• gaziantep büyükşehir belediye başkanı fatma şahin'in beyanı.

    gaziantep'in yarısı suriyeli olmuş, işid mahalleri oluşmuş, bu saatten sonra bence olsa olsa bir rakka ya da musul olur.

    [haber http://www.turizmdebusabah.com/…-olmasin-82226.html]
  • niye olsun?
  • önce şehrin rakka v2 imajını 1990'lardaki antep imajı seviyesine getirebilsinler, sonra yaparlar paris imajını dedirtmiş beyan.
  • paris'i paris yapanın güzel peyzaj ve eyfel kulesi olduğunu sanan bir kavas'ın* sorduğu soru.
  • 1996 yılında, mustafa sandal'ın araba parçasının yeni çıktığı zamanlar yani yaz aylarında ailecek gaziantep'e turistik gezi amaçlı gitmiştik. ankara'dan antep'e yerli turist gidiyor bak. hani yöresel yemekler, tarihi şehir vs şeklinde bir gezi bu. tabi sadece antep ile sınırlı değil, hatay'a falan da aynı gezide gidiliyor.

    şimdi bana söyle hele, 2017'de kaç orta gelirli memur ailesi ankara'dan kalkıp güneydoğuya turistik gezi yapar sence?

    ama iktidar çoh eyi, ülke çoh gelişti. yollar, köprüler vs. hay götünüze sokaydınız da o köprüleri...
  • bir antepli olarak güldüm.
    antep mülteci çöplüğüne dönmüş durumda. sokaklarında suriyeliler grup halinde dolaşıyorlar, duvarlara arapça yazılar yazıyorlar, dükkan açıp kendi kendilerinden alışveriş yapıyorlar, turistik mekan olan şehir merkezinde az sayıda olan turistlere yiyecek gibi bakıyorlar. yüzlerinde hiç minnet yok, nefret ve öfke var. bizim arapça öğrenmemizi bekliyorlar. büyük sanayisi nedeniyle doğudan çok sayıda göç aldığı için çarpık kentleşme, hava kirliliği, trafik sorunu, işsizlik, sola dönüş yasağı... say say bitmez. belki bir paris olamayız ama mumbai olma yolunda hızla gidiyoruz.
  • paris'le tek ortak noktası ışid saldırıları olan bir şehrin belediye başkanının beyanı.
  • bu kadar suriyeliden sonra senin paris'e belediye başkanı olman daha kolay be fatma'cım...
  • 1990'lı yıllar;

    yılbaşında her ağacın, her aydınlatma direğinin, daha led ışıklar icad edilmeden, binbir emekle binbir güzellikle ışıklandırıldığı,

    hürriyet caddesinin, yılbaşı gecesi trafiğe kapandığı, gençlerin, kızlı erkekli, ellerinde içkileri ile sabahlara kadar dans edip eğlendiği, ve en ufak olayın çıkmadığı,

    öğretmen evinde, alkol'ün serbest olduğu, karşıdaki bey mahallesinde, türkü barları, kareoke barları, taş evlerin içinde klasik müzik konserleri verildiği,

    doğalgaz olmamasına rağmen, türkiye'nin en temiz havasına sahip olduğu, içme sularının ozonla temizlenip, kimsenin şişe-damacana almadığı,

    fuar, kavaklık(sanko parkın olduğu kısım) yemyeşil olduğu ve mangal yapılmasına izin verilmediği,

    şimdiki demokrasi meydanı denilen yerden, pancarlıya kadar uzanan, şehrin tam ortasından geçen, içinde tropikal ağaçlardan tutun, asırlık çınarlara yeşilin her tonunu görebileceğiniz, yapıldığında dünyanın en büyük parklarından biri olduğu söylenen parkların yapıldığı, içinde kaykay pisti, anfi tiyatro, çeşitli su ve ışık gösterileri olduğu,

    belediye tiyatrosunun her salı kapalı gişe oynadığı,

    eblahanda, eyüpoğlunda sahafların, müzik aleti dükkanlarının şimdikinden 10 kat fazla olduğu,

    sadece entelektüellerin takıldığı, nil kahvesi gibi, ünlü assolistlerin izmir fuarı kadar sahne almak istedikleri şato restronanın yer aldığı,

    caddelerin,sokakların cetvelle çizilmiş gibi planlandığı, mahallelerdeki okul sayısının cami sayısından fazla olduğu,

    türkiye'nin 2'den fazla yabancı dil bilme oranının en fazla olduğu, rusların, iranlıların güvenle ticaret yaptığı,

    gelenin aşık olduğu bir şehirken paristen bile güzeldi antep.

    sonra ne mi oldu?

    şehrin fuar merkezindeki ağaçlar söküldü. mahkeme kararı olmasına rağmen, iki tane zevksiz otel yapıldı.

    o upuzun parkın ortasına yine mahkeme kararı olmasına rağmen bir avm yapıldı.

    ibrahimli gibi, görgüsüzlerin taptığı bir semt kuruldu. şehir planlaması tınlanmadı. doğudan nasıl para kazandığı belli olmayan, karanlık tipler şehre hakim olmaya başladı.

    fıstığını, mercimeğini üretip dünyaya satan çiftçinin arsaları ellerinden alındı, şehre getirilip kültür bilinçli olarak dejenere edildi. zamanla bu eğitimsiz ancak babasından kalan malla eline para geçen kesim şehre hakim oldu.

    sokaklarda şortla kimse gezemez oldu, öğretmen evi gereksiz hale geldi. işlevsel, gençlerin halkın uğrak yeri olan tarihi mekanlar birilerine peşkeş çekildi, kapatıldı.

    müzisyenler, aydınlar, antepi seven gençler küstürüldü. okulların kaliteleri, taşradan, doğudan gelen 10 çocuklu cahil ailelerin çocukları ile dolduruldu. yıllarca fen-matematik dalında okullara eğitmen atanmadı.

    odtü'den ayrılan ve o kültürle yoluna devam eden gaziantep üniversitesi, fetö'nün çiftliği haline getirildi. yine fetöcü zirve üniversitesine arsa hibe edildi, güya şehrin en güzel yerlerinden sökülen canım ağaçlar oraya dikildi. antep üniversitesi sırf zirve üniversitesi iş yapmasın diye, bir çok bölümü açmadı.

    avrupa birliğinden alınan milyonlarca euro'luk yardımla göstermelik, zevksiz restorasyonlar yapıldı, eşi benzeri olmayan yapılar zevksizlik abidesine döndü.

    ve tebrikler, şehrin içine edildikçe chp'nin kalesi olarak bilinen şehir, böylece %60'lık bir akp oy deposu haline geldi.

    sen bize 90'lardaki antep'i getir fatma başkan, bırak paris antep'e özensin.
  • bir antep'li olarak paris'ten geçtim, siz iktidara gelmeden önceki haline gelse şükrederim!
hesabın var mı? giriş yap