• filmin icindeki en guzel sey sonunda calan roy orbison ın crying idir. oyle ki "helal olsun bu filmi kaldirdi bu bunye al da sana benden bir kıyak" der gibi, odul gibi.
  • bir tornado nun icinden gecip daattigi xenia, ohio kasabasi yasayanlarinin, normal yasanti formatindan yavas yavas uzaklasip ozellikle genc kesimin hayata biraz carpik, biraz da ilgisiz bakis acilari arasinda gidip gelen documentary tarzinda cekilmis bir independent film olarak goze carpar. icinde avladiklari kedileri cin restoranlarinda yenmek uzere kilo basina satan, ordan kazandiklari paralarla bir arkadaslarinin zeka ozurlu kiz kardesiyle beraber olmak isteyen yaslari 15 i gecmeyen cocuklar; memeuclarina bant takip cekerek memelerini buyutmeye calisan genc kizlar, ve koyun delisi formatinda bos tuvaletlerde tavsan kulaklariyla akordeon calan cocuk gibi ilginc karakterler barindirir ve o muhtesem editing onca farkli ve bazen cekilmez olayi izlenir hale getirir. filmin en unutulmaz sahnelerinden biri ise sarhos birkac gencin bir evin mutfaginda bir sandalye ile guresmeleridir.
  • filmin garabetinde, görüntü yönetmeni jean yves escoffier’nin payı büyüktür. harmony korine, leos carax’nın filmlerinde ağzı salyalanarak izlediği görüntülerin sahibini talih yardımıyla (nyc metrosunda rastladığı yapımcı bir kadınla sohbet ederken elinde inandığı bir senaryo olduğundan, yakın zamanda çekmek istediğinden bahseder. laf arasına o çok beğendiği fransız sinematografı sokar. şans, kadın escoffier’nin birinci göbekten tanıdığıdır.) bulur ve projeye ikna eder.

    yeni kıtada girişeceği işler için etli bir ücret talep eden escoffier, korine’le buluşur. yumurcağa kanı kaynar projeye de ısınır ve gönül indirip üç kuruşa çeker filmi. gummo'nun gummo'luğuna majör bir katkı yapar. *
  • amerikanin guney eyaletlerinden birinde, yapacak hicbirsey bulamadiklari icin kafayi siyiran elemanlarin hikayesini anlatan, dusuncelere gark eden bir film. biz turk genclerini baglamasa da, amerika'da black metal'in ne anlam tasidigi hakkinda ipuclari da var. soundtrack ise cilgin atiyor. absu, betlehem, burzum, bathory falan var icinde. filmde bir iki yerde calsa da, oha ne guzel oturmus, cuk oturmus dedirtiyor sarkilar.
  • harmony korine, bu filmde bi sahnede kendisi de oynamıştır zenci bir cüceye asılan erkek kendisidir ;ayrica bu sahnede gerçekten sarhoştur. oyuncuların çoğu eş dost kitlesinden olmak la birlikte (buna zenci cüce de dahil) gittiği her mekan da fast food tipli restorant da yiyen içen kimselere de bu filmde oynama rolü teklif edilmiştir.
  • yalnız kimsenin de aklına sandalyeyle güreş sahnesinde düttürü dünya gelmemiş: http://youtu.be/qjtanej3ox4

    şunu da belirtelim gummo 1997, düttürü dünya 1988 yapımı.
  • en rahatsız edici filmlerden biri olarak instagramda karşıma cıktı. dedim izleyeyim. izlemez olaydım, bomboş bir film. yani rahatsız edici yanı bile yok. bir kaç yerde leş gibi ortamlar falan var o kadar. boş zamanda bile izlenmez. içinde çocuk olan ve rahatsız edici film istiyorsanız gidin lilja 4-ever izleyin.
    bi gaflete düşüp izlemek isteyenler için içerik hakkında özet geçecek olursam: filmde herkeste fakirlik dizboyu. fakirliğin getirdiği sağlıksız beslenme ve kötü hayat şartlarında yaşayan hastalıklı bireylerin evlenip daha çok hastalıklı bireyler yetiştirmesini (hem zihinsel, hem fiziksel), nitekim onların hayatlarını konu alıyor .
  • çok güzel çekilmiş, montaj harikası harmony korine filmi. fakat yönetmenin filmi daha çok kendi sergilediği bir freak show olarak görmesi uyandırmak istediği hisleri uyandırmaktan uzaklaştırıyor. bu filmdeki duygu eksikliği julien-donkey boy da gideriliyor.
  • bir süre önce solomon'un profilden fotoğrafının bulunduğu bir afişini görmüş, izlemek istemiştim. adının sadece tek kelime, garip bir şey olduğunu hatırladığımdan pek mümkün olmadı tabii izlemek, ancak imdb'de rahatsız eden filmler listesinde adını görünce bunun o olduğunu anladım. her ne kadar bünyemi çok rahatsız etmemiş bir film olsa da, yeri geldiğinde mesaj da veren, o kadar da boş olmayan bir film gibi geldi bana.

    diyebilirim ki o banyo sahnesi izlediğim en güzel sahnelerden biridir. yanlış anlaşılmasın, az da olsa içim kalktı, ama çok hoş kurgulanmıştı bence. bu kadar. sırf bunu demek için entry yazdım işte.
  • 89 dakikamı geri istiyorum. şaka şaka zaten bütün gün boş boş oturuyorum, sen benim yerime ağla.
hesabın var mı? giriş yap