• birinin annesiyle babasının, sırf diğerinin annesiyle babasından daha önce sevişmiş ve çocuk sahibi olmuş diye diğerinin üzerinde tahakküm kurduğu düzen.
  • dinozorların üstünlüğü.
  • doğunun makus kaderidir. yanlış şeyler bile söylese okuldaki ve camideki hocaya, evdeki anne-baba ve akrabaya, kışladaki komutana, iktidardaki padişaha katlanılmak zorundadır. bu sistemde de gelişme sınırlı oluyor haliyle.
  • aborjinler başta olmak üzere avcı toplayıcı topluluklarda yaygın etkin siyasi sistem
  • sus küçüğün söz büyüğün deyiminden sonra başka açıklamaya muhtaç bırakmayan kavram

    menşe'i, eski yunanca'da gerontiya+krasi diye kabaca formüle edilebilecek bir terkiptir; yani ihtiyar(yaşlı) iktidarı

    sivil ve askeri bürokraside, diplomaside, okulda tımarhanede hastanede akademide, cezaevinde, sporda ve siyasette milli ideolojimizdir. bundandır ki, aralarında epey yaş farkı olup da ciddi bir meseleyi ciddiyetle konuşup tartışan bir gruba hayretle bakarız
  • anne, baba ve çocuk kurulumdaki hata ile başlar ve tüm toplumu zehiri ile yaşatır.
    bir kere çocuk dünyaya getirmek, (yahut evlat edinmek bence arada bir fark yok) sevgi ve bilinçli bir tercihin ortak hareketidir. siz o insan yavrusunu tamamen ortak bir bilinçle ve büyük bir sevgi ile getirdiniz değil mi? değil mi? sesim geliyor mu? anlaşıldı.

    toplumun büyük genelinde bu böyle işlemez. bir dolu dinamik vardır "üreme" için. en önemlisi ve değişmezi de "baskı". mesela öküzün biri çıkıp yapacağınız çocuk sayısının miktarını söylecek kadar cüretkâr olabilir. insana ters bir durum. ama toplumu baskı şekillendirir. çünkü toplum aslında "insan"dan oluşmaz. başka bir şeydir içindeki. en tatlı adet ve geleneklerden başlar (bunlar kutsanır hep), rezillik ürünü yasalara kadar uzanır baskının içeriği. bir çocuğu dünyaya siz getirirsiniz. sizin ortak (!) kararınızdır. o sizi zorlamaz. ama nedense o çocuğa daha ilk anlarından bir dolu borç yazılır. ana babaya saygı mesela. neden? sen beni yetiştireceksin elbette. sağlığım için elinden geleni yapacaksın. eğitimim için de. başkalarına zarar vermeden yaşamayı göstereceksin. çok büyük bir armoninin en ufak ama bağımsız bir parçası olduğumu bana öğreteceksin. bunlar hep senin ödevlerin. çocuktan asla bir talebin olamaz. buna saygı da sevgi de dahil. seni nasıl değerlendirecekse o bunu yapar zaten hiç merak etme. ama içten içe kendinin nasıl bir bok olduğunu iyi bildiğin için çocuğu bir başına tercihlerini yapma hakkı için bırakmak yerine devreye yapay bir "saygı-biat-itaat" sistemi sokuyorsun. çünkü zaten yaptıkların insani değil. bunun yıkımından korunmak için işte bu yapıya sığınırsın. vatan sevgisi gibi kavramlarla çok benzerlikleri var görüldüğü üzere. bir borcunuz olmamasına rağmen sizden talep edilen saçmalıklar dizisi.

    hiç kimse; elinde olmayan, iradesi dışındaki unsurlar için ne eleştirilebilir ne de yüceltilebilir. gerontokrasi bu ikinciye örnektir. gebermediğin sürece belli bir zaman geçirdikten sonra "yaşlı"sındır. peki daha başka? yok. sıfır. sade geçirilen zamandan dolayı kazanılan (!!) bir itibar. o geçen yılların içi dolu veya boş mu? cevap yok. yaşlılık asla bilgelikle eşanlam taşımaz. anlık değerlendirmelere tabi bir hal. otobüste yaşlılara yer verilmesi mesela. kimdir nedir bilmediğin biri. burada yer verip vermemek tamamen senin tercihindir. her iki halde de ne takdir ne yergi hakedersin. kimseyi ilgilendirmez. ama işleyişte bu böyle değil. hastalıklı bir toplumun gözüne veya götüne girip girmeme endişesi ile yaşamaya mahkum olmanın düşüreceği hazinlikler.

