• --- spoiler ---

    dikkat
    --- spoiler ---

    leto atreides ii 'in imparator tanrılığı üzerine giden bir dune serisi kitabıdır. önceki kitaplara nazaran içinde espiyonaj - casusluk öğeleri daha azdır. romanın kurgusu boyunca devlet yönetiminin esaslarına ve barışın nasıl korunacağına ilişkin görüşler, diyaloglar ve aforizmalar sıralanır.

    öte yandan imparator tanrının özellikleri, altın taht 'ta oturduğu yer ve halkına olan davranışları düşünüldüğünde herbert'ın eski mısır ve firavunlarının geleneklerinden fazlaca etkilendiğini düşünüyorum. ayrıca imparator tanrının bahar stoğu olduğu gibi firavunların da buğday stoğu vardır ve bunu ekonomik bir güç olarak kullanırlar. firavunlar bunu çevredeki ticari güçlere karşı (asur, elam, fenike gibi), atreidesler de baharı choam , bene gesserit ve bene tleilaxu gibi taraflara karşı manipülasyon aracı olarak kullanmışlardır.

    kitabın genel olay örgüsü durağan ilerlemekle birlikte sonlara doğru akıcı bir bitime ulaşmıştır. ilk kitabın biçimsel zenginliği ve kurgu dehasını aratsa da serinin gidişatına uygun bir biçime sahiptir. bundan sonraki kurgunun sapkınların üzerinden ilerleyecek olması da ileriki kitabın değerine işaret etmektedir.
  • iki günde okuduğum ve az önce bitirdiğim kitap. düşüncelere gömüldüm, ne kadar ilkel varlıklar olduğumuzu ve serinin koca bir döngü üzerine kurulu olduğunun bir kez daha farkına vardım...
    ah arrakis... ah dune...

    kitapta en beğendiğim kısımlar günümüz dünyasına olan göndermelerdi.

    --- spoiler ---

    bir sonraki kitap duncan ıdaho üzerinden gidecek anladığım kadarıyla. buna memnunum hiç tanımadığımız karakterler yerine en azından bir tane tanıdık karakter olsun, eskilerden bize eşlik eden.
    bu kitabın da ilk sayfalarında duncan'ı görmeyi hiç ummamıştım, kendisi üzerinden baya iyi bir kurgu yapılmış. leto ii'ye gelince ona karşı ne hissedeceğimi bilemiyorum, kendini feda ettiği altın yol için değdi mi değmez miydi bir türlü bunun cevabını veremiyorum. ayrıca bu kitapta çok büyük bir yabancılık çekmiştim, aşina olduğum evrenin üzerinden 3500-4000 yıl geçmiş ve leto üstüne basa basa ben atreides'im dese bile sanki benim leto'm değilmiş gibi ama bir yandan da gerçekten o... okurken sürekli neyin doğru neyin yanlış neyin gerçek olduğu ikilemini ben de yaşadım. ne kadar yüce bir tanrı imparatoru olsa da yine de fav karakterim sanırım paul muaddib kalacak.

    hüzünlüydü, kitap baştan sona hüzne boğdu beni. belki de duygularım çok taze şuan ben arrakis'i özlediim diye ağlayacağım resmen. zaten ilk 150 sayfada her şey değişmiş, her şey yitip gitmiş şoku içindeydim, binlerce yıldan bahsediyoruz değişmemesi imkansız ama fremenleri bile özlediğimi fark etmiştim.

    --- spoiler ---

    araya birkaç kitap sıkıştırdıktan sonra serinin 5. kitabına gömüleceğim ama şuan biraz sindirmem lazım olanları. 5. kitapta sanırım uçuyormuşuz hadi bakalım göreceğiz.

    muaddib'in selamı üzerinize olsun.
  • frank herbert'ın yazdığı, dünyada en çok satmış bilimkurgu serisi olan dune adlı serinin 1981 yılında yayınlanmış olan dördüncü kitabıdır.

    seride zar zor bitirdiğim ilk kitap oldu. bir çok şey havada asılı kalmıştı ve sanki bu kitap bir distopyadan ziyade, felsefe kitabıydı. leto'nun dönüşümünü ve altın yol'u kavradım, amaçlarını da anladım. ancak tüm geçmiş bene gesserit'leri ve atreides'leri içinde taşıyan 2. leto'nun, onların sadece seslerini kullanabiliyor olmasını saçma buldum. ben hikayenin derinliği ve mitolojikliği açısından, kararları verirken geçmişteki karakterlerle çatışmasını beklerdim. bir dune serisine yakışmayacak ölçüde başarısız buldum, üzgünüm.
  • serinin bu kitabında twist, savaş vs. pek yok ama ii.letonun yaklaşık 3000 yıl sonraki imparatorluğundan sonraki dönemi anlatıyor hâliyle büyük bir gizem ve büyük bir tarihî barındırıyor, bölümlerin başlarında da nefis alıntılar var. dune çocuklarında gördüğümüz güç odakları hepsi aynen devam ediyor. ıxler, tleilaxlılar, bene geserit, rahibeler meclisi, lonca ve atredisler.
    --- spoiler ---

    letonun temel amacı golden path*. insan ırkının sonun gelmesine engel olmaya çalışıyor. altın yolu gösterdiği hariç kimse bu gerçekliği kavrayamıyor. leto da zaten anlamalarını beklemiyor kendisinin de söylediği gibi aslında bu yaptıkları ileriye bir referans, barış nasıl sağlanmış ,nasıl bu kadar uzun yıl nasıl sürmüş, melanj bağımlılığı nasıl ortadan kalkmış gibi gerçekleştirdiği devrimleri kaydederek ilerisi için de bir çözüm bırakıyor.
    duncan ıdaho, atredis savaşcısı. 3000 yıl boyunca sürekli klonu yapılan efsane. bu kitapta bize yaşattığı deneyim ise çok farklıydı. 3000 yıl sonraya ışınlanan birinin gözünden takip ettik, kendisi dune'nun dönüşümünün fremenlerde yarattığı etkiyi bizzat gördü, fremenleri fremen yapan çöl, melanj ve susuzluktu. artık bu üçü de olmadığı için mevcut fremenler sadece sözde geleneklerini korumaya çalışan cahil bir topluluk olmuştu. fremenlerle kol kola savaşmış bir asker için çok acı bir deneyim.
    yazar ayrıca tanrı imparatoru letonun yalnızlığını, fedakarlığını çok güzel anlatmış.
    --- spoiler ---
  • siyaset felsefesi hakkında üç beş kaliteli söz dışında çöp bir kitap. zaten o sözler de romanın kurgusuna iyi yedirilememiş. herbert sınırlarını zorlayarak serinin en kötü kitabını yazmayı başarmış. şimdi bir serzenişte bulunacağım: ulan zırcahil ekşiciler, madem edebiyattan anlamıyorsunuz ne diye bu seriyi övüp duruyorsunuz? ne vasat insanlarsınız ki bu seri gözünüze şaheser görünüyor! beni bu seriye başlatanın da, bu seriyi güzelleyenin de büyük ninesinin ellerinden öpeyim. bu beş para etmez seri benim için burada bitmiştir. geri kalan romanlarını da yakacağım.
  • serinin şu ana kadarki en sıkıcı kitabı buydu sanırım. derinlik anlamında da önceki kitapların çok gerisinde kaldı diyebilirim. koca kitapta aklımda kalan tek söz "karşındakini ne pahasına olursa olsun, sonuçlarına aldırmaksızın mutlu etmek istiyorsan aşıksın demektir." oldu. sonraki kitaplara olan hevesim biraz azaldığı için araya bir (bkz: ben kirke) atıyorum sonra tekrar görüşürüz herbert bey amca.
  • " insan parazitliğe alışınca, konaksız yaşayamaz. "

    içinde yaşayan tarih, geçirdiği değişim ve binlerce yıllık hükümdarlığı ile insanlığa altın yolu sağlayan tanrı imparatorun hikâyesi.

    ilk üç kitaptan ayrı bir konumda.
    tüm insanlığa; karanlıkta kalacak hiçbir şey bırakmaksızın ışık tutan, anlamak ve farkına varmak isteyenlere paha biçilmez dersler veren bir kitap.

    tanrı imparatorun en yakınındaki moneo hepimizin bir temsili gibi. ona anlatmaya çalıştığı her şey, aslında bizlere söyleniyor.

    --- spoiler ---

    bu sebeple olsa gerek ki; tıpkı insanlık gibi moneo da, gerçekleri ancak son anlarında görebiliyor.
    --- spoiler ---

    " sizi ve diğer insanları kabile formlarına yönelten, içinizdeki bu gücü esnek bir hafıza olarak düşünün. bu esnek hafıza kadim biçimine, yani kabile toplumuna dönmek istiyor. etrafınıza bakın; bunu her yerde göreceksiniz: derebeylikler, piskoposluklar, şirketler, müfrezeler, spor kulüpleri, dans grupları, isyan örgütleri, planlama teşkilatları, dua grupları... her birinde efendiler ve hizmetkarlar, konaklar ve parazitler vardır. sayısız yabancılaştırma aracı da ( bu sözlerde dahil olmak üzere! ) eninde sonunda "geçmişteki daha iyi zamanlara dönme " çağrısını desteklemekte kullanılır. size başka yollar öğretmekten umudu kestim. düşünceleriniz köşeli... çemberlere direniyor. "

    - çalıntı günlükler
  • şuan kadar serinin açık ara en kötü kitabı diyebilirim.

    bir kere çok sığ bir karakter haznesine sıkışmış gibi hissediyorsunuz. sürekli leto, bir kaç yakın kişi ve 3. kişilere atıflar halinde geçiyor ...

    okuması sıkıcı ama bir şekilde bitiyor.
  • serinin en iyi kitabı, net. sonu sovyetler'in sonunu önceliyor, daha ne yapsın.
  • entry spoilerlıdır. serinin okuduğum son kitabı. kendinden önceki kitaplara göre kötü. önceki kitaplardaki plan içindeki planlar, aksiyonlar vs. bu kitapta umduğum kadar yoktu. bir kaç kez okumayı bırakıp tekrar başladım.
    kitapta 2.leto'nun insanlığın yok olmaması için sağladığı altın yol'un devamını getirmesi, bunu yaparken etrafındaki insanlarla olan ilişkisi ve bunun yanında düşmanları tarafından kendisi için tasarlanan birine aşık olması anlatılmış.
    2.leto, ölümünü de kendi planladığı şekilde gerçekleştirdi. kum alabalıkları istediği şekilde suya saçıldı ve dağıldılar. zaten kitabın sonunda da (azınlık raporu kısmında) bu kum alabalıkları tarafından tekrar kum solucanlarının yetiştiğini gördük.
hesabın var mı? giriş yap