık bebeğin yiyebileceği mama kıvamında olması gerektiğini söyledi, öyle de yaptım. 1.5 yaşında kızım olduğu için bu kıvama aşinayım eheh. bir de çok önemli tavsiye olarak, her denediğim yemekte değişken sayısının 1 olması gerektiğini üzerine basa basa söyledi. ameliyattan sonra yemekler ince bağırsağa daha çabuk geçtiği için vücudum bazı yiyecekleri kabul etmeyebilirmiş. hangi yiyeceği reddettiğini anlamak için her daim tek değişkenli yemek yemem gerekmiş, öyle de yaptım. o gün akşam yemeğinde haşlanmış sıvı tavuğa havuç püresi ekledim. aralarda elma suyu ile atıştırma yaptım. toplam 5 öğün.
    6. gün: artık sıvı tavuk ve havuç püresi yiyebildiğimi bildiğime göre, öğle yemeğinde tavuğun yanına bal kabağı püresi, akşam yemeğinde kabak püresi ekleyerek denemeler yaptım. kodumun çöp kovası hepsini kabul etti. o gün 6 öğün yedim.
    7. gün: sıvı tavuk baymaya başlamıştı, marketten 4 aylık bebekler için hazırlanmış püre karışımlar söyledim. burada tek değişken kuralını pek sağlayamadım ama, yine de vücudum hayır demedi. ver dedi, yirin dedi. püre karışımların hepsi bir tane beyaz et ürünü, ve 2 çeşit sebze içeriyordu.
    8-14. günler: akıcı püre deneylerine devam. 8. günden itibaren atıştırmalarıma meyve püreleri ile, ana öğünlerime ise et-sebze püreleriyle devam ettim. artık bir şeyler çiğnemek için can atıyordum. bu arada her lokmam halen bir çay kaşığı boyutunda, iyice çiğneyip öyle yutuyorum, ve yuttuktan sonra en az 10 saniye bekliyorum halen. ilk günden beri. midemde herhangi bir şişkinlik hissettim mi anlıyorum ki ya çok büyük lokma yuttum, ya çok hızlı yuttum. ve her yemeğimi tartıyorum. ilk başta 100gr ile başladım, 14. gün sonunda 150gr olarak yiyordum öğünlerimi. bazen 150 gramın hepsini bitiremiyor ve şişkinlik hissettiğim noktada bırakıyordum. hem yemem çok yavaş hem de 6 öğün yediğim ve sıvı almak için yemeklerden önce ve sonra 30 dakika beklemem gerektiği için tüm günüm yemek-30dk-su-30dk-snack-30dk-yemek şeklinde geçiyordu. halen açlık veya tokluk hissetmiyordum. arada bir sinir bozucu oluyordu bu durum.
    15. gün: artık yumuşak yemekler yememe izin veriliyordu. haşlanmış tavuğu robottan geçirmeden, ufak parçalar halinde yiyebiliyordum ama çok çiğnemem gerekiyordu. tavuk göğsünden, daha yumuşak olduğu için yağsız buta geçmiştim. sebzeleri de artık haşlayıp, püre haline getirmeden yiyordum. halen baharat yasak, tuz serbest. atıştırmalarım da meyve püresinden normal meyvelere geçiş yaptı, ama burada birkaç farklı yol izlemem gerekti. elma ve armut gibi sert meyveleri kesinlikle fırında pişirmem gerekiyordu. muz yiyebiliyordum. portakal gibi asitli meyveler halen yasak. sıvılarıma arada protein shake ekledim. %1 yağlı süt içmeme izin veriliyordu, şekersiz aromasız süt proteini tozu ile 5-7 gram proteinli shake yaparak günde 1 veya 2 kez bundan tükettim şu ana kadar. halen de tüketiyorum. 15. günden itibaren acıktığımı hissetmeye başladım. acıkmayı özleyeceğimi düşünmezdim.
    16.gün: kahvaltıda çırpılmış yumurta yememe izin veriliyordu, eşim kendine de yumurta haşlamış, bana da haşlamış. “aynı şey bişi olmaz ye” dedi. onu dinledim, sindiremedim. 2 saatin sonunda içtiğim su midemden boğazıma gelmeye başlamıştı. sanırım yumurtanın sarısı birbirine yapışarak midemden bağırsağa açılan açıklığı tıkadı. o gün kusmak zorunda kaldım. hanımcılık her zaman iyi değilmiş, bazen hanımınızı dinlememeniz gerekiyormuş.
    19. gün: haşlanmış ve 2 gün beklemiş patateste aynı sorunu yaşadım, sindiremedim, en sonunda midem yukarı gönderdi, çıkardım.
    21-30. gün: artık kıyma haline getirilmiş kırmızı et ve daha az sert fakat halen yumuşak yiyecekler yiyebiliyorum. köfteler de eklenince menüm bayağı genişledi. genelde fırında sebzeli köfte şeklinde pişen yemekler yiyorum. yağ-şeker-un halen yasak. kırmızı et yediğim günler protein shake yapmıyorum.

    bugün itibariyle 15 kilo verdim. çabuk acıkıp çabuk doyuyorum. her öğünüm 80-150gr arası oluyor, doyduğumu hissedince bırakıyorum. yemem gerekenden çok az yediğimi düşünürsem (bazen 50gr kadar yiyince şişiyorum) ara verip 15-20 dakika sonra devam ediyorum. halen yediğim her şeyi iyice çiğnemem gerekiyor.
    ameliyattan önce en büyük sorunlarımdan biri reflüidi. tüp mideden ziyade bu ameliyatı önerdi doktor bu yüzden. ameliyattan beri hiç reflü atağı veya mide yanması yaşamadım.

    dipnot: alakalı mı bilmiyorum, eskiden hashimotodan ötürü taşikardi sorunum vardı. dinlenme halindeyken kalp ritmim 80’in altına düşmezdi, bazen de durduk yere 120’lere çıkar, rahatsız ederdi. şimdi de bradikardi baş gösterdi. dinlenme halindeyken kalp ritmim 50-60 arası oluyor. uyumaya çalışırken 45-49 civarına düşüyor ve bu da baş dönmesi ile kalbim hiç atmıyormuş hissi verip rahatsız ediyor. bu olduğunda eşim “panik yapma” diyor ama panik yapamıyorum çünkü kalbim panik yapabilecek kadar hızlı atmıyor ahah. haftaya doktor randevum var, soracağım bunu. olmadı endokrinoloğumdan randevu alıp gideceğim tiroid hormonuma baksın.

    edit: 4 ay geçti, 34 kilo verdim. bradikardi bununla değil tiroit bozukluğumla alakalıymış. ilaç dozajını düzenleyince düzeldi. bir aydır her seyi (gazlı içecekler ömür boyu yasak, o hariç) yiyebiliyorum, ağrı sızı yok. burayı boşladım çünkü sözlük boka sardı son zamanlarda. merak edilen sorular için yeşillendirin, daha fazla güncelleme girer miyim bilmiyorum.

    6 ay editi: toplam kilo kaybı 40. yumurtadan nefret eder oldum, neden bilmiyorum, düşüncesi bile midemi bulandırıyor. onun dışında her şeyi yiyebiliyorum
  • türkiye'de bu operasyonun maliyetinin sgk tarafından karşılanması için obeziteden başka bir sağlık sorununuz yoksavücut kitle indeksinizin 40 ya da daha üstünde olması gerekmektedir, eğer diyabet, hiper tansiyon gibi başka sağlık sorunlarınız da varsa vkinizin 35 ve üzerinde olması yeterlidir.
  • bu ameliyatı olacak kişilerin ortak özelliği, bu ameliyatla yaşamlarında ne gibi bir değişiklik yaşayacaklarına dair gözlerinin amâ; kulaklarında da mühür olmasıdır.
  • şişmanlar için bir tedavi yöntemiymiş bu. midenin %90'ı devre dışı bırakılıp, %10'u çalışır durumda bırakılıyor, mide bir fincan büyüklüğüne getiriliyor, kişi hızla zayıflıyormuş. iyi de, zayıflama tamamlanıp, kişi normal kilosuna kavuşunca ne oluyor, anlamadım. fincan büyüklüğünde mideyle ömür geçer mi yani?

    (bkz: http://www.internethaber.com/…e_view.php?aid=316655)
hesabın var mı? giriş yap