    her insan önce kendisi yaşar. kimse yarın ölecekmiş gibi davranmaz. pratikte budur. hiç aranmayın öyle bilge-aziz tipler. o bakımdan her kuşak bir sonrakine görece bir enkaz devreder. kimse üzerine düşeni yapmaz. hani bir genç çıkıp, "bana bok gibi bir dünya bıraktınız" derse karşı taraf "ama biz de böyle bulduk" diyecektir. zincirleme bir hal. tencere dibin kara seninki benden kara.
    özetlen gerontokrat bir tip görürseniz acımayın sikin. zaten onlar hiçbir zaman sizi umursamadılar.
  • türk siyasetinin en temel sorunlarından biridir. türkiye nüfusunun yüzde ellisi otuz yaşın altında iken, mecliste otuz yaşın altındaki milletvekilleri meclisin sadece yüzde üçünü oluşturmaktadır.

    benzer şekilde patriyarki de türk siyasetinin bir başka temel sorunudur. toplumun yüzde ellisi kadın iken mecliste kadınların oranı yüzde on dört sadece.

    gençlerin ve kadınların meclisteki ve türk siyasi hayatındaki oranının yükselmesi şüphesiz ki ülkeye çok katkı sunacaktır. yaşlı erkeklerin egemenlik alanına dönüşmüş olan siyaset arenasında kadın ve gençlere yer açacak olan yaşlı erkekler olmayacak asla. gençlerin ve kadınların inisiyatif alması ve kendilerine yer açmak için aktif siyasette yaşlı erkeklerden rol çalması lazım. başka türlü bu iki sorunun çözülebileceğini düşünmüyorum.
  • "hiyerarşik toplumda tecrübeli yaşlıların gençler üzerinde kurduğu baskı ve bağımlılaştırmadan da önemle bahsetmek gerekir. jerontokrasi diye literatüre geçen bu konu bir gerçektir. tecrübe yaşlıyı bir yandan güçlü kılarken, diğer yandan yaşlılık onu gittikç zayıf, güçsüz kılmaktadır. bu özellikleri yaşlıları, gençleri kendi hizmetlerine almaya zorlamaktadır. zihinlerini doldurarak bu işlemi geliştirmektedirler. gençlik üzerindeki bu bağımlaştırma günümüze kadar derinleşerek devam etmiştir. tecrübe ve ideolojinin üstünlüğü kolayca kırılamaz. gençliğin özgürlük istemi kaynağını bu tarihsel olgudan almaktadır. yaşlı bilgelerden günümüz bilim insanı ve kurumlarına kadar gençliğe stratejik, hassas denilen bilgilerin en can alıcı kısmı verilmez. verilenler daha çok onu uyuşturan ve bağımlılığını kalıcılaştıran bilgilerdir. bilgiler verildiğinde uygulama araçları verilmez. sürekli bir oyalama değişmez bir yönetim taktiğidir. kadın üzerinde kurulan strateji ve taktiklerle ideolojik ve politik propaganda ve baskı sistemleri gençler için de geçerlidir. gençliğin her zaman özgürlük istemesi fiziki yaş sınırından değil, bu özgül toplumsal baskı durumundan ileri gelmektedir. ayyaş, toy delikanlı kavramları gençliği küçük düşürmek için uydurulan temel propaganda sözcükleridir. yine hemen cinsel güdüye bağlamak, serkeşliğe çekmek, ezbere katı dogmalara bağlamak, gençlik enerjisinin sisteme yönelmesini engellemek ve düzeni sağlamakla bağlantılıdır."

    bir halkı savunmak sf.25
  • insanlığın en eski yönetim geleneklerinden birisidir.
    ataerkil veya anaerkil söyleminin toplum idaresindeki şekli.
    azıcık ucundan (bkz: ihtiyar heyeti) ne danışılır sonralarda.
hesabın var mı? giriş yap