• herkesin hayatına kimse karışamaz.
  • yeryüzünün pek çok yerinde çok zor da, türkiye'de çok daha zor olan durum.

    en yakın arkadaşım gay.
    kendisi bunu bizlere söylemeden evvel, aklıma bile gelmezdi. zaten o dönem gay nedir, nasıl ve neden olunur bildiğim dönemler de değildi. yurtdışından geldi bu arkadaşım. cesaretini, özgüvenini kapmış gelmiş. gay'im ben dedi. ne değişti hayatında derseniz, o kişiye karşı hiçbir şey. hatta bir kadın olmanın etkisiyle, onun beni iyi anlayabileceğine dair gelişen bir inanış diyebilirim.

    senelerdir öyle çok sıkıntılarını gördüm ki bu arkadaşımın, dertleştiğimizde gerçekten çözüm bulamadığım şeyler.

    -sürekli "ne zaman evleneceksin" diyenler,
    -bekar kadınlarla tanıştırmaya çalışanlar,
    -sevgili bulamaması, bulunana güvenememesi,
    -gay'lerin tanışabilecek ortamlarının çok az olması,
    -kendilerini gizlemek zorunda kalmaları...

    çok zor gerçekten.

    "bir gün mutlu olur muyum ben de" diye soruyor arada bana.

    "umut etmekten vazgeçme" demek zorunda kalıyorum. "umut etmeyi kesenlerin yaşayabileceği bir ülke değil türkiye."
  • yanı başındayken bile kilometrelerce uzağında olmaktır.
  • çok zordur.
    oturduğun semtte , ilde, ülkede hatta dünyanın her yanında zordur.
    semavi dinler tarafından lanetlidir yani zaten dünyanın neredeyse %70i sizi lanetli ve günahkar görür. bunlar dahil büyük bir kısmı da ataerkilliğin içinde kaybolup sizi yerden yere vurur.
    ben zaten heteroseksüel baskıyı aşmış bir insan olarak diğerleri ile problem yaşamadan hayatıma devam edebiliyorum. ama asıl zorluk bizim gay camiasının içinde.
    sevmek istersiniz ilk geceden sevişir pozisyona düşer bir daha asla aranmazsınız.
    aşık olursunuz karşınızdaki sizi sadece cinsellik için kullanır.
    herkes birbirine burun ucuyla üstten bakar artık neyin özgüveniyse bu.
    gay ilişkilerde dikiş de tutmuyor bir türlü hele ki pasif tarafsanız hayat daha zor çünkü kullanıp defalarca atılır küçücük bir sevgi kırıntısı için buna izin verir durursunuz yani yalnız doğar büyür ve daha yalnız ölürsünüz.
    ha birde sırf kabul edilmek için ve ettirilmek için şov dünyasına düşürülmek de ayrı mevzu çözemiyorum bir türlü.
    bunlarla başa çıkamıyorum bu yüzden hayatımda hep başka noktalara tutunmak zorundayım.
    öteki insan olmak her türlü zor işte azizim , tanrı yanımızda olsun tabi bizi affederse
  • "seni, senin asla istemeyeceğin şekilde sevdiğim için çok üzgünüm" demektir.

    "sana, senin asla istemeyeceğin şekilde baktığım için çok üzgünüm" demektir.

    aslında yalnızca "çok üzgünüm" demektir.
  • gecen hafta sonu cok derin bir konusma yaptim gay bir abi ile.

    adamla konusuyorduk, 40'li yaslarda falan. neyse konu konuyu acti club'tayiz bu arada ama derin konusuyoruz, ben adama dedim ya burada herkes drug yapiyor ama yani nasil hayatlarina devam ediyor insanlar falan dedim.

    tom da bana dedi ki "dostum, bir gay olarak sana tek diyecegim su, toplumun senin icin koydugu kurallari kirdigin gun ozgur hissedeceksin. biz gayler daha cocukluktan toplumdan dislandigimiz icin biz bu kurallari umursamiyoruz, varligini dusunmuyoruz bile. cunku zaten yargilaniyoruz surekli. o yuzden gay community cok acik, herkes nasil isterse oyle yasiyor sen de oyle yapmalisin" falan filan gibi uzayan bir muhabbet yapti.

