• ilk kez bir azra kohen kitabı okuyorum. inanın okuyamıyorum. hatta şu an sinirden tansiyonum düştü.
    ‘...değil miydi...’ kalıbıyla yazdığı ifadeler o kadar sık kullanılmış ki inanılmaz derecede rahatsız ediyor ve amaçladığını anlatmaktan çok uzaklaştırıyor kendini..
    ara ara başka kitaplar okuyarak devam etmeye çalıştım çünkü bir şeyler anlatmaya çalışıyor yazar, bu çabasına saygımı diri tutmaya çalıştım ancak olmadı, olamadı..

    yazarın şairane anlatım yapayım derken kendini rezil etmesi değil miydi bizi ondan soğutan..
  • kitaba zor başladım ama bir nefeste bitti adeta. normalde de tarihe ilgim olduğundandır belki tabi ama genel olarak akıcı olduğunu düşünüyorum. öğretici ve sorgulayıcı olması da ayrıca hoşuma gitti.

    okurken sadece bir cümle kalıbı - muhtemelen sürekli tekrar ettiği için - çok gözüme battı.

    --- spoiler ---

    onlardan bunlardan değil miydi şunlar bunlar?
    o ve bu değil midir şu ve şu?

    --- spoiler ---

    belki diğer kitaplarında da kullandığı bir kalıptır. ilk defa gör beni'yi okuduğum için fazla gelmiştir. ama bir kusuru bu olsun.

    sözün özü, güzel bir kitap olmuş bence..
  • armağan çağlayan’ın 196sekiz youtube kanalında yaptığı röportaj serisi.

    başlangıçta gelen konuk yakın dostu bile olsa hanım yahut bey diye hitap etmesi çok hoşuma gidiyor. samimiyet en önem verdiğim husus da olsa saygıyı belli eden ifadeler de manalı. “sadece kendi merak ettiklerimi soruyorum” diyerek ufak bir giriş yapıp sazı konuklarına bırakıyor. ve her ne hikmetse ekranlarda yahut sosyal medyada belki “gıcık” kaptığımız ya da bir kaşık suda boğmak istediğimiz kişileri bambaşka yönleriyle ve katıksız gerçekleriyle görüyoruz, en azından bana geçen duygu bu. ünlü kişiler öyle yorulmuş, öyle yıpranmış ki kendilerini ifade etmek için böyle bir platform kurulduğunda bir dere gibi çağlıyor, akıp gidiyorlar. içlerini rahatça döküp magazin baskısı olmadan net bir şekilde kendilerini ifade ediyorlar. haber niteliği taşımayan ama hayatlarının önemli gelişmelerini flaş flaş flaş şok şok şok başlıkları olmadan sere serpe sunuyorlar izleyiciye.

    hani cem yılmaz diyordu ya uzaylı da olsa insan insandır, ben de diyorum ki bu insanlar ünlü de olsa insandır. elbette var hataları yahut içlerinde kalıp da aktaramadığı gerçekleri. o yüzden gör beni’yi izleyip onların özünü görmeliyiz. onları bir haber konusu gibi tüketip bitirmemeliyiz. ama öyle ama böyle emek sarf eden, topluma katkı sağlayan insanlar, sanatçılar, siyasetçiler bunlar. favori bölüm (bkz: defne samyeli) . resmen program sonrası nirvana’ya bir tık daha yaklaştım.

    güzel şeyler oluyor. gör beni de onlardan biri. izlenesi.
  • pinhani' nin ilk albümlerindeki havayı yakaladığı süper şarkı. insanı resmen kavak yeller' i nin senelerine götürüyor.
  • armağan çağlayan'ın merak ettiklerini sorduğu program.. kendisinin en çok merak ettikleri sırali liste;

    - keşke hiç meşhur olmasaydım dediginiz an oldu mu?
    - sizi en çok ne mutlu eder?
    - sektorunuzde hic gorusmediginiz biri var mi?
    - cocugunuz var mi?
    - geciminizi nasil sagliyorsunuz?
    - geldiginiz icin cok tesekkur ederim. cok keyifli bir sohbet miydi?
  • tv'deki çoğu benzer formatlı programdan daha güzel bir program. armağan çağlayan'i pek sevmem ama bir tv dinozoru olarak gençlerin hakim olduğu bir platformda risk almış ve kaliteli bir iş çıkarmış.

    program karşılıklı boş geyik muhabbeti şeklinde değil. soruyu sorup konuğuna sözünü kesmeden sonuna kadar derdini anlatma imkanı sunuyor. politikacılar, oyuncular, şarkıcılar, sosyal medya ünlüleri, her alandan insanları konuk ediyor. tv programlarında görmeye alıştığımız ukala, sivri dili, rahatsız edici armağan çağlayan yerine, objektif ve haddini bilen bir armağan çağlayan var.

    programın süresi de çok uygun. ne tadı damağında bırakacak kadar kısa ne de sıkacak kadar uzun.
    bazı konuklar açıkçası beni çok şaşırttı, önyargılı olduğumu farkettim ve fikirlerim değişti.
    tek eleştirim sorulan soruların bazı kişiler için yeterince cesur olmaması. kendi merak ettiklerini sorduğu için belki de cevaplarını zaten bildiği sorulara girmiyor. belki de gelecek konukları korkutmamak için yumuşak sorular soruyor.
    neticede keyifli program.
  • exxene geçmemesini diliyoruz. lütfen youtube’da kalsın.
  • armağan çağlayan'ın olgunluk dönemi işi ve en iyisi. kıvrak zekasıyla sohbeti akıcı bir hale getirip konuklarının açık yüreklilikle kendilerini anlatmasını sağlıyor. her hafta gelecek olan bölümü merakla bekliyorum. ekseninin kaymaması dileklerimle :)
  • armağan çağlayan kardeşim konuklara azıcık çalışsan mı acaba? dön dolaş herkese aynı sorular... “bıdıbıdıbıdıbıdı olması sizce de yorucu olmuyor mu?”
  • armağan çağlayan’ın hayatı boyunca -bence- yaptığı en iyi iş, youtube kanalı, röportaj programı.
    en güzel tarafı amatör ruhunu koruyor olması. her an konuğundan yeni düşünceler ve fikirler duyuyorsunuz, nezaket sohbet sayesinde yeni yönlerini öğreniyorsunuz. yaptığı işten ırak, bireyi tanımaya yönelik sorular eşliğinde sohbet çok lezzetli bir şekilde akıyor.
hesabın var mı? giriş yap