• ilk çalışma

    kamera arkası

    ve belki ve belki bir zamanlar, bu dünyada, güzel sohbetler vardı.güzel arkadaşlıklar vardı.güzel kafalar vardı.saygılar olsun.
  • kahveli şiirler 1

    gene aynı noktada , gene aynı plajda
    su musluğunun yanında, avatar suyun yolu filmi tadında
    ısrarla yanımdan geçtin bi kısrak gibi siyah don mayon ve sütyeninle
    gözlerinle bana baktın siyah güneş gözlüğünün içinden
    bunu bütün benliğimle hissetmiştim (b)

    geçerken sıçrattığın kum taneleri birer hançer gibi saplanırken dizlerime
    bakışlarında bir mana aradım ve hemen senaryolar yazıldı , plaj kahve ve aşk üzerine (g)

    sen aşk nedir diye sordum kahvemde ki köpüğe
    bana manasızca gülümseyiverdi
    gözlerim dolmuştu, bu sıcakta üşümüştüm
    bi sigara daha sardım, şezlonguma sarıldım sıkıcasına (b)

    adeta beni ısırmak isteyen çeşitli duygulara kaptırmıştım kendimi
    bir kilo kiraz alsam kime verebilirdim
    ve yan şezlongda ki teyzeyle küfürleşsem dikkat çeker miydim (g)

    ve ayın dala yansıyan yüzü sonunda karşıma çıkmıştı
    ona baktıkça kendimden iğreniyordum (b)

    oradan geçen bir midyeci imdadıma yetişti
    bir tepsi midyeyi ve 4 limonu tüketmiş olmak bana gurur vermişti
    midyeciyi tebrik edip hemen denize koştum (g)

    ve denizde midyelerin akrabaları çıktı karşıma
    lan hayırdır dediler, bizim çocukları indirmişsin dediler
    dedim bi dakika, öyle lanlı lunlu konuşma yapmıyalım dedim
    iki tanesi kolumdan kapmıştı beni, canım yanmıştı
    ve her zaman mayomda bi adet el bombası olduğunu hatırladım
    elimle dışarı çıkarıp havaya kaldırdım (b)

    hayatımda ilk defa midyeler bana posta koymuştu
    gururum darbe almıştı
    patlatırım, kitapsızlık yapmayın dedim (g)
  • kahveli şiirler 2

    yine güneşli bi sokak
    yine kahvem , tabakam
    ve bir güzel başköşede
    çok dikkatli bakamam (g)

    kalbimin titremesini hissedebilir misin
    göz kırpmamda ki rüzgarı
    kemiklerimde ki kıkırtıyı
    saksıda ki çiçeğin nefes alışını
    ve masumlaşan benliğime tekabül edişini (b)

    kahvemde seni yudumlarken
    kalkıvermişsin sandalyenden
    arkandan söylediğim sitemkar küfürler
    havada asılı kaldı yorgun mermi misali (g)

    ben bunu hak etmemiştim
    bu ansız çıkıp gitmen kalbimi altı parçaya bölmüştü
    içimden yüksek bi sesle ağlamak geliyordu
    üzerimdeki binalara güvercinler konarken
    her kanat çırpma sesi, senin kapıyı kapatıp
    hoşçakal bile demeden çıkıp gitme sesin gibi geliyordu (b)

    güm diye bir ses geldi, bir zangırdama oldu
    kahveci ve muhtar barettaları çoktan çekmişti
    meğer masaya vurmuşum
    ortalık karışacaktı , vaziyet almalıydım
    tek hamlede çıkarttım bombayı
    herkes kuzu oldu
    kahveci kaptı bi 70lik zârifi
    martılar, kahveci ve akşam güneşi
    epey söyleştik. (g)
  • kahveli şiirler 3

    sahilde yürüyen yengeçlerin uyumu
    beni herzaman duygulandırır ve şaşırtır
    sigaramı sararken aklıma gelen bu düşünceden kurtulmak ve
    seni daha iyi görebilmek için ayaklanmışım
    o sırada taksici kornaya asıldı
    sahilde ki yosunlar bile havaya kalktı
    hemen yakınımdaki bi taşı fırlattım
    dikizi sol alt köşeden almıştım
    mevzu patlar dedim kendime (g)

    taksici dışarı fırladı arabadan
    zopasını çıkardı bagajdan
    ellerimi kaldırmıştım, bekliyordum ilk darbeyi
    ve sallamıştı ilk saltoyu
    arkamda ki güzel kızı yere sermişti. (b)

    kızı yerde görünce içim cız etti
    artık kız baygındı, şekil yapacak kimse kalmamıştı
    arkadaki mısır tarlasına ulaşsam
    ekerim dürzüyü dedim (g)

    taksiciden intikamı mı seçicektim
    yoksa güzel kızı kurtarıp aşkı mı
    ve tabiki de herzaman ki gibi aşkı seçmiştim
    kızı iyileştirmiş , onu tekrar hayata kavuşturmuştum
    beraber bi kahve içebilir miyiz sorusu artık benim hakkım olmuştu
    onu plaja götürmüştüm, dertleşmiştik, gülmüştük, nefis bi vakit geçirmiştik
    peki acaba akşam şarap içer miyiz sorusu artık o kızın hakkı olmuştu
    kabul ettim, gene plajda, bu sefer masa sahibi kız olmuştu ben misafir
    dertleşmiştik, gülmüş, hicaz makamı dinlemiştik (b)

    bu kadar mutlu olmak normal mi diye düşünürken
    taksicinin acı ferdayı sardı bütün sahili
    meğer üç kere çıkma, iki kere evlenme teklif etmiş kıza
    ani bir kararla kızı alıp kütahya ya gitmeye karar verdim, orada bizi bulamazdı
    ben gündüzleri işporta yapar, akşamları taksiye çıkardım diye düşündüm
    kız kabul etmedi ve silahıyla kaba etimden vurdu beni
    meğer bayburtluların adamıymış
    ben şoktayken taksicinin uçan tekmeyle kıza vurması
    her anlamda devrimci bir eylemdi
    kızı orda bırakıp veli baba'nın yerine gittik
    bir yetmişlik, bir otuzbeşlik içildi
    ilk defa küfürsüz kavgasız bir muhabbet olmuştu
    (g)

    şekerdik, gülüp gülüp birbirimize tokat atıyorduk
    taksici hicaz makamından gazeller patlatıyor, ben ise kürdili hicazkâr okuyordum
    güüm diye bi ses daha geldi, kız ve çetesi torpil attılar arkamızdan, ayılmıştık
    siper aldık ve artık birbirimizle helalleştik
    filmin sonuna geldiğimizin farkındaydık. (b)

    çete zorlu, zaman dardı
    hep taşıdığım bomba diğer pantolonun cebinde kalmıştı
    neyse ki taksici sabıkalıydı
    onu almaya gelen polisler çeteyle çatıştı
    biz aradan süzülürken silahların acı sesleri çınlıyordu
    kendimizi çorbacıya attık
    usta durumu anlamıştı
    size tuzlama gider dedi
    karşı çıkacak durumda değildik ve zaman da dahil herşey aleyhimizeydi
    arka kapıdan koşarak çıktık
    bir daha da ne o mahalleye gittik, ne o kızı gördük
    taksici yunanistan'a geçerken çıkan kavgada kendini yaralamış ve sosyal medyada konuşulmuştu
    sigaramı söndürürken ne kadar gereksiz hareketler yaptığımızı düşünmeden edemedim. (g)
hesabın var mı? giriş yap