    dusunuyorum, abi adam net hakli ya. hepimiz cok cekiniyoruz bazi seyleri yapmaktan. neden? ya yakismaz, ya abi kac yasinda adamsin, ya da komik gozukur, cocukca gozukur, ama eglence kaciyor, hayat kaciyor yahu. burada kotu olan gay'lerin boyle dislanmasi, ama tek guzel sonucu ise onlarin bunun sonucunda ozgur olabilmeleri sanirim (en azindan belli yerlerde). beni bayagi dusundurtmustu o gece tom, ondan not etmis olayim. buradan tum tom'lara selamlar!!
  • yanından hoş bir kadın geçerken, karşı kaldırımdaki yakışıklıyı kesmektir*

    tamam... gizliyim, erkeksiyim filan ama böyle de açıklar verebiliyorum işte.
  • bununla ilgili o kadar çok şey yazasım var ki. bir gün gerçekten yazacam uzun uzun. ama ben ne gaylerin temsilcisiyim, ne sosyoloğum ne psikolog. yazacağım şeyler tamamen şahsi deneyimlerimden çıkarımlarım.

    kendi cinsine ilgi duymak tercih işi değil. ama “gay” olarak yaşamak bir tercih, aslında nasıl yaşayacağın bir tercih.

    ben benim gibi yaşayanların hayatını kelebeğe benzetiyorum biraz. hele elin yüzün düzgünse, kendine bakıyorsan biraz da paran varsa 15-20 yıl güzel bir kelebek gibi yaşıyorsun. sexin alası, drug gırla, partiler öyle böyle değil.

    şimdi straightler genelde gayleri çok sekse düşkün diye suçlar, küçümser ya, aynı rahatlığı kendi heteroseksüel hayatlarında bulsalar, tabirimi hoş görün, am üstünde am sikmekten erir giderler.

    erkek gayler her yerde var, yani daha ortadalar, barlar var, devasa organizasyonlar var ama lezbiyenler pek ortada yok. 42 yaşıma geldim, 13 yaşımda gay olduğumu anladım, istanbul’da gay barda çalıştım, dünyanın her yerinde devasa organizasyonlara gittim, mikro “celebrity” bile oldum ama neredeyse hiç lezbiyen görmedim.

    benim gördüğüm ortam korkunç hedonist, zaten ortada “kadın”, “namus” gibi konular olmadığı için “alış veriş” rahat. gençsen, güzelsen kralsın. ama yaşlananlar nerede bilmiyorum. 20 li yaşlarımda kısa süreli çalıştığım zamanın meşhur gay “laila”sı neo barda gördüğüm gaylerin hiç biri ortada yok. ben steroidti, kozmetikti, botoxtu baktım, bakıyorum kendime (bakıyorum dediğim bunun sağlıklı hiç bir tarafı yok ama bizim için iyi görünmek her şey) . gay piramidinin üstünde yer alacaksan bunlar şart. ama biliyorum ki bunun da sonu var. zaman öyle bir şey ki hiç bir steroid, botox sonsuz değil.

    şu 20 yıl önce gördüğüm gayler nerede acaba. hani ortada hiç güvercin ölüsü görmeyiz ya, öleceklerini anlayınca bir köşede ölürlermiş kimse görmeden (ki bu bilgi de doğru mu bilmem) belki onlar da gitti öyle.
  • şu yukardaki #95517826 kendini çok zeki sanan yaratığa küçükken kadına saygiyi ogretmemisler sanırım. hayriniza suna ders verin sevaptir. tabi şu nöronsuz anlarmi bilmiyorumda en iyisi o kirbaci önce kendi kız kardesine annesine vurmayi denesin belki oylelikle biseyleri anlar
  • kahvaltı ettiğin börekçide, tezgahtan pide alırken kestiğin yakışıklı “benimki paket olcak” dediğinde “offff, seninkini yerim” demektir * içinden...
hesabın var mı? giriş yap