• özellikle çok sevdiğiniz biri tarafından yapıldığında çok inciten, saygının ve sevginin sarsıldığı olay. önce bir kendinizden şüphe edersiniz, acaba doğru söyleme ihtimali olup olmadığı konusunda. çünkü aslında doğru söylediğine inanmak istersiniz. bir süre sonra beyniniz tekrar idareyi ele aldığında derin bir üzüntü, hayal kırıklığı hissedersiniz. incitir çok, hatta bazen yalanın büyüklüğüne göre yıkar geçer her şeyi.
  • insanın dertsiz başına dert açandır.

    böyle soğuk havalarda bile sahil yolunu kullanarak evlerine yürüyerek gitme derdinde olan insanlardan biriyim. çoğu zaman sahil yolunu kullanırım genişlemesine. genişçe yürümenin tadına varırım ağır ağır. hayallere dala çıka, adalara baka baka yürürüm. bugün yine, böyle bir yürümenin lezzetine varmak; belki de bu soğukta kimseciklerin olmayacağını düşünerek genişlemesine kullanacağım sahil kaldırımlarında hiç kimseye yol verme, yol alma, keçi gibi inatlaşma derdi olmadan tipinin kah yüzümü okşadığı kah nefesiz bıraktığı bir yürüyüş macerası olur düşüncesi ile çıktım yola. sonra güzel hatırlar mıyım bu yürüyüşü, güzelleşir miyim? bilmiyorum.

    imam ikindi ezanını bitirmek üzereydi. dolu hızlanmış, yüzüme vuran darbeleriyle adalara bakmadan, bakamadan yürümek zorunda bırakmıştı beni. yalnızca adaları mı? önümü bile göstermiyordu lanet olasıca, inatlaşmıştı. imam ezanı bitirdi fazla uzatmadan. yaymadı yani “la ilahe illallah” “acaba akşam ezanı mıdır bu diye” düşünmeye başladım imamın hızlıcalığından. * *tamam, kulağımız ezandaydı fakat namzada gözümüz yoktu ki... olsaydı böyle olur muydu? hiç düşünür müydüm hangi ezan olduğunu? “vay dinsiz imansız vay” diye söylenmeye başlandım kendi kendime. “dinsizin hakkından imansız gelir” i de ekledim zaman kaybetmeden. daha neleri eklicektim de, eklemelerimi bozdu üşümüş titrek bir ses; buz tutan eklem yerlerimi çözdü:

    - selamun aleykum
    - aleyna aleykum selam
    - kardeş, tee üsküdar’dan iş görüşmesine geldim. hiç param kalmadı varsa bana 2 ytl yol parası verebilir misin?
    - yok kardeş. bak ben de yürüyerek gidiyorum eve.
    - peki sağol.

    uzaklaştı. soğuktan al al olmuş yanaklarını bıraktı yüzümde. gözlerinin mavisi geldi gözlerime yerleşti. üşümüşlüğü içimi titretti, yüreğimi deşti. öylece kalakaldım. ardı sıra koşasım, yetişesim, kardeş şevkatiyle sarılasım geldi. utandım ama. çok utandım. boynu bükük yürümeye devam etti yol boyu. aslında boynu bükük olan bendim de... neyse. uzaklaştıkça büyüdü gözümde, küçüldüm uzaklaştıkça. evet efendim. büyüyen o, küçülen bendim.

    şimdi, gözüne baka baka söylediğim yalan yüzünden yanıp tutuşuyorum. sıcacık evimde, mavi gözlerin altında üşüyorum. *
  • ben 6 ay kadar önce böyle bir yalan söyledim ve şundan emin oldum ki daha önce hiç kimseye hiçbir zaman yalan söylememişim. meğersem önceden kendimi kurtarmak için yaptığım çarpıtmalar, karşımdakini üzmemek için söylediklerim ve susmalarım yalan değilmiş. yalan söylemek bambaşka birşeymiş. sapanla hayvanları vurmak değilmiş, bıçakla boğaz kesmekmiş. asılmak değilmiş, tecavüz etmekmiş.

    artık anlıyorum. bir yalan söylüyorsun ve yalan seni özgürleştiriyor. başdöndürücü bir özgürlük, ölçüsüz bir güç... evet yalan söylemek sadece ve sadece nefret etmekle mümkün. haksızlığa uğradığınızı düşünmeniz gerek... soğukkanlılıkla nefret etmek ve emin olmak...

    - o benim ona yalan söylediğimi asla bilemez. şüphelenebilir ama asla bilemez. yakalanmayacağım ve ben haklıyım. o yalan söylenmeyi hakediyor-

    yalanımın beni şeytanlaştırması beş dakika sürdü. böyle bir yalanın beni hayatım boyunca değiştireceğini içimdeki nefretin beni bu güce bağımlı hale getireceğini farkettim. kendimden korkmaya başladım ve yalan söylediğimi itiraf ettim. meğersem daha önce hiç ama hiç yalan söylememişim. yalan bambaşka birşeymiş. kendini kurtarmak isteyenler, susanlar, hatta kendini kandıranlar yalancı değilmiş. soğukkanlılıkla gözünün içine baka baka konuşanlar, yakalanmayacağından emin olanlar, kalplerindeki nefreti mağduriyetle örtebilenler yalancıymış.

    artık yalancıları daha iyi tanıyorum ve çok korkuyorum. onların hepsi bağımlı ve kalplerindeki nefret sönmedikçe yalan söyleyecekler.
    ...
  • utancını azaltmak için gözümü kaçırıyorum. bu yüzden de utanıp utanmadığını da tam anlayamıyorum.
  • yalan söylenilen kişi için çok koyucu durumdur. karşınızdaki çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz biri ise ve onun söylediğinin yalan olduğunu biliyorsanız, içiniz acır. içiniz yanar. hatta belki doğrusunu söyler diye bir kaç kez daha sorgulanır ama nafile. artık o sizin gözünüzde bir yalancı konumuna düşmüştür. ayrılması, eski değerinin bir anda silinmesi zordur. bu yüzden acıtır.
  • yalan söyleyen için de, yalan söylenen için de zor bir durumdur. yalan söylenen kişi işin gerçeğini biliyorsa bu durum yalan söyleneni de yalana zorlar. çünkü gerçeği bildiğini saklamak, bilmiyormuş gibi yapmak da bir çeşit yalandır. şu aralar sıklıkla karşılaştığım bir durum bu. 'işin aslını biliyorum lan' diyemediğim için iç sesim sürekli 'vay şerefsiiiizzz, haysiyetsiz ittt nasıl da yalan atıyo' derken ben bilmiyormuş gibi yapıyorum, kafam rahat. bi de iki yüzlülüğe zorlamasanız lan insanı.
  • zordur, yapılan belki unutur ama yapan tarafında onulmaz yaralar açar. bu eylemi onurlu sayılabileceği tek durum, yalanın söylendiği insanın daha fazla zarar görmemesi için yapıldığı durumdur.
  • işin aslının bilinmesine rağmen, sorulan sorular karşısında gösterilen bu tutum, profesyonel hayattan, kesinlikle kabul edemememeli ve bu tutumu gösteren kişilerle, bir daha ortak çalışma yapılmaması gereken bir kepazeliktir.
  • yalan söyleyen olayı bilmeyen bir 3.kişiyle muhattap ve ona yalan söylerken siz de orada bulunursaniz şaka maka insan gerçekten hayret ediyor, diyorsunuz.

    adam bi de oyle bir soyluyor ki bana mi inanacan kameraya mi diyor ( ben hep ordaydim bi an gittim falan diyor, yani daha ne dediginden kendinin de haberi yok) ben de biliyorum ki eleman orada hiç yoktu ama oyle seyler soyluyor ki neyse sikinti degil, yalan mi soylucez tripleri falan vs olayi bilmesem inanirdim kucucuk sey icin bu kadar mi buzulecek diye...
    neyse efendim, anladim ki o olay bana gore kucuk veya diyelim ki bu tur iblislerin yapacagi kotuluk icin sınır buyukluk kucukluk falan yok.

    kötülük toplumu diyorlardi ben de katiliyorum. ve amina koyayim bu tiplerin.

    yollaya basmadan aklima bir olay daha geldi. ılerde belki yazarim, ama bubgoze baka baka yalan soylemekten daha boktani goze baka baka karsi tarafin yalan olacagini %99 bilecegi bir seyler söylemektir. bu yalani adam telefondan birine söylüyor o da bana iletiyor. lan siker misin sabaha mi birakirsin kac lira icin sekilde sekle girip bu derece amator yalanlar soyluyorsun a siktigimin lafta araci ozde sansari

    oh be amk. sagol valla kanzuk sen de olmasan.*
  • bunu en cok ogrenciler ogretmenlere yapiodur
hesabın var mı? giriş